Türkiye’de siyaset son yıllarda senaryo yaz, oyna şeklinde devam ediyor. Siyasetin televizyonlarda izlediğimiz dizilerden pek farkı kalmadı. Senaryo tutarsa dizi uzun süre yayında kalıyor.
Gerek iktidar, gerek muhalefette siyasi senaryolar yazılıyor ve daha sonra oynanıyor.
Bir senaryo yazıldı, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığı kaybetti. İmamoğlu’nun yazdığı iddia edilen senaryo iyi tuttu…
Şimdi de CHP içerisinde Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş üçgeninde ayrı ayrı senaryolar yazılıyor. Bakalım hangi senaryo tutacak.
Diğer tarafta yıllardır PKK, HDP, DEM ve terör örgütlerine karşı dik duruşu ve sert söylemleri ile tanınan MHP Lideri Devlet Bahçeli, önce HDP’lilere el uzattı, daha sonra terör hükümlüsünün mecliste konuşmasını istedi. Herhalde Bahçeli’nin bunu konuşacağından Cumhur İttifakı ortaklarını haberi vardır.
Devlet Bahçeli söylüyorsa, bir bildiği vardır denilerek uzatılan bu barış çubuğu iki tarafta memnuniyetle karşılandı. Ama memnun olmayan muhalefet bloğu tepkilerini ortaya koydu.
Bahçeli’nin konuşmasının ardından ertesi gün TUSAŞ’a terör saldırısı oldu. Bu bir kalıba oturtulur. Yani barış istemeyen terör gruplarının eylemi olarak yorumlanabilir.
Fakat aradan birkaç gün geçtikten sonra bazı belediyelere kayyum atandı. Bu Bahçeli’nin barış eli uzattığı zamana denk gelmesi siyasi olarak algılandı. Kayyum atamaları, Bahçeli konuşmadan birkaç gün önce de olabilirdi. Neden Bahçeli’nin barış konuşmasının hemen akabinde yapıldı? Şeklinde kamuoyunda soru işaretleri var.
Bahçeli mi oyun kuruyor, Bahçeli’ye mi oyun kuruluyor? Diye sorular akıllara geliyor.
Bahçeli’nin birinci yaklaşımı güneyden gelen savaş tehditlerine karşı içeride birlik ve beraberlik ortamı oluşması olabilir.
İkinci yaklaşımı Anayasa değişikliğinin referanduma gitmeden gerçekleşmesi için DEM’in meclisteki vekil oylarına ihtiyaç olduğundan kaynaklı olabilir.
İyi de kayyum atamaları bu yaklaşımlara zarar vermez mi?
Verir.
Ve Bahçeli’nin kurmaya çalıştığı ortamı sabote edebilir. Taraflar zıtlaşmaya başlayabilir. Bahçeli’de boşa düşmüş olur. Bunu zaman içerisinde yine Bahçeli’nin konuşmalarından anlarız. Bekleyelim.
Son bir yaklaşım ise ya bazı şeylerde anlaşalım, ya da kayyum atamaları devam eder olabilir.
Ölümü gösterip, sıtmaya razı olmak deyimi gibi…