Millet olarak mağdur olanın yanında yer almayı severiz. Mağdur olana sahip çıkmak, ona destek olmak toplumsal genlerimizde var.
Yıllar önce bir şiir okudu diye hapse giren dönemin İBB Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, milletin gözünde gerçekten bir mağduriyet yaşadığı kanaati oluştu. Ve o mağduriyet daha sonra siyasi olarak önünü açtı. Önce başbakan, daha sonrada cumhurbaşkanı olarak yıllardır ülkeyi yönetiyor.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’da yapılan seçimleri 13 bin farkla seçimi kazandı. Kısa bir süre belediye başkanlığı yaptı. Fakat bir şekilde seçimler iptal edildi ve belediye başkanlığı düştü.
Milletimiz seçim iptalini İmamoğlu’nun mağduriyeti olarak algıladı ve yenilenen seçimlerde bu kez 800 bin oyla yeniden İBB başkanı seçildi.
Kamuoyu bugünlerde Ekrem İmamoğlu’nun YSK üyelerine söylediği ifade edilen sözler üzerinden aldığı cezayı konuşuluyor. Verilen ceza kamu vicdanında her ne kadar kabul görmese bile; ceza alanların bu mağduriyeti abartılı şekilde, neredeyse kutlamaya dönüştürecek hal içerisine girmesi akıllarda soru işaretleri oluştu.
İlk gün organize bir şekilde, altılı masa liderlerinden sadece Meral Akşener’in katılımı ile İBB önünde gerçekleşen tepki eylemi mini mitinge dönüştü. Birincisi Meral hanım burada Kemal Kılıçdaroğlu’ndan rol kaptı. Kendisi de orada olmayacaktı. Yada bir gün sonra hepsinin olduğu eylemde olduğu gibi herkes olacaktı. Otobüs getirilmesi, miting havası verilmesi yanlış oldu. İmamoğlu tek başına belediyenin balkonundan veya bir duvarın üzerine çıkıp konuşsa daha inandırıcı olurdu.
Ayrıca, ortada bir karar var ama itiraz süreci de var. Daha mahkeme süreci bitmiş değil. İtirazlar kabul olursa mağduriyet diye bir şey olmayacak. Tüm itirazlar yapılır, yargıtay süreci biter İmamoğlu hapse giderken milyonlar doğal olarak onu yolcu edebilirdi.
Olayda biraz abartı oluşunca kamu vicdanında mağduriyet durumu henüz tam oturmadı.
Ayrıca İmamoğlu ilk gece yaptığı konuşmada “bu omuzlar her yükü taşır” diyerek cumhurbaşkanlığı adaylığı noktasında sübliminal mesaj vermeye çalışıyor gibi göründü.
Fakat bir gün sonra altılı masa liderlerinin katıldığı eylemde konuşan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Hiç kimse, hiçbir güç Ekrem İmamoğlu'nu İstanbul'a hizmet etmekten alıkoyamaz.” İfadelerini kullandı. Bana göre bunun anlamı ‘Ey İmamoğlu seni cumhurbaşkanı adayı yapmayacağız!’
Bu noktadan sonra altılı masa liderlerinin cumhurbaşkanı adayı belirlemede daha hızlı davranacaklarını zannediyorum. Yani masa biraz daha karışacak gibi. Kemal Kılıçdaroğlu halen daha kendi adaylığı konusunda zorluyor. Fakat bana göre Kılıçdaroğlu olmazsa sürpriz aday Ali Babacan…
Sonuç olarak şu anda mağduriyet durumu tamam oturmadı ve tutmadı.
Bugünlerde tek mağduriyet durumu var. O da EYT mağdurları.
Emeklilikte Yaşa Takılan Mağdurlar. Oyalanıp duruyorlar. Sorunlarının bir an önce çözülmesini bekliyorlar.
Ak Parti hükümeti bu konuda çalışma yürüttüğünü defalarca açıkladı. Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan yılbaşına kadar bu işi çözeceklerini ifade etti.
Sahada dolaşıyoruz. Mağdurlar arasında çok sayıda Ak Parti seçmeni de var. Bu saatten sonra hükümetin bu işten vazgeçmesi kendi seçmenini de kaybetmesine neden olur. Yasa çıkmazsa oy vermeyeceğini ifade den birçok Ak Parti seçmenine rastlıyoruz. Ayrıca yasa çıkarsa reise oy vereceğini ifade eden çok sayıda da muhalefete oy veren seçmenin olduğunu görüyoruz. Aileleri ile milyonlarca kişi olan EYT mağdurları yabana atılacak bir kitle değil. Oydan ziyade bu kitle gerçek bir mağdur... Yasa çıkarsa bu millet vefalıdır... Bizden söylemesi…