Emperyalizm doymak bilmiyor.! Doyumsuzluklarını bastırmak için nasıl olsa dünya,onlara amade..! Orta doğunun mazlum halkları, onları sofraların da bekler gibi,bakar dururlar..! Haklılar..! Çünkü,kendimi bildim bileli, bu coğrafya da sukünet ve barış hiç hakim olmadı. Müslüman, Müslümanı boğazlıyor. Sanki bölgenin ortak kaderiymiş gibi. Sonra arkamıza dönüp emperyalistlere veryansın etsek de“Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş “ oluyor. Orta doğu da savaş, günlük yaşamın bir parçası. İnanın saymakla bitmez..! Çocukluğumdan beri süren, Lübnan iç savaşı bile, tek başına bölge halklarının yaşadığı trajediyi anlatmaya yeter de artar bile.   35 yıldır süregelen bir PKK terörü var. Görünen köy kılavuz istemez.” derler. Gerçekten de istemiyor. Ülke yararını gözeten politikalara öylesine ihtiyaç var ki, geç kalınması halinde halk, ağır bedeller ödemekle karşı karşıya kalacak. IŞİD, uluslararası bir güç haline geldi. Büyük tehdit unsuru olduğu çok açık. Bu da Suriye meselesinin çok ciddi boyutlara geldiğinin ifşasıdır.    Gelin,şimdi yaşananlara, birlikte Türkiye penceresinden bakalım. Soldan yada sağdan, şu soru sıklıkla sorulmaya başlandı. Adım adım bataklığa saplanan Türkiye’nin izlediği Ortadoğu politikası bir zorunluluktan mı..? Yoksa; AKP tarafından izlenen siyasi bir tercihten mi kaynaklanmaktadır.? Yada; İktidarda, AKP değil de CHP olsaydı, izlenen politikalar benzerlik gösterir miydi..?   Bence izlenen yol bir zorunluluktan kaynaklanmıyor. Çünkü AKP, bilinçli olarak, Ortadoğu’ nun dizayn edilmesinde, aktif rol almak istiyor. Hatırlarsanız; Bundan,25 yıl önce körfez savasında, dönemin Başbakanı Turgut Özal’da, bir koyup üç almak gibi bir gaflet içine düşmüştü. O gün bu gün, bu coğrafyada başımız beladan hiç kurtulmadı. Bakıyoruz, şimdi de Musul-Kerkük aşkı yeniden  depreşti.  Bu tehlikeli aşk, ülkemizi felakete sürükler.! Muhtemel felaketin bedeli de çok ama çok  ağır olur.   An itibarıyla,Ortadoğu’da söz sahibi olmamız söz konusu bile değil. Askeri birliklerimizin Irak’ta konuşlanması kısa sürdü.., Irak meseleyi BM,’ye taşımaya hazırlanınca ver elini Türkiye. Yine de, itibar kaybına sebep olsa da, aslan parçalarının geri gelmesi doğru hamle. Rusya ve Amerika dışişleri bakanlarının bir araya gelerek Türkiye’nin destek verdiği İslami örgütleri, terör örgütü olarak ilan etme noktasında anlaşmaya vardılar. Rusya  ile yaşanan Uçak düşürme krizi il sonucunu verdi.. Bir daha, böyle bir olay yaşanmaması için, istihbarat işbirliği talebi ile yüzleşme, bizleri bekliyor.   Ateşle oynamak Türkiye’ye bir şey kazandırmaz.! Geçmişte olduğu gibi sorunsuz komşuluk ilişkilerini yeniden yakalamalıyız. Başka ülkelerin iç meselelerine müdahil olmamalıyız. Herşey’den önemlisi, “Yurtta barış, Dünyada Barış” ilkesinin yılmaz savunucusu olmalıyız. Rahmetli İsmet İnönü’nün 2.Dünya savaşında izlediği savaş karşıtı strateji, bize rehber olmalıdır. AKP, bu politikaları ile ülkeyi belirsizliğe sürüklemeye hakkı yok. Ulusal menfaatleri gözetmekle mükelleftir.Saygılarımla.    Hasan TEMEL