CHP Kurultay'ından İzlenimler...
CHP Kurultay'ından İzlenimler...
Bir önceki yazımda belirttiğim gibi Kaz dağlarının doyumsuz güzelliklerini yaşadıktan sonra pazar gecesi İstanbul’a döndüm.
Üç saatlik kısa bir uykudan sonra, henüz gün doğmadan partili dostlarımızla birlikte Ankara’nın yollarına düştük.
Marmara ve batı Karadeniz bölgelerinde yeşil doğanın gösterdiği konukseverliği Bolu dağlarından sonra görememenin üzüntüsünü yaşasak da genç Türkiye cumhuriyetinin başkenti ile kucaklaşmanın mutluluğunu bir başka oluyor.
Hava sıcak mı sıcak. İnsanı adeta bunaltmakta. İstanbul’un nemli havasından uzaklaşıp Ankara’ya ulaşınca nem oranının çok düşük olması yaşamımıza güzellikler katıyordu.
Hava sıcaklığının dışında kurultay sıcaklığı da kendini fazlasıyla hissettiriyordu.
Yol boyunca bizde olduğu gibi tüm partililerde 34.olağan kurultaya katılımın nasıl olacağı merak konusuydu.
Ayrıca tatil dönemi olmasının yanı sıra havanın aşırı sıcak olması katılım noktasında endişelerin artmasına sebep olmaktaydı.
Salona girdiğimiz anda, yaşanan endişelerin ne kadar yersiz olduğunu görmek her partilinin yaşamak isteyeceği güzel bir duygu olduğunu söyleyebiliriz.
Salon hınca hınç dolu idi. Bir o kadarda insanın dışarıda olması kurultayın hafta içi yapılmasının yarattığı olumsuz sendromu anlamsız kılıyordu.
Artık yaşanan endişelerin yerini, kurultay sürecinin nasıl seyredeceği zihinleri kurcalıyordu.
Bildiğiniz gibi kurultaylar AKP’nin yaptığı gibi şova dönüştürülerek, büyük kalabalıklar önünde genel başkanın konuşmasından sonra kendilerinin atamış oldukları delegelerin kendilerini seçmesi ile de yapılabilmekte.
Ve bunlar yapılırken demokrasi nutuklarına alkış tutmanın anlamsızlığını görememeleri insanların bir kısmının zihinsel yorgunluğuna sebep olmaktadır.
Kurultay sürecinin başlamasıyla birlikte beklenen kalitenin kendini göstereceği belli oluyordu.
Ve öyle de oldu.
Siyasetin konuşulmadığı ortamlarda kişiler tartışılır ve dedikodu siyaseti öne çıkar ve bu anlayışın siyasi yaşamımızdan bir daha geri gelmemek üzere çıkması, bütün siyasi partilerimizin ortak dileği olsun diyelim ve bu konuya daha fazla girmeyelim.
Kurultay süresince partililerin özgürce konuşmaları ve siyasi eleştirilerini yapabilmeleri karşısında salondakilerin yaklaşım biçimi sosyal demokrat bir davranışın temel ölçüleri dahilinde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Kongre süresince verilen mesajlar olması gerektiği gibi insan merkezli idi. Partililer tarafından saatlerce verilen siyasi mesajlar heyecanı ve kurultay çalışmalarını nitelik olarak arttırmakta idi.
Artık çarşaf listenin demokratikliği tüm partililer tarafından kabul edilmekte ve uygulanması benimsenmektedir.
Üyenin istediğini seçebilme özgürlüğü yaşanan zorlukların dayanılmaz hazzını her an belli ediyordu.
Genel başkan tarafından neredeyse, seçilmesi gerekenin iki katı parti meclisi aday listesinin delegelere sunulması parti içi demokrasi açısından önemli bir hamle olarak görülmelidir.
Gönül hiç bir listenin çıkarılmamasını istese de dönüşümün sancılı olacağı ve zamana ihtiyaç duyulduğu bilinmelidir.
Şahsen, kurultaydan çıkardığım ana fikir, örgütlerde karşılığı olmayanların partinin karar mekanizmalarında da olmaması gerektiği,
İktidarı hedefleyen Cumhuriyet Halk Partisinin direksiyonu sola kırma ihtiyacının dışında tasfiyeci bir anlayışa karşı bir duruşun sergilenmesi olduğunu düşünüyorum. Saygılarımla.
Hasan TEMEL hasan@temel.us
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.