Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
merkez

Anlatılacak Hikayesi Olmayanlar!

Duyuru İlan (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 17.06.2013 - 11:28, Güncelleme: 01.09.2022 - 17:05 1675+ kez okundu.
 

Anlatılacak Hikayesi Olmayanlar!

Hasta adam demişlerdi, Avrupalılar! Koca bir imparatorluğun yaşadığı toprak kayıpları, yeni devletlerin kurulmasına sebep oluyordu.   Yaşanan çaresizlik,devlet yöneticilerini düşülen girdaptan çıkmak için emperyalist ülkelerden medet umar duruma getirdi.   Her şey bitti derken, bir yurtsever,omuzlarındaki apoletleri ve gelecekte yaşayabileceği tatlı  hayatı bir kenara iterek, Anadolu yollarına düşer.   Anadolu emperyalistlerin işgali altında.. Ne gam! Tek bir amacı var. İnancından ve güveninden asla şüphe duymadığı,Anadolu insanı ile kurtuluş mücadelesi vermek ve yepyeni bir devlet kurmak.   “İnanmak başarmanın yarısı” olduğu söylenir. İnandılar,başardılar ve genç Türkiye Cumhuriyetini gelecek nesillere armağan ettiler.   Bu destansı öyküyü burada anlatmaya gerek yok. Türkiye cumhuriyeti vatandaşı olan her birey, bunun değerini iyi bilir,bilmelidir de. Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyetin ilelebet yaşatılmasını,gençlere emanet eder ve huzur içinde, bir daha geri dönmemek üzere aramızdan ayrılır.   Bu, öyle bir ayrılık ki, kurtuluş savaşı destanını yazan şehitlerimizin, Mustafa Kemal Atatürk adı altında vücut bulması ve anlatılacak hikayeleri olan bir nesil olarak insanlık tarihindeki yerlerini alırlar.   Devrimler süreklilik ister. Durağanlık, karşı devrimleri tetikler. Tarih,devrimlerin sekteye uğramasıyla,karşı devrimlerin başarılarına,zaman zaman tanıklık etmiştir.   Ülke tarihimizde de, karşı devrim girişimleri oldu, olacak da. Yedi düvele karşı verilen mücadele sonucu atılan temel,genç Türkiye cumhuriyetini ayakta tutan güçtür.   Tarih,bu güç karşısında yaşanan ve yaşanacak olan yenilgilerin, tarihi olma yolunda, hızla ilerlediğini göstermektedir.   Yaşı, kemale erenler iyi bilir, 60’larda, 70’lerde bu ülkede nelerin yaşandığını. Ülke olarak, ekonomik bağımsızlığımızın günden güne eridiği ve yoksulluk,yolsuzluk sarmalında halkın inim inim inlediği.   “Toplumsal muhalefetin,ekonomik gelişmenin önüne geçmesi” neticesinde, ürken “fincancı katırları” nın,ülke aydınlarına,öğrencilerine ve emekçilerine reva gördükleri unutulur mu?   Her 10 yılda bir,gelenekselleşen darbelere karşı, bu ülkenin aydınlık yüzünü temsil edenlerin mücadelesi destan değil de nedir.?   Bu destan,kan ve gözyaşının,her daim eksik olmadığı, gencecik fidanların toprağa düşerek bağımsızlık, özgürlük mücadelesini ileriye taşıyanların destanı olarak hatırlanacaktır.   12 Eylül 1980.. ‘Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ dediğimiz yeni bir dönemin başlangıcı.   Halkın,ekonomik,sosyal,siyasal ve kültürel hayatının, menfi yönde etkilendiği, sosyal hukuk devletinin yerine,kendi demokrasilerini kuran,özgürlüklere karşı duyarsız yönetimlerin hüküm sürdüğü, dönemler olarak hafızalarda, yerini aldığını gördük.   Tam, umutların tükendiği bir anda, beklentilerden uzak, başta ne olduğunu çözemediğimiz çok farklı, bizim gibi düşünmeyen,bizim gibi yaşamayan,bizim gibi eylem koymayan,kendini herhangi bir kuruma karşı aidiyet duygusu taşımayan,sadece, özgürlüklerine karşı hassas olan, bir gençlik ile yüzleştik.   Onlara 90’lılar adını koyduk. Anlatmaya gerek yok bu gençleri.“Bir musibet bin nasihatten iyidir” deyimine uygun bir davranış sergileyerek ne olduklarını,kim olduklarını, pratiğe dökerek, kendilerini halka tanıttılar ve gelecekte anlatılacak hikayesi olanların saflarında yerlerini aldılar.   Peki bu ülke de anlatılacak hikayesi olmayanlar yok mu? Olmaz mı? 12 Eylül 80, böyle bir neslin yetişmesine yardımcı bile oldu.   Ev de,işyerin de,okul da,tarla da,her nerede ise,çocuklarımıza,hiçbir şeye karışmaması yönünde telkinde bulunmaktan kendimizi alamadık,başına bir şey gelmesin diye. Anne-baba yüreği.. Ne diyebilirsin ki?   Çizilen dairenin dışına taşmanın,hukuksuzluk olduğu,düşünmenin değil, itaat etmenin erdemliliklerini öne çıkaran, bir eğitim hamlesi ile gençlerin çember dışına çıkmaları daima engellendi.     Şüphesiz ki, çember dışına çıkma başarısını gösterenler de oldu. Dünyada yaşananları gördüler. Babalarının yaşadıklarını, kendileri de yaşadılar ve yaşayacaklar.   Her şeyi görseler de, göremeyenleri gördükçe, iç dünyalarında kopan fırtınalarla boğuşacaklar. Bazen teslimiyet, bazen isyan duyguları kabaracak.    Artık, 90 lılarında bir hikayesi var.   Ya anlatılacak hikayesi olmayanlar?   ‘Milli iradeye saygı’ adı altında milli iradeye karşı mitingler düzenleyerek toplumda kutuplaşmaya sebep olduklarını..   Milli iradenin,sadece halkın kendilerine vermiş olduğu yetki değil, toplumun bütün kesimlerinin özgürlüklerine sahip çıkmak olduğunu..   ‘Cami de içki içildi’ gibi doğruluğu ispatlanamayan söylemlerin yaratabileceği infialin yine milli iradenin sağduyusu ile aşıldığını..   İktidar olunduğu halde, sürekli mağduriyet politikaları ile halkın duygularının istismar edildiğini..   Tarihimizde İrticanın simgesi olarak algılanan Topçu kışlasının, ısrarla, Taksim gezi parkı alanına inşa edilmek istenmesini..   Her şeyin normalleşmeye başladığı, piyano resitallerinin ses verdiği  bir ortam da ,müdahale sebebinin altında yatan gerçekleri..   Barış sürecinde,terör örgütü PKK ve lideri Öcalan’a gösterilen sabrın, on da birinin gençlere gösterilmediğini,göremeyecekler..anlayamayacaklar..bilemeyecekler.   Çember içine hapsedilmiş,toplumsal duyarlılıktan mahrum,olup bitenleri çözemeyen,bilimden uzak tavırlarıyla hurafelerin peşine takılan bu büyük kitleler ne olacak?   Hiçbir şey olmayacak.. Karşı devrim saflarında yer almaya devam edecekler.. Her zaman güçten yana olsalar da olduklarını göremeyecekler. Biat kültürünü özümseyecekler..   İç dünyalarında yaşadıklarını hiçbir zaman itiraf edemeyecekler.. Babalarının olmadığı  gibi, kendilerinin de gelecek nesillere anlatacakları hikayeleri olmayacak. Gerçekleri görseler de saf değiştirme cesaretini gösteremeyecekler.   12 Eylül de yaşananlar aydınlandıkça, o günlerde sessiz kalanların bu gün iç dünyalarında yaşadıkları utancı, bu gün, yine duyarsız kalmakla, yıllar sonra da olsa aynı utancı yaşayacaklar.   Ön yargılar insanlığın en büyük musibetlerindendir. “Düşünceyi değiştirmek atomu parçalamaktan daha zor” dememişmiydi Albert Einstain.     Yazımızın başında değinmiştik.. Nasıl bir mucize ki, hasta adam hala ayakta. Çünkü,bu hikayeleri yazanlar var oldukça “hasta adam”ın yıkılması,söz konusu olmayacak ve gelecekte  ön yargı sarmalına mahkum olmuş bu büyük kitlenin kurtuluşuna sebep olacaklardır. Saygılarımla.   Hasan TEMEL        hasan@temel.us

Hasta adam demişlerdi, Avrupalılar!

Koca bir imparatorluğun yaşadığı toprak kayıpları, yeni devletlerin kurulmasına sebep oluyordu.

 

Yaşanan çaresizlik,devlet yöneticilerini düşülen girdaptan çıkmak için emperyalist ülkelerden medet umar duruma getirdi.

 

Her şey bitti derken, bir yurtsever,omuzlarındaki apoletleri ve gelecekte yaşayabileceği tatlı  hayatı bir kenara iterek, Anadolu yollarına düşer.

 

Anadolu emperyalistlerin işgali altında..

Ne gam!

Tek bir amacı var.

İnancından ve güveninden asla şüphe duymadığı,Anadolu insanı ile kurtuluş mücadelesi vermek ve yepyeni bir devlet kurmak.

 

“İnanmak başarmanın yarısı” olduğu söylenir.

İnandılar,başardılar ve genç Türkiye Cumhuriyetini gelecek nesillere armağan ettiler.

 

Bu destansı öyküyü burada anlatmaya gerek yok.

Türkiye cumhuriyeti vatandaşı olan her birey, bunun değerini iyi bilir,bilmelidir de.

Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyetin ilelebet yaşatılmasını,gençlere emanet eder ve huzur içinde, bir daha geri dönmemek üzere aramızdan ayrılır.

 

Bu, öyle bir ayrılık ki, kurtuluş savaşı destanını yazan şehitlerimizin, Mustafa Kemal Atatürk adı altında vücut bulması ve anlatılacak hikayeleri olan bir nesil olarak insanlık tarihindeki yerlerini alırlar.

 

Devrimler süreklilik ister.

Durağanlık, karşı devrimleri tetikler.

Tarih,devrimlerin sekteye uğramasıyla,karşı devrimlerin başarılarına,zaman zaman tanıklık etmiştir.

 

Ülke tarihimizde de, karşı devrim girişimleri oldu, olacak da.

Yedi düvele karşı verilen mücadele sonucu atılan temel,genç Türkiye cumhuriyetini ayakta tutan güçtür.

 

Tarih,bu güç karşısında yaşanan ve yaşanacak olan yenilgilerin, tarihi olma yolunda, hızla ilerlediğini göstermektedir.

 

Yaşı, kemale erenler iyi bilir, 60’larda, 70’lerde bu ülkede nelerin yaşandığını.

Ülke olarak, ekonomik bağımsızlığımızın günden güne eridiği ve yoksulluk,yolsuzluk sarmalında halkın inim inim inlediği.

 

“Toplumsal muhalefetin,ekonomik gelişmenin önüne geçmesi” neticesinde, ürken “fincancı katırları” nın,ülke aydınlarına,öğrencilerine ve emekçilerine reva gördükleri unutulur mu?

 

Her 10 yılda bir,gelenekselleşen darbelere karşı, bu ülkenin aydınlık yüzünü temsil edenlerin mücadelesi destan değil de nedir.?

 

Bu destan,kan ve gözyaşının,her daim eksik olmadığı, gencecik fidanların toprağa düşerek bağımsızlık, özgürlük mücadelesini ileriye taşıyanların destanı olarak hatırlanacaktır.

 

12 Eylül 1980..

‘Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ dediğimiz yeni bir dönemin başlangıcı.

 

Halkın,ekonomik,sosyal,siyasal ve kültürel hayatının, menfi yönde etkilendiği, sosyal hukuk devletinin yerine,kendi demokrasilerini kuran,özgürlüklere karşı duyarsız yönetimlerin hüküm sürdüğü, dönemler olarak hafızalarda, yerini aldığını gördük.

 

Tam, umutların tükendiği bir anda, beklentilerden uzak, başta ne olduğunu çözemediğimiz çok farklı, bizim gibi düşünmeyen,bizim gibi yaşamayan,bizim gibi eylem koymayan,kendini herhangi bir kuruma karşı aidiyet duygusu taşımayan,sadece, özgürlüklerine karşı hassas olan, bir gençlik ile yüzleştik.

 

Onlara 90’lılar adını koyduk.

Anlatmaya gerek yok bu gençleri.“Bir musibet bin nasihatten iyidir” deyimine uygun bir davranış sergileyerek ne olduklarını,kim olduklarını, pratiğe dökerek, kendilerini halka tanıttılar ve gelecekte anlatılacak hikayesi olanların saflarında yerlerini aldılar.

 

Peki bu ülke de anlatılacak hikayesi olmayanlar yok mu?

Olmaz mı?

12 Eylül 80, böyle bir neslin yetişmesine yardımcı bile oldu.

 

Ev de,işyerin de,okul da,tarla da,her nerede ise,çocuklarımıza,hiçbir şeye karışmaması yönünde telkinde bulunmaktan kendimizi alamadık,başına bir şey gelmesin diye.

Anne-baba yüreği..

Ne diyebilirsin ki?

 

Çizilen dairenin dışına taşmanın,hukuksuzluk olduğu,düşünmenin değil, itaat etmenin erdemliliklerini öne çıkaran, bir eğitim hamlesi ile gençlerin çember dışına çıkmaları daima engellendi.

 

 

Şüphesiz ki, çember dışına çıkma başarısını gösterenler de oldu.

Dünyada yaşananları gördüler.

Babalarının yaşadıklarını, kendileri de yaşadılar ve yaşayacaklar.

 

Her şeyi görseler de, göremeyenleri gördükçe, iç dünyalarında kopan fırtınalarla boğuşacaklar.

Bazen teslimiyet, bazen isyan duyguları kabaracak. 

 

Artık, 90 lılarında bir hikayesi var.

 

Ya anlatılacak hikayesi olmayanlar?

 

‘Milli iradeye saygı’ adı altında milli iradeye karşı mitingler düzenleyerek toplumda kutuplaşmaya sebep olduklarını..

 

Milli iradenin,sadece halkın kendilerine vermiş olduğu yetki değil, toplumun bütün kesimlerinin özgürlüklerine sahip çıkmak olduğunu..

 

‘Cami de içki içildi’ gibi doğruluğu ispatlanamayan söylemlerin yaratabileceği infialin yine milli iradenin sağduyusu ile aşıldığını..

 

İktidar olunduğu halde, sürekli mağduriyet politikaları ile halkın duygularının istismar edildiğini..

 

Tarihimizde İrticanın simgesi olarak algılanan Topçu kışlasının, ısrarla, Taksim gezi parkı alanına inşa edilmek istenmesini..

 

Her şeyin normalleşmeye başladığı, piyano resitallerinin ses verdiği  bir ortam da ,müdahale sebebinin altında yatan gerçekleri..

 

Barış sürecinde,terör örgütü PKK ve lideri Öcalan’a gösterilen sabrın, on da birinin gençlere gösterilmediğini,göremeyecekler..anlayamayacaklar..bilemeyecekler.

 

Çember içine hapsedilmiş,toplumsal duyarlılıktan mahrum,olup bitenleri çözemeyen,bilimden uzak tavırlarıyla hurafelerin peşine takılan bu büyük kitleler ne olacak?

 

Hiçbir şey olmayacak..

Karşı devrim saflarında yer almaya devam edecekler..

Her zaman güçten yana olsalar da olduklarını göremeyecekler.

Biat kültürünü özümseyecekler..

 

İç dünyalarında yaşadıklarını hiçbir zaman itiraf edemeyecekler..

Babalarının olmadığı  gibi, kendilerinin de gelecek nesillere anlatacakları hikayeleri olmayacak.

Gerçekleri görseler de saf değiştirme cesaretini gösteremeyecekler.

 

12 Eylül de yaşananlar aydınlandıkça, o günlerde sessiz kalanların bu gün iç dünyalarında yaşadıkları utancı, bu gün, yine duyarsız kalmakla, yıllar sonra da olsa aynı utancı yaşayacaklar.

 

Ön yargılar insanlığın en büyük musibetlerindendir.

“Düşünceyi değiştirmek atomu parçalamaktan daha zor” dememişmiydi Albert Einstain.  

 

Yazımızın başında değinmiştik..

Nasıl bir mucize ki, hasta adam hala ayakta.

Çünkü,bu hikayeleri yazanlar var oldukça “hasta adam”ın yıkılması,söz konusu olmayacak ve gelecekte  ön yargı sarmalına mahkum olmuş bu büyük kitlenin kurtuluşuna sebep olacaklardır. Saygılarımla.

 

Hasan TEMEL        hasan@temel.us

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gophaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Adana suriyeli escort Çukurova suriyeli escort Seyhan suriyeli escort Ankara suriyeli escort Mamak suriyeli escort Etimesgut suriyeli escort Polatlı suriyeli escort Pursaklar suriyeli escort Haymana suriyeli escort Çankaya suriyeli escort Keçiören suriyeli escort Sincan suriyeli escort Antalya suriyeli escort Kumluca suriyeli escort Konyaaltı suriyeli escort Manavgat suriyeli escort Muratpaşa suriyeli escort Kaş suriyeli escort Alanya suriyeli escort Kemer suriyeli escort Bursa suriyeli escort Eskişehir suriyeli escort Gaziantep suriyeli escort Şahinbey suriyeli escort Nizip suriyeli escort Şehitkamil suriyeli escort İstanbul suriyeli escort Merter suriyeli escort Nişantaşı suriyeli escort Şerifali suriyeli escort Maltepe suriyeli escort Sancaktepe suriyeli escort Eyüpsultan suriyeli escort Şişli suriyeli escort Kayaşehir suriyeli escort Büyükçekmece suriyeli escort Beşiktaş suriyeli escort Mecidiyeköy suriyeli escort Zeytinburnu suriyeli escort Sarıyer suriyeli escort Bayrampaşa suriyeli escort Fulya suriyeli escort Beyoğlu suriyeli escort Başakşehir suriyeli escort Tuzla suriyeli escort Beylikdüzü suriyeli escort Pendik suriyeli escort Bağcılar suriyeli escort Ümraniye suriyeli escort Üsküdar suriyeli escort Esenyurt suriyeli escort Küçükçekmece suriyeli escort Esenler suriyeli escort Güngören suriyeli escort Kurtköy suriyeli escort Bahçelievler suriyeli escort Sultanbeyli suriyeli escort Ataşehir suriyeli escort Kağıthane suriyeli escort Fatih suriyeli escort Çekmeköy suriyeli escort Çatalca suriyeli escort Bakırköy suriyeli escort Kadıköy suriyeli escort Avcılar suriyeli escort Beykoz suriyeli escort Kartal suriyeli escort İzmir suriyeli escort Balçova suriyeli escort Konak suriyeli escort Bayraklı suriyeli escort Buca suriyeli escort Çiğli suriyeli escort Gaziemir suriyeli escort Bergama suriyeli escort Karşıyaka suriyeli escort Urla suriyeli escort Bornova suriyeli escort Çeşme suriyeli escort Kayseri suriyeli escort Kocaeli suriyeli escort Gebze suriyeli escort İzmit suriyeli escort Malatya suriyeli escort Manisa suriyeli escort Mersin suriyeli escort Yenişehir suriyeli escort Mezitli suriyeli escort Erdemli suriyeli escort Silifke suriyeli escort Akdeniz suriyeli escort Anamur suriyeli escort Muğla suriyeli escort Bodrum suriyeli escort Milas suriyeli escort Dalaman suriyeli escort Marmaris suriyeli escort Fethiye suriyeli escort Datça suriyeli escort Samsun suriyeli escort Atakum suriyeli escort İlkadım suriyeli escort Adıyaman suriyeli escort Afyonkarahisar suriyeli escort Ağrı suriyeli escort Aksaray suriyeli escort Amasya suriyeli escort Ardahan suriyeli escort Artvin suriyeli escort Aydın suriyeli escort Balıkesir suriyeli escort Bartın suriyeli escort Batman suriyeli escort Bayburt suriyeli escort Bilecik suriyeli escort Bingöl suriyeli escort Bitlis suriyeli escort Bolu suriyeli escort Burdur suriyeli escort Çanakkale suriyeli escort Çankırı suriyeli escort Çorum suriyeli escort Denizli suriyeli escort Diyarbakır suriyeli escort Düzce suriyeli escort Edirne suriyeli escort Elazığ suriyeli escort Erzincan suriyeli escort Erzurum suriyeli escort Giresun suriyeli escort Gümüşhane suriyeli escort Hakkari suriyeli escort Hatay suriyeli escort Iğdır suriyeli escort Isparta suriyeli escort Kahramanmaraş suriyeli escort Karabük suriyeli escort Karaman suriyeli escort Kars suriyeli escort Kastamonu suriyeli escort Kırıkkale suriyeli escort Kırklareli suriyeli escort Kırşehir suriyeli escort Kilis suriyeli escort Konya suriyeli escort Kütahya suriyeli escort Mardin suriyeli escort Muş suriyeli escort Nevşehir suriyeli escort Niğde suriyeli escort Ordu suriyeli escort Osmaniye suriyeli escort Rize suriyeli escort Sakarya suriyeli escort Siirt suriyeli escort Sinop suriyeli escort Sivas suriyeli escort Şanlıurfa suriyeli escort Şırnak suriyeli escort Tekirdağ suriyeli escort Tokat suriyeli escort Trabzon suriyeli escort Tunceli suriyeli escort Uşak suriyeli escort Van suriyeli escort Yalova suriyeli escort Yozgat suriyeli escort Zonguldak suriyeli escort
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler siyahbet giriş siyahbet giriş