AKP, yine kendine yakışanı yaptı.! Vicdanlarına yenik düşen ve ikbal peşinde koşan vekilleri sayesinde Anayasa değişikliği teklifini, 134’e karşı 338 lehte oy ile meclisten geçirmesiyle seçmen tabanına, yeni bir zafer sarhoşluğu daha yaşattı.!
Şunu iyi biliyorum. Günü geldiğinde vicdan muhasebesi, size pişmanlığınızı itiraf ettirecek ve siyasi tarih sizleri yad ederken, çocuklarınızın utancı olmaktan kurtulamayacaksınız.
Türk halkı kullandığı oyun heba olmasını istemez. Bu, demokrasiyi içselleştirememiş toplumların ortak karakteristik özelliğidir. Tercihlerini daima, güçten, güçlüden yana kullanırlar.
Sistemin iki partili siyasi yapıyı dayattığı malum. Toplumsal yapının da bu dayatmaya karşı direnç gösterdiğini söylemek zor. Bu durum, Referandum neticesi ne olursa olsun siyasi tercihlerin, merkeze doğru kayacağının göstergesidir.
Muhafazakar seçmen, AKP şemsiyesi altında toplanmayı zaten tamamlamış durumda. Sorun, aydın demokrat kesimin CHP çatışı altında toplanıp toplanamayacağı meselesidir.
Önümüzdeki süreç, CHP’ye önemli görevler yükleyecek. Demokratik mücadelenin lokomotifi olmakla birlikte, bütün demokratlara ev sahipliği yapmak gibi bir yükümlülükle karşı karşıya kalacaktır. CHP, bu görevden kaçmamalıdır. Bu onurlu görevin bayraktarlığını üstlenmeli, yeni bir kadro, fikriyat ve ruhla antidemokratik AKP karşısında konumlanmalıdır.
CHP’ye yüklenen bu misyona geçmeden önce MHP ve HDP göz ardı edilemez. Çünkü bu iki partinin durumu, CHP’nin geleceğini ve izleyeceği yolu yakından ilgilendiriyor.
MHP sizlere ömür. Genel Başkan Devlet Bahçeli, partisini diri diri mezara gömdü.! Geriye, sevenlerine rahmet okumaktan başka bir fırsat bırakmadı.
HDP’nin de kaderi MHP’den farklı olmayacak gibi. Terör örgütü PKK karşısında çaresiz ve teslimiyetçi bir görüntü veriyor. Bu durum, Kürt seçmen tabanının merkeze yönelmesi hızlandıracaktır.
Ayrıca, Terörün beli kırıldıkça, halkın merkeze kaymasını ve terör örgütünü besleyen kaynakların kurumasını da beraberinde getirecektir.
Yeniden konumuza dönecek olursak,AKP, halktan gizleyerek “ayıplı mal pazarlamaya çalışan tüccar” gibi. Sistemin genleriyle oynuyor. Kimse AKP’ den bir şey beklemesin.
Çözüm yine de CHP. ‘Ama nasıl..?’ sorusuna sağlıklı bir cevap aranmalı ve mutlaka bulunmalıdır. Şimdi izninizle çözüme dönük, naçizane düşüncelerimi sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
Şahsen İlk koşul olarak, tüm demokratik güçler,ezberlerinden arınmalı ve CHP içinde,bitmek bilmeyen parti içi iktidar mücadelesi, gündemden düşürülmelidir.
CHP, bu demokratik güçlere kucak açarak, her kesime hitap eden, demokrat olmayı yeterli ve ortak payda olarak gören bir örgütlülüğün çekim merkezi olmalıdır.
Ayrıca,CHP tarafından izlenmesi gereken, yeni bir yol haritasına da ihtiyaç var. Ortak demokratik mücadeleye start verilmeden önce bir çıkış noktasına ihtiyaç var. Bu ortak noktada buluşmak zor da olsa, bence imkansız değil.
Ortak buluşma alanına “Barikat Noktası” demekte fayda var. Çünkü, top yekün bir demokratik mücadeleyi çağrıştırıyor.
Barikat noktası, en sağda konumlanan, tek bir demokratın dahi dışarıda kalmayacağı yer olmalı ve demokratik mücadele buradan başlatılmalıdır.
Devrimci, sosyalist,komünist, ulusalcı, milliyetçi, mukaddesatçı, muhafazakar, liberal gibi üzerinizden çıkarmak istemediğiniz gömleklerinizi dolabınıza kaldırın. Sadece demokrat kimliğinizi öne çıkartın ve barikatın arkasında yerinizi alın.
Bizim gibi düşünmeyen ama demokratlığından şüphe duyulmayan büyük bir kitle var. Kılık kıyafetine, yaşam biçimine, özgürlüklerine dokunulmasını istemiyor.
Gezi olaylarında kimsenin zorlaması olmadan harekete geçen kitleyi unutmak mümkün değil. CHP bu kitlenin de sesi olmalıdır. Çünkü günümüz gençliği geçmişimize saygı duysa da bizim gibi düşünmüyor. Bu düşüncem ütopik bulunabilir. Umurum da değil. Gün, Cumhuriyete ve demokrasiye sahip çıkma günü. Ben, verilecek olan bu demokratik mücadelenin, Referandumla sınırlı tutulmasını doğru bulmuyorum.
Muasır medeniyet dediğimiz çağdaşlık bir hedeftir. Bundan vazgeçmek hayal dahi edilemez. İçinde bulunduğumuz tehlikeyi bertaraf etmek adına yeni bir aydınlanma kavgası fitilinin ateşlenmesine ihtiyaç var.
AKP’den kurtulmanın yolu ortak demokratik mücadelenin örgütlenmesinden geçecektir. Cumhuriyete ve demokrasiye sahip çıkmak, çağdaşlıktan yana her bireylerin ortak görevidir. Aksi takdirde, bizleri zor günler bekliy