Halife Hz. Ömer’in cami yıkma kıssasını çoğumuz duymuşuzdur.
Hz. Ömer döneminde Şam Valisi, Yahudi bir kişinin arsası üzerine haberi olmadan Cami yaptırır. Yahudi bir gün geldiğinde arsası üzerinde bir cami olduğunu görür. Ve valiye itiraz eder. Vali’de arsanın bedelini Yahudi’ye öder. Fakat Yahudi arsanın rızası dışında alındığından yana serzenişi devam eder.
Bu durumu oradaki Müslümanlara anlatan Yahudi’ye Hz. Ömer’e gitmesini söylerler…
Yahudi Halife Hz. Ömer’e gider ve durumu anlatır…
Hz. Ömer bir not yazar ve notu Şam Valisine götürmesini ister…
Notta ‘Camiyi yık ama adaleti yıkma’ yazıyordur.
İslam alimlerine göre;
Yıkılan bir caminin bulunduğu arsa, alimlerin bazısına göre el değiştiremez. Orada yeniden cami yapmak veya arsayı öyle boş bırakmak gerekir. Yahut da varsa camiyi yapana veya varislerine terk edilir.
Diğer bir kısım alimlere göre ise, orayı camiye bağışlayan veya camiyi bina eden kimsenin amacına uygun olarak daha faydalı bir şekle çevrilebilir; örneğin arsası satılıp parasıyla başka bir yerde cami veya Kur’an kursu yapılabilir. Önemli olan vakfiyenin manevî akarını sağlayan ve devam ettiren bir şeklin bulunmasıdır.
Yukarıda yazdıklarım derlemedir.
Şimdi bunları niye yazdım;
Gaziosmanpaşa’da Cami yıkıldı yerine Rezidans yapılıyor gündemi var.
Caminin olduğu arsa vatandaşın tapulu yeri. Gün gelmiş devran dönmüş, vatandaşın mirasçıları yerle ilgili başka bir tasarrufa gitmek istemişler.
Belediye yetkilileri de burada yeni bir cami yaptırmak ve arsası ile birlikte kamuya devretme noktasında bir protokol yapıldığını açıkladı.
Burada Hz. Ömer adaleti olsa idi bunca yıl kullandıktan sonra, yıkılan cami yeri camiyi yapana veya varislerine terk edilebilirdi.
Fakat yine Hz. Ömer adaletine benzeyen bir uygulama göze çarpıyor; orayı camiye bağışlayan veya camiyi bina eden kimse amacına uygun olarak daha faydalı bir şekle çevirmiş. Cadde cephe değil, iç kesimde daha büyük bir cami inşası yapılıyor.
Burada mirasçıların bu işi rıza ile verip vermediği önemli…
Rıza yok ise Hz. Ömer’in o müthiş sözü akla geliyor…
Camiyi Yık Ama Adaleti Yıkma…
Üç yıl önce konuyla ilgili olarak kamuoyunun bilgisi yok iken gündeme taşıyan CHP Meclis Üyesi Ferhat Epözdemir ve yapılan haberlerde haklılık payı olabilir.
Fakat bugün Tuncay Özkan’ın çıkışı biraz dereyi görmeden paçayı sıvamak ve ofsayta düşmektir. Zira yeri gelip gördüğünü zannetmiyorum. İnşaat tabelasında caminin olduğu yer de mevcut. Cami görseli de görülüyor.
CHP’liler cami yıkılıyor, camiyi geride yapacaklar, ranta döndürdüler söylemleri yerine…
İtirazlarımız sonucu camiyi yeniden yapmak durumunda kaldılar, cami yaptırıyoruz diye siyaset yapsalar daha çok puan toplarlardı.
CHP’liler burada rezidansın imar hakkından fazla kullanıp kullanmadığını, siyasi olarak işi kimlerin yapıp yapmadığını takip etmeli…
Rezidansın Gaziosmanpaşa trafik ve alt yapısına olumsuz bir etkisi var mı?