Türkiye’de ne zaman işler kötüye gitse, bir dış güçler muhabbeti başlar.
Bu dış güçlerin olmadığını, olmayacağını söylemek, inanmak eşyanın tabiatını aykırıdır.
Dış güçler her zaman olmuştur, olacaktır. Çünkü adı üzerinde bizim dışımızda, dış güçler…
Bu dış güçler ne yapar.
Dış güçler silah kullanır size savaş açar. Örgüt kurar terör ve darbe olaylarına yeltenir.
Ekonomiyi de dış güçlere kaptırırsan, dolarla oynar, piyasayla oynar.
Dış güçler ülkede yatırımı engellememeli, demokratikleşmeyi engellemeli, üretimi engellememeli…
Ülkenin dış güçlerden etkilenmemesi için, üretimi arttırmalısın, ihracatı ve ülkeye para girişini artırmalısın, cari açığı kapatmalısın…
Bunları yapmazsan bugün olduğu gibi ekonomin ile de oynarlar.
Bu dış güçler bugün ortaya çıkmadı.
1994 krizinde Çiller hükümetine saldırdı. Ekonomik kriz çıktı. Bazı ekonomik kararlar alındı, dimdik ayakta kaldık.
2001 yılında dış güçler Ecevit hükümetine saldırdı. Ekonomik kriz çıktı. Dimdik ayaktayız.
2018 yılında dış güçler Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı hükümetine saldırdı. Bazı ekonomik kararlar alınacak, işler yoluna girecek.
Mesele rahip olayı değil. Verilip verilmemesi de değil. İsteme şekli de değil. Bunlar işin bahanesi...
Ülke olarak ekonomimizi güçlendirmemiz gerek. Bunca dış güç saldırısına rağmen, halen daha ekonomimizi güçlü hale getirmemişiz.
Mesele ve soru şu: Ekonomimin kontrolü neden dış güçlerin elinde?
Şayet bizim elimizdeyse neden dolar ve altın çıkıyor?