Prof. Dr. ERDAL İNÖNÜ
İnsanı hüzünlendiren bir mevsimdir, sonbahar. Güz günleri ile birlikte, merhaba demeye hazırlandığımız kış günlerine yaklaştıkça, insanı bir sıkıntı basar, bende olduğu gibi. Her mevsimin bir güzelliği vardır kendine göre, aslolan bir tarafından tutunmak olmalı bu güzelliklere. .Koskoca bir hayatın bu tür gelgitler ile tükendiğini fark edemeyiz bile, kimi zaman neşeli, kimi zaman sıkkın.
Siz hiç,bugün canım çok sıkkın, ne yapsam da kendime gelsem, veya biraz kendimle alay etsem ,ne iyi olur, diyene hiç rastladınız mı?
Oysa,ironi katarak, insanın, kendisi ile alay edebilmesi,en az aspirin kadar etkili ve önemli bir meziyet.Ancak kendisiyle barışık olan insan yapabilir bunu.Fakat bu özellik,hayatın her alanında kullanılması gereken bir argüman olarak görülmemeli.
Yerinde ve zamanında kullanılması durumunda,insanın ruh sağlığına müspet yönde önemli katkısı olacağı kesin.İnsanın kendisiye alay edebilme erdemliliğini gösterebilmesini,tek bir kelime ile ifade etmek gerekirse, bunun karşılığı özgüven olmalı.Özgüvene sahip olan her insan,rahat,hoşgörülü ve aynı zamanda eğlenceli bir kişiliktir.Pozitif duygular yaymakla kalmayıp çevresiyle sağlıklı etkileşim içinde olur.Kendisini sevmekle birlikte başkalarına da asla saygıda kusur etmez.
Bir düşünün,insanın, bu özelliğini siyasi yaşamda kullandığını, ama gülesim geliyor,
çünkü ülkemizde bazı siyasi liderlerin kullandığı üslup çözümsüzlüğe adeta çanak tutmakta.Siyaset dünyasında bu meziyetlere sahip olanların sınırlı sayıda olması ülke siyasetimiz açısından, hazin bir durum.
Geçmişe baktığımızda, rahmetle andığımız Prof. Dr. Erdal İnönü’nün dışında bu erdemli davranışı yerinde ve zamanında ortaya koyabilen çok az kişi görebildim.
Kullandığı üslup,insan merkezli, siyaset ve hayata bakış açısı ile hala akıllarda ise de,21.yy.da ülkemizde geçer akçe olmamasına ne demeli bilmiyorum.Ama iyi bildiğim bir şey var ki o’da hoşgörünün adının, Erdal İnönü olduğu!
Diğer taraftan ,düşüncelerinden dolayı hapishanelere düşen, düşüncelerini karikatürize ederek topluma aktarma çabası içinde olanların maruz kaldıkları baskılar, günlük yaşamın olağan bir parçası haline geldiğini gördükçe, sorunlarımızın çözümsüzlüğünü görmek, insanı adeta deli etmekte ve çaresizlik girdabından toplum olarak kendimizi kurtaramamaktayız.
Aramızdan ayrılışının 4.yılında(31/10/2007) SHP Genel Başkanı Prof . Dr. Sn. Erdal İNÖNÜ’yü rahmetle anarken tüm halkımızın kurban bayramını kutluyorum. Saygılarımla.
Hasan TEMEL hasan@temel.us