31 Mart mahalli idareler seçimi, AKP’nin geleceğini belirleyecek gibi…
Fısıltı gazeteleri boş durmuyor...
Yazılan- çizilen senaryolar, insana bu kadar da olmaz dedirtecek cinsten…
An itibarıyla, seçimlerde yaşanacak ciddi bir güç kaybı beklentisi, merkez sağı, sarıp sarmalamış durumda.
Merkez sağda siyaset dışına itilmişler tetikte…
Ne de olsa durumdan vazife çıkarma, fırsattan istifade, siyasetimizin vazgeçilmezleri…
Abdullah Gül, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu…
Tayyip Bey tarafından bir kalemde silinen AKP’nin eski ağır topları…
Malum, artık yoklar, yok oldukları gibi derin mi derin bir sessizlik içindeler…
Fısıltı gazeteleri, yeni bir parti arayışı içinde olduklarını yayıyorlar…
Parti kurarlar ya da kuramazlar demeyeceğim.
Bırakın parti kurmayı, bu şahsiyetler, Tayyip Beyden izinsiz, t…..’e bile gidemezler(!)
2002’deki AKP özlemi içindeymişler…
Adalete saygılı, insan haklarından yana, parlamenter demokrasiye sevdalı bir parti olacakmış…
Hadi bakalım, kolay gelsin, inşallah benim gibi düşünenleri utandırırsınız.
Geçelim CHP’ye…
Her seçim sonrası olduğu gibi CHP’de yine, şenlik beklentisi var!
Kılıçlar çekilecek, savaş baltaları parti içi hesaplaşmanın çirkin yüzünü oluşturacak!
Kimse yeni bir parti beklemesin…
Kökleri Kuvayı Milliyeye dayanan CHP var olduğu sürece, alternatif bir sol partiye hayat hakkı yok…
Çare tek…
Emek eksenli, emek politikalarından, hak,hukuk ve adaletten yana çağdaş sol bir CHP…
Bildiğimden değil…
Basın yayın organlarında yer alan haberlerin yalancısıyım…
Beykoz konaklarından esen rüzgarların, CHP’yi etkisi altına alacağı söyleniyor.
Acil olağan üstü bir Kurultay…
Tavsiyelere riayet edecek yeni bir genel başkan…
CHP listelerinde yer bulamayınca soluğu DSP’de alan sözde sosyal demokratlar!
Ve DSP ile izdivaç…
Gerçek ya da dedikodu…
Her iki parti hakkında ayyuka çıkan bu söylentiler yenir yutulur gibi değil.
Zaman her şeyin ilacı olduğuna göre, iyisi mi bekleyip görelim.