Hakan ATALAY, Meclis Yolunda...

Pek çok davranışıyla CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu andıran Atalay’a, siyasi çevrelerde "Kağıthane'nin Kılıçdaroğlusu" deniliyor.

Mali Müşavir ve İktisatçı olan Hakan Atalay kendisi ile yapılan röportajda şunları ifade ediyor:
 
Hakan Atalay kimdir?
1972 Almanya doğumluyum. İktisat fakültesi mezunuyum. Marmara Üniversitesi’nde de sertifikam var. İleri düzey İngilizce biliyorum. İstanbul Mali Müşavirler Odası ve Türkiye Yeminli Mali Müşavirler ve Mali Müşavirler Odası delegesiyim. Atatürkçü Düşünce Derneği ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği üyesiyim. Tema Vakfı’nın gönüllüsüyüm, Cumhuriyet Halk Evleri’nin gönüllüsüyüm. Kadına şiddete son çalışmalarında aktif rol aldım. Sosyal derneklerle ve sivil toplum kuruluşlarıyla çok yakın ilişkiler içindeyim. Uzun yıllar çeşitli ve aktif görevler aldım. Ailemin Cumhuriyet Halk Partili olması nedeniyle, o kültürle yetiştim. Atatürk ve ilkelerine bağlılık bizim için ailevi bir gelenektir. Mustafa Kemal’in idealleriyle, düşünceleriyle onun altı okla söylemek istedikleriyle büyüdük. Mustafa Kemal’in ideallerini en iyi şekilde çağdaş, demokrat, laik bir Türkiye özlemiyle yaşatmaya çalışıyoruz. Bunun içinde elimizden gelen bütün platformlarda bunu yaşamsal distur olarak kabul ettik ve çalışıyoruz.
 
Milletvekili olmanız durumunda yapmayı hedeflediğiniz şeyler nelerdir?
Ben daha önce belediye meclis üyeliği yaptım. Kağıthane’nin en aktif meclis üyesiydim. Söylenemeyen her şeyi söyledim. Belediye başkan yardımcılarının yaptığı yanlışlardan, taşeronlara haksız verilen, usulsüz harcanan milyonlardan, okullara yapılmayan yatırımlardan, kaynakların başıboş bir şekilde israf edilmesinden, belediye başkan yardımcılarının tembelliğinden, şov yapmalarından çok rahatsız oldum ve hepsini dile getirdim.

Ben bunları üç cümleyle özetlemiştim: Kaldırım taşı döşemekle belediyecilik, makam odasını izletmekle katılımcı belediyecilik, düğün dernek dolaşmakla da sosyal belediyecilik olmaz. Maalesef başkanımızın ekibi yoktu. Belediyecilik ekip işidir. Kâğıthane Belediye Başkanı, bir padişah gibi başbakanından aldığı icazetle, başbakan Ankara’da nasıl yönetiyorsa oda Kağıthane’de öyle yönetmeye çalışıyor. Çok yanlış bir yönetim. Eleştiriye tahammülü yok. Kendisi biat kültüründen gelmiş. Böyle bir yöneticilik anlayışı çok eskilerde kaldı. Artık daha katılımcı, şeffaf, modern, çağa uygun bir yönetim anlayışı benimsenmeli. Artık dünya bir köy oldu, internet sayesinde birçok insanla iletişim halinde oluyorsunuz, buna ayak uyduracak politikacılar lazım. Maalesef şu andaki birçok politikacı internetten bi haber! Genç, dinamik, aktif, dürüst, üniversite mezunu, yabancı dil bilen insanlara ülkenin ihtiyacı var. Ben de bir şey olmak için değil bir şey yapmak için adayım. Meclis üyeliğinde zaten neler yapabileceğimi, neler yaptığımı Kağıthane halkı biliyor. Diğer 2. bölgede yaşayan insanlarda bizi gazetelerden az çok tanıyor. Kendimizi bu dönemde daha iyi tanıtacağız. Ankara’da başarılı bir çalışma yapacağıma gönülden inanıyorum. Genel başkanım ve başkan yardımcılarımla beraber parti politikalarının, -41 tane Genel Başkanımın söylediği genel politikaların- alt kıvrımı olarak bizde çeşitli projeler üreteceğiz. Genel Başkanım Sosyal Sigorta Genel Müdürlüğü’nden ve hesap uzmanlığından gelmesi dolayısı ile bu konularda ihtisas sahibi. Bizde kendisine ürettiği projelerde yardımcı olmaya çalışacağız. Ben gerek Mali Müşavirlik nedeniyle; gerek bağımsız denetçi olmam nedeniyle; gerekse iletişim firmalarım olması nedeniyle, hem müşavirlik olarak hem de esnafın iş adamının ne sıkıntılarda olduğunu iyi biliyorum bu vergi yükleriyle çalışmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum.

 
Projeleriniz nelerdir?
Birçok projem var. Partimizin genel projeleri programları doğrultusunda projelerim olacak. Mesela genel başkanımız açıkladı: İşsizlik sigortası var. Bu işsizlik sigortası sadaka ekonomisini bitiren bir politika. Bunu iyi anlatmamız lazım. Bu çağdaş demokrasiyle yönetilen bir ülkeye bu tip güzel politikalar yakışır. Bizde nefer olarak bizde desteklemeye çalışıyoruz. AKP’nin derdi rant sağlamak sadece. Biz bunlara dur diyeceğiz. Takipçisi olacağız. Kağıthane’de ki dere yataklarında dönen yolsuzluklarla ilgili Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundum. İzin vermeyeceğim. Geçit vermeyeceğim…
 
Halkın tepkisi size nasıl?
Halk bizi tanıyor seviyor, güveniyor. Meclis üyeliğimi de gördükleri için Ankara’da da iyi temsil edeceğimize inanıyorlar. Kadınlar ve gençler bizleri en iyi şekilde destekliyorlar. Zaten benim siyasette çok güvendiğim iki öğe; birincisi gençlerimiz, ikincisi kadınlarımız. Zaten erkekler siyasi akrabalarımız olduğu için onlarla ilgili hiçbir sıkıntımız yok. Ben politikanın gençleşmesinden yanayım. Şu anda 80 den sonra sorgulamayan, okumayan, bilmeyen sindirilmiş bir gençlikle karşı karşıyayız. Dinci bir faşizmle karşı karşıyayız. 13 Haziranda herkese inat büyük bir tokatla iktidara geleceğiz ve buna bir dur diyeceğiz.
 
HAKAN ATALAY…
Kağıthane'nin Kılıçdaroğlu olarak bilinen Hakan Atalay yolsuzluklara karşı savaşmayı kendine amaç edinmiş. İki üniversite bitirmiş, ileri düzey İngilizce ve bilgisayar bilen, çağa ayak uydurabilen bir siyaset adamı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na duyduğu sevgi ve sadakatle izinden giderek ve onu örnek aldığını belirterek, Türkiye’de bir ilk olarak meclis üyesi olduğu ilk günden itibaren kendi internet sitesinde mal bildirim formunu koyarak mal beyanında bulundu. Bu bildirim Hakan Atalay'ın kendi dürüstlüğüne duyduğu özgüveni ortaya koymuş oldu. Kağıthane’nin Kılıçdaroğlu unvanını ona veren halk desteğini bir an olsun esirgemiyor. Hakan Atalay, CHP’nin 2. bölgede ki tüm programlarına katılmaya çalışıyor, halka iniyor, onlarla kucaklaşıyor. Vatandaşlar biraz şaşırsalar da, bundan gayet memnun kalıyor.

Hakan Atalay'ı daha yakından tanımak için www.hakanatalay.net internet sitesini ziyaret edebilirsiniz...