İnsan yorulmaya görsün.Bedenen çalıştığınız bir iş günü sonrası,ılık bir duş,istirahat ve güzel bir uyku sizi yeni güne zinde bir şekilde hazırlar.Lakin,aslolan,fiziksel yorgunluğun panzehiri,alın terinin kurumadan karşılığının ödenmesidir.
İnsan bedeni,fiziki yorgunluğu kısa zamanda onarır.Yeter ki ruhsal yorgunluk olmasın.Etkileri çok ağır sonuçlara neden olabilir.Bu etkenlerden biri de,yaşam kalitesinin düşmesi ile birlikte ruhsal çöküntünün derinlik kazanmasıdır.
Geri kalmış toplumlarda fiziksel ve ruhsal yorgunluk dozunun daha üst seviyelerde seyrediyor olması kimseye şaşırtıcı gelmesin.Fiziki ve ruhsal yorgunluk,insan bedeninde,tedaviye cevap vermeyen ağır bir hastalık etkisi yarattığını kabul edelim.
İnsanların mutluluğu ile demokrasinin gelişimi, doğru orantılıdır.Demokrasi geliştikçe insanların hayata bakış açısı daha pozitif bir hal alır.Biz de, gün geçtikçe irtifa kaybeden demokrasimiz,çözüm üretmekte yetersiz kalıyor.
Bunu görmek ve yaşamak,insanı içten içe kemirir durur.Çünkü,demokrasi,insanın sosyal,kültürel ve iktisadi gelişimine öncülük eder.Batı Avrupa Devletleri demokrasiyi kalıcı kılarak,fiziksel,ruhsal ve siyasi yorgunluğa çare ürettiler.
Biz ise her manada yorgun bir halkız.Tel tel dökülen devlet yapımızla, demokrasiye uzaktan mendil sallar olduk..! AKP,nin demokrasi ile arasına mesafe koyması en çok muhalif olan toplum kesimlerini etkiliyor. İktidar yandaşları ise seçim zaferlerinin sarhoşluğu içindeler.
Tehlikeli boyutlara ulaşan zafer sarhoşluğu,toplumsal yapımızda oluşan çöküntünün kaynağını oluşturuyor. Yoksulluk, yolsuzluk ve hukuksuzluk, artık olağan hale geldi.Mevcut durumu kader olarak gören bu zihniyet biat kültürünün son aşamasına ulaşmış olmalı ki bunca tehlike uyanış için yeterli gelmiyor.
Olan bu ülkenin,demokratlarına oluyor.En çok da CHP’lilerin.Çünkü, kısa vadede bu zor koşullardan kurtulmanın yolu CHP’nin göstereceği etkin politikalara bağlı.Umarım başarılı olurlar.