Madencilik tarihimizin en büyük felaketini yaşadık.Toplumsal gerilim ve sevgisizlik öylesine derinleşmiş ki sağlıklı düşünemeyen ve sorunlara çözüm üretemeyen kalabalıklar haline dönüştük.Yaşadığımız toplumsal bir trajedi.
Hükümet için iktidarda kalmak her şeyden önce geliyor.Bu önceliğin sürdürülebilmesinin yegane yolu da ekonominin büyümesi ve ekonomik krizlerden uzak durabilmek.İnsanın bu uğurda göz ardı edilmesi demokrasimizin değersizleştirilmesine ön ayak olmaktadır.
İnsana değer verilmediği çok açık.Maden ocaklarında yaşanan ölümlü kazaların olağan görüldüğü,yapılan işin fıtratında olduğu ve kader ile izah edilmeye çalışıldığı acı günlerden geçiyoruz.Hele bunu söyleyen bir başbakan ise.
Bu işin fıtratında ölüm olduğunu düşünmek çok kolaycı ve duyarlılıktan uzak bir yaklaşım.Gerçek sorumlular “ihmal yüzünden ölüme sebebiyet verme suçu”işlemişlerdir ve gerekli cezalar verilmelidir.
“Geçmiş geleceğin aynasıdır”derler.Bende gerekli yaptırımların uygulanacağına inanmıyorum.İnsan unsurunun tali planda görüldüğü hiçbir politika toplumsal mutluluğa katkı sunmaz.
Aslında çözüm çok basit.Hali hazırda ölüme davetiye çıkartan bütün maden ocakları geçici bir süre için faaliyetlerini durdursun, gerekli yatırımlar yapılsın ve kazaların önüne geçilerek ocaklar yeniden açılsın.
Olacağını sanmıyorum.Pahalı yatırımlar yerine ölümlü kazalar sonucu ailelere tazminatlar ödenmesi sermaye açısından daha cazip görülmektedir.Acıları parayla hafifletme dönemi başlayacak yani.Yatırımlar, Soma’ya değil Toma’ya devam edecek..!
Yaşatılanları protesto etmek,sorumluların cezalandırılmalarını istemek gibi demokratik haklarını kullanmak isteyenlerde olacaktır mutlaka.Her birine terörist yaftası yapıştırılarak yandaş medya tarafından değersizleştirileceklerinden kimsenin şüphesi olmasın.
Yetkililer, yazılı ve görsel basında geçmiş dönemlerde olduğu gibi gelecekte de tazminatların ödeneceği,yaraların sarılacağı ve bir daha bu tür kazaları yaşamama temennileri ile boy gösterecekler ama bu tür kazaların bir daha olmayacağını söyleyemeyecekler.
Bütün madenci ailelerine yardımlar yapılacak,maden şehitlerinin eşlerine ve çocuklarına tazminat verilirken ve emeklilik maaşı bağlama işlemleri başlatılacağı müjdesi verilecektir.
Azda olsa vicdan sahibi bir insanın bu tür felaketlerin yaşanmasını asla istemez.Tabi ki bir daha yaşanmasını istemeyeceğiz.Fakat bu koşullarda maden ocaklarındaki çalışmaların devamı halinde en az, trafikte seyreden bir araç kadar risk taşıdığını da kabul etmeliyiz.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine az kaldı.Partiler ve partililer arasında var olan gerilimin bu gerilimden nemalananlarca biraz daha körükleneceğinden kimse şüphe duymasın.Çünkü var oluşu, içinde insanın olmadığı politikalara dayanıyor.
Tıpkı 17 ağustos depreminde 20 bin insanımızın ölümünü nasıl unuttuysak Soma’ da yaşanan bu faciayı unutmayacağımızı kim garanti edebilir.O büyük deprem felaketini unutan neyi unutmaz!Birey olarak değil ama devlet olarak bunun garantisini verebilmek kolay olsa gerek.Bunu yapacak olanda sosyal hukuk devleti.Ara ki bulasın.. Saygılarımla.
Hasan TEMEL