Her an her şeyin yaşanabildiği bir ortamda biriken meseleleri tek tek değerlendirmek mümkün olmuyor.     İzin verirseniz bugün, özet olarak da olsa üç farklı konuya değinmeye çalışacağım…   CHP, SHP’lileşirse ne olur..?                    Bakın şu İyi Parti Grup Başkan Vekili Yavuz Ağıralioğlu ne diyor..!    CHP’nin, SHP’lileşmesinden korkuyormuş…             Nedir ki bu SHP(!)    Yer mi içer mi yada yenilir mi içilir mi?                    Nedir bu korku..!        Bildiğim, şu an tüzel kişiliği bile olmayan eski bir parti…              “Özgür birey…    Örgütlü toplum…    Demokratik devlet...” diyerek demokrasi düşmanlarının korkulu rüyası olmuş anlaşılan(!)                  Hazret haklı..(!)            Hiç de tanışık olmadığı bir dünya vaat ediyordu halka SHP… Korkuyormuş, bence de korkmakta haklı…            Anahtar Listeler…                Ön Seçim” yöntemi, demokratik seçimlerin çekirdeğidir...                  Ah bir de şu “Anahtar Liste”ler olmasa…             Her delegenin eline tutuşturulmuş bir Anahtar Liste…  Yaz Babam yaz…      Ön seçim yapan bir partinin mensubu olmaktan dolayı, caka satmakta bir yana…            Kazanınca delegelerin özgür iradelerine…     Kaybedince de,bölgeci, mezhepçi, emek ve liyakat yoksunluğuna dayalı siyaset anlayışına gönderme yaparlar…   Hülasa, önseçim yöntemini yozlaştıran biz, seçim sonrası feveran eden de yine biz…  Bu zehrin panzehiri belli…              Bu anahtar listelerinin aktörlerini çizin gitsin…         İnanın her şey “Çok Güzel Olacak.”    Haklı İken Haksız Çıkmak…            Halk kavga eden siyasetçi istemiyor…  23 Haziran yerel seçiminde bu konuda İmamoğlu’nu seçerek son noktayı koydu…           Geçenlerde Sayın Cumhurbaşkanı Birleşmiş Milletler üye devletlerinin liderlerine seslendi…          Söylemi ve eylemi birbirini tutmasa da söylediği her şey de, yerden göğe kadar haklı…          Kan emici emperyalistlerin insan kanına olan zaafları dinmek bilmiyor…      Dünya kana bulanmış durumda…                   Kartellerin kar hırsına mazlum milletler kurban ediliyor…             Ama dünya küçük…!        Yeryüzünü cennete çevirmek, ortak akla ihtiyaç duyar…      Angela Merkel ve Katar Emiri ile görüşüp masa da Sisi var diye oturmamak hiç de diplomatik bir tavır değil…   Kavga dilinin, iç politikada seçim zaferleri kazandırdığı doğrudur…   Lakin dış politikada asla…       Haklı iken haksız çıkmak artık, artık bu ülkede kader olmaktan çıkmalıdır…     Çünkü,sabır, devletler arası münasebetler ve diplomatik dil, dış politikanın olmazsa olmazıdır…   Hasan TEMEL