HAYATIMDAN DÜŞENLER; BİR HAYAT KİKAYESİ
“BARAN "Şunu çok net bir biçimde ifade edebilirim ki ben hayatımdan bir parçayı yani kendimi yazdım ancak eminim ki herkes bu kitapta kendinden bir parça bulacak, Çok da uzun bir süre üzerinde çalıştım çok emek verdim ama değdiğini düşünüyorum…
Bir Kitap çıkarma kararı aldım ve istedim ki hayatımdan okuyucuların hayatından bir parça insanların yüreğine dokunmayı onlara gerçekten binlerce insanın içinde nasıl bir insan tek başına kalır nasıl bir insan yoksunluğu yaşar. Daha iyi anladım…
Bir sayfayı doldurduktan sonra yandaki sayfayı boş bırakıyor ve daha sonra buraya düzeltme notlarımı alıyorum. “Romanın üslubu, içinde olan her şeyi ilk cümlede söylemek isterim. Bu nedenle roman yazması zordur… bende kolay olan hiçbir şeyi kendimde bulmadım zaten hep zoru seven birisi olarak, zoru başarma gayreti içinde buldum kendimi; (Kolayı herkes yapar önemli olan zoru başarmaktır) işte bu ilke doğrultusunda kendimi geliştirdim….
Hayat bana hiç gülmedi bu yaştan sonrada, sanmıyorum öyle ya doğarken’ de ağlayarak, Geldik, gülmeyi öğreten olmadı bana Umutlarım vardı çünkü umutsuz yaşanmazdı ki, Bende herkes gibi umula yaşadım, Hayaller kurdum herkes gibi
bende yanlışlıkla Gelmişim dünyaya, bazen yıllarca emekler verdiğim insanların bana yaptıklarına bakıyorum da Arkadaş eş dost kimse olmuyor insanın hayatında yalnız gelmişsen dünyaya yalnız yaşıyor yalnız ölüyorsun, aslında hayat sadece bundan ibaret dedi.
Asıl olan kitap çıkarmak değil kitaba ruh katmak olduğunu belirten Baran , ben büyük bir risk aldım okunmayan kitap yoktur eminim bu kitapta herkes kendisinden bir şeyler bulacak okunacak belki küçük hatalarımız olacak bekli bizi, eleştirenler olacak ama ben cesaret örneği gösterdiğimiz düşüyorum ben ilk okul mevzunuyum bilindiği gibi bir çok profesörler var, kitap çıkaracak ancak ben kendimi bu konuda yetiştirdiğimi düşünerek bu yola çıktım heyecanlıyım umutluyum biliyorum ki insanlar ölür ancak eserleri yaşar bende bu hayata bir eser bırakmak için kitap çıkarıyorum okuyuculardan, alıp okumaları bizden talep olursa da biz elimizden geldiğince okuyucular ile kitabımızı buluşturmak için yardımcı oluruz dedi.
19. yüzyılda hayatımıza romanların girmesiyle yazının büyüsü iyice arttı. Kurgu metinlerin merakı, insanın kendi labirentinde adres sormaya benziyor ya da bilmediğin labirentlerin nasıl olduğunu merak ettiriyor insana. Bunun sonunun olmadığını biliyor ama merak ediyor. İşin güzelliği de burada sanırım.
Yazıyı içselleştirip kaleme sarılmalı
Her gün sabah erkenden kalkıyorum, çalışma masama oturuyorum ve işte yazmaya hazırım. Bu karanlık odaya girmek istiyorsanız güçlü olmalısınız, dirençli olmalısınız ve yaptığınız şeyden emin olmalısınız.” Böyle diyerek yazar adaylarına disiplinli çalışmanın önemini aktaran Mehmet Baran”ın söylediklerinde ön plana çıkan unsur “yazarın yazıya dokunabilmesidir. Yazar adaylarının yazıyı içselleştirip kaleme sarılmasıdır. İçselleşmemiş kelimelerin yazara uğrayacağını söylemek zordur.
Doğulu ama Batıda yaşayan bir yazar olarak Batı’nın istediği Doğuyu anlatmasıdır.
Çocukluğu doğuda geçen Baran, dış dünya ile tek bağlantısının kitaplar olduğunu ve bunun dışında yapacak bir şey olmadığını ifade etti.
Yaşarken zor gibi göründüğünü ama yazarlığını besleyen asıl unsurun bu olduğunu ifade ediyor,
Biraz işin magazin kısmını, biraz da yazmanın gizemini merak eden okurlar için kapı aralayacak satırlara sahip. Bir kitap olarak raflarda yerini alacağı günleri bekliyor…