Yerel seçim heyecanı ve yarattığı tatlı telaş, parti üyelerine de yansımış durumda. Umarım, bu heyecan ve tatlı telaş sürer ve genel seçimlerde yaşanan çirkinliklere dönüşmez.
2019 yerel seçimi, 24 Haziran gibi yeni ittifaklara gebe. AK Parti ve MHP’den gelen açıklamalar, yerel seçimde cumhur ittifakının süreceği yönündeki düşünceleri güçlendiriyor.
Şahsen, ittifaklara müspet bakan biriyim. Yeter ki, ilkeLİ birliktelikler olsun. Taban tabana zıt partilerin, muhafazakar ağırlıklı bir toplumda işi zor. Son genel seçimde bunu gördük.
AKP için yerel seçim hayati öneme sahip. Yenilenen genel seçimlerle sonrası devletin bütün kurumlarını kendine bağladı. Yerel seçimlerle de bir devri sonlandırarak final yapmak istiyor.
Basına yansıyan emareler, ittifak yapacakları nı gösteriyor. AK Parti büyük kentleri kaybetmek istemezken ,MHP’de, Manisa, Adana, Mersin gibi şehirleri kaybetme korkusunu yaşamak istemiyor.
Görülen o ki, yerel seçim süreci bazı çirkinliklere sahne olacak.İttifakı kendine hak gören AK Parti ve yandaşı MHP, CHP’nin olası bir ittifak girişimini şer güçlerin ittifakı olarak göstermeye çalışacak.
AK Parti ve MHP cephesi böyle.Ya karşı cephede neler yaşanıyor yada yaşanmalı.İnce eleyip sık dokumaya ihtiyaç var gibi.Bu,millet ittifakı ile sabit. Çünkü, ortada açık seçik bir hezimet var.
CHP sosyal demokrat bir parti.Olur olmaz partilerle ittifak yapması,kendisine zarar veriyor. Çünkü farklı sınıfsal temele dayanan partiler ile CHP arasında kan uyuşmazlığı var.
CHP’nin işi diğerlerine göre daha zor. Çünkü toplum, güven noktasında sorun yaşıyor.Sebebi ise yine kendisi.Eylem ve söylem birliği içinde olamayan bir siyasi yapı olarak dikkat çekiyor.Bu güven sorununu aşmalı.
Çözüm aranması gereken bir diğer sorun ise Kürt seçmenle 992’de kopan bağlarını onaramamış olmasıdır.Parti kapılarını sola kapatınca,parti içindekiulusalcı damar da Kürt seçmen kitlesiyle arasına mesafe koymayı fırsat bildi.
Ulusalcı damar, partinin fabrika ayarlarına dönmesinden dem vuruyor. Oysa CHP’nin fabrika ayarları 12 eylül sonrası Erdal İnönü’nün SHP’si olmalı. Yani yüzünü emeğe dönmelidir. Kürt seçmenlerin oyuna talip olmalı ve almalıdır. Kürt sorunu gerçeğini göz ardı edilerek politika üretme hastalığından kendisini kurtarmalıdır.
Kılıçdaroğlu ve günümüz yöneticileri Y-CHP iddiası ile çıktıkları yolda yaya kaldılar. Hal böyle olunca kimlik sorunu yaşayan bir parti olma gerçeğini yaşar oldular.
Genel başkan yardımcısı Salıcı, zamanın darlığından dolayı ön seçim yapılamayacağı imasında bulunuyor. Kaftancıoğlu ise altı ay önceden adayların açıklanacağını söylüyor.
Yönetenler ateşle oynuyor. Tabanın beklentisi ön seçimden yana. Sürenin yetersizliği ve adayları altı ay önceden açıklama ihtiyacı gibi anlamsız gerekçelere sığınmak hiç de inandırıcı değil.
Sol bir parti parti olduğunuzu söyleyeceksiniz, sonra da ön seçim konusunda örgüte danışma gereği dahi duyacaksınız. Önseçimin tartışmaya açılmasını dahi doğru bulmuyorum.
Merkez yoklaması ya da türevi olan eğilim yoklamasını bir kenara bırakın. Ön seçim yapılacağını kamuoyuna açıklayın. Bu açıklamanın örgütlerde büyük bir sinerji yaratacağını göreceksiniz. Saygılarımla.
Hasan TEMEL