Amatör futbol kulüpleri genellikle ilçenin semtin, mahallenin ismi ile özdeşleşen adları ile gençlerin spor yaptığı kardeşlik hukukunu geliştiği abi kardeş saygısının kazanıldığı yerlerdi.
İstanbul'a göçün fazla olduğu yıllarda farklı bölgelerden gelmiş insanların farklı kültürlerin kaynaşması açısından sosyolojik olarak da yararlı bir görevleri vardı. Profesyonel spor kulüpleri bile bu mantıkla kurulmuş ve görev yapmışlardır.
Bugün her futbol kulübünün simge haline gelen eski futbolcu, yönetici isimleri vardır. Bugün durum ne? Profesyonel spor kulüpleri para dan başka bir şey düşünmeyen dev bir endüstri olmuş insanı ne kadar değer varsa çürütülmüş bir sisteme dönmüş vaziyette.
Amatör spor kulüpleri de artık bir kaç istisna hariç kuruluş amacından çok farkı bir yapıya büründü. Amatör spor kulüpleri hatırı sayılır bir para gerektiren birer işletme haline geldi. İlçe ve mahalleler dev nüfuslu kent haline geldi. Herkesin herkesi tanıdığı o güvenli mahalleler tam tersi kimsenin kimseyi tanımadığı bir alana dönüştü.
Bu yeni duruma ayak uyduramayan spor kulüpleri mahalleden kopuk marjinal grup eline geçti.
Tribünler ağır abilerin arenası durumuna düştü.
Kulübüne destek amacıyla değil kavga patırtı yapmaya gelir oldular.
Gaziosmanpaşa Küçükköyspor kulübü taraftarlarından bir çocuk bıçaklanarak öldürüldü.
Kim suçlu?
Hiç mazeret yok kulüp yöneticileri, gençlik spor bakanlığı, hepimiz suçlu…
Ne yapılmalı?
Bundan sonra problemin büyüğü başlıyor kimse kendi kulübüne dokundurmuyor. Devlet bu topa biraz sert girmeli gibi duruyor. Muhammed kardeşimizin anısına... Saygılarımla.