Son yüzyılın en önemli söylemi, kimseyi umursamadan binlerce yıllık yaşam süzgecinden geçmiş değer yargılarını yok sayan sorumsuz bireysel özgürlük.
Önce ben, sonra tufan diyen bir özgürlük.
Kapitalizmin en vahşi üretim tarzının, en vahşi tüketim canavarına dönüştürdüğü ben özgürlüğü…
Coronavirüs dünyanın başına bela olduğu bu süreçte, bilim insanlarının önerdiği yaşam şeklini yapacak, kendini biraz kısıtlayacak, birey kendini biraz izole edecekti. Bu sayede toplum rahat nefes alacak, süreci daha hafif atlatacaktı.
Ne oldu takmadı, maske takmadı, mesafe takmadı, toplum içindeki görevini takmadı.
Ben hariç dedi.
Diğerleri yapsın bana ne dedi.
Evet, bazımız maddi manevi daha fazla sıkıntı çekecek. Daha fazla rahatsız olacak idi ancak toplumsal görev sayacak kendine yapmadı.
Belki de sisteme bir tepki olarak. İçindeki öfke ile böyle intikam alacağını düşündü otoriteden yapmadı.
Toplumdan statü olarak kendini üstte gördü bazısı… Bu avamın işi dedi takmadı.
İki farklı düşünce nefret de birleşti.
Dünya ağır bedeller ödüyor. Sonuç daha fazla yasak, daha fazla tutsaklık daha fazla bedel.
Şimdilerde dinozor görüş olarak kabul edilen toplum neferi olmak, toplum için sorumluluk almak yarına huzur ve konfor sağlar.
Otoritenin de umursamadığı bir şeyde var. Topluma örnek olacak rol model insanları yok saymak. Kaçırdığı bu görüş otoritenin de otoritesini sarsıyor.
Hem bireysel hem toplumsal olarak birçok şeyi değiştirecek bu zaman dilimi, nereye varacak göreceğiz
…Son söz
Bireysel özgürlüğün sorumsuzluğu, toplumsal tutsaklığa dönüşüyor.