Geçenlerde bir markette 5 litrelik su aldım.
Çıktıktan sonra fişe baktım 2 adet 5 litrelik su parası tahsil edilmiş.
Boşver, sadaka olsun diyerek geri dönmedim.
Bir zaman sonra yine aynı markette, aynı sudan bir tane daha almak için hamle yaptım.
Suyu alırken aynı sudan kartonun ucunda duran yere düştü ve patladı.
Yani sadakam kabul olmamış, kimsenin hakkı kimsede kalmamış gibi oldu.
***
Bugünde yine aynı markete gittim.
Bir şeyler aldım, kasanın oradaki banda koydum.
Adamın biri geldi, elinde bulunan tek yoğurdu,izin istemeden, rica etmeden benim ürünlerin önüne koydu.
Sustum!
O anda aklımdan şunun yoğurdunu alıp benim ürünlerin arkasına koysam mı, ya da adama saygısızlık yaptığını mı söylesem diye düşündüm!
Eşref saatime geldi galiba, yine sustum!
Kasiyer adamın yoğurdunun barkodunu okuttu, tam poşete koyacakken yoğurt yere düştü ve parçalandı.
Adam başka yoğurt alamaya gitti ve geldi.
Bu kez adam yaptığının yanlış olduğunu söyledim.
Başka yerde başına başka bir şey gelmesin dedim.
Bu arada mecburen benden sonraya kaldı.
Yoğurt niye düştü bilmiyorum!
Ama şunu biliyorum.
Kimsenin hakkı ve ahı kimsede kalmıyor.
Allah belki yarına bırakıyor ama yanına asla.
Bazen de yarına bile bırakmıyor.
***
Gaziosmanpaşa’da bir kentsel dönüşüm süreci yaşanıyor.
Yanlış temelleri atılmış şekilde.
Geçmişte belki de insanlar haksızlığa uğradı, bilemiyorum.
Ama bu kentsel dönüşüm çok sağlıklı yürümüyor.
Firmanın biri işi TOKİ’ye devretti…
Eyüp yolunda aylardır çivi çakılmıyor, KİPTAŞ’a devredileceği konuşuluyor.
Şimdi de Bağlarbaşı bölgesi için aynı duyumlar var.
Bu işte yarına bırakıp yanına bırakmama gibi durum var gibi!
İşin ilginç tarafı
Geçmişte bu işin başında olan eski bir belediye başkan yardımcısı bugünlerde siyasete ısınıyormuş.
Bir partiden aday olmaya çalışıyormuş!
Hayırlısı!