Nereden nereye! Güya kendi kendine yeten yedi ülkeden biriydik tarım ürünlerin de. Ki Atalarımız, medeniyet fışkıran bu kadim topraklarda, “12 bin yıl önce, buğdayla toprağı buluşturmakla kalmadığı gibi, birçok ürünün gen merkezi olmanın gururuyla tarımın öncüsü oldular.” Bugün ise savaş halindeki Rusya’dan buğday, Ukrayna’dan çiçek yağı ithal etmenini ayıbını yaşıyoruz.
Rakamlar yalan söylemez… “2010 Tarımsal Üretim Hasılatı 52 Milyar 500 Milyon Dolar, 2018 Tarımsal Üretim Hasılatı 42 Milyar 500 Milyon Dolar. İstihdam da Tarım Payı 2010’da % 23,3, 2018’de % 17,3” Yani, “İthalata dayalı tarım politikası, Milli Ulusal Tarım politikalarının yerini almış. Temel sorun, Tarımın önemsenmemesi, yok sayılması, ve ülke yönetiminde söz sahibi olan iktidar tarafından değersizleştirilmesidir.”
Değişmeli bu bakış açısı… “AKP-MHP ortaklığının bir tarım politikası yok. Açlık, dünyanın sorunu… Katma değer üreten tarım politikalarına acil ihtiyaç var. “ Şahit olmuşsunuzdur… Şehirlerarası yollarda trafik yoğunluğuna sebep olan Tarım ürünleri taşıyan nakliye araçlarına... Gidişat, o nakliye araçlarını özleyeceğimiz günlerin yakın olduğunu gösteriyor.
Üretim maliyetleri çiftçinin belini büktü! Üretimi yükseltmek için ihtiyaç duyduğu finansman desteğinden mahrum… Çiftçi üretmez ise açlık kapıda! Satılan malın yerine konamadığı, halkın temel ihtiyacı olan zorunlu gıdaların lüks olduğu günlerden geçiyoruz. Haberiniz ola, saman ithalini gören bir ülke olduk. Bu ülke, kendi kendine yeten, dünyanın en büyük 17. ekonomisiydi. Bugün ise, 21.sıraya gerilemiş bir ülke olmanın acısını yaşıyor. Eserinizle ne kadar övünseniz az!
Kaynak: (Üretme Tüket - Ali Rıza Yıldırım)
Hasan TEMEL