Bundan tam on bir yıl önce yine bu köşe de,ahlak bekçiliğine soyunan siyaset maskaralarına dair bir yazı kaleme almıştım.İnsanlık var olduğu sürece, kibir abidesi bu maskaraların, kişisel çıkarları uğruna ülke siyasetine zehir zerk ettiklerine işaret etmiştim.                                          Oysa siyaset, gönüllülük esasına dayanan ve mensubu olduğunuz partinin tüzük ve programına sadakat gerektiren hizmet odaklı bir uğraştır.                         Bu nedenle parti üyesinin,ister düşünsel ister eylemsel olsun,maruz kaldığı çelişkilere sığınarak fevri davranışlar da bulunmaya hakkı yoktur.                                          Aksi takdir de,tüzükte yer alan cezai müeyyideler, parti disiplini adına uygulamaya sokulmalıdır.   Bildiğiniz gibi takribi on gün önce, üç dönemdir Ataşehir Belediye Başkanlığı koltuğunda oturan Battal İlgezdi tekrar aday gösterilmeyince CHP’den istifa etti.    İstifa,tek taraflı irade beyanı olmakla birlikte,bir gün içinde istifanın geri çekilip tekrar yürürlüğe konması mide bulandırıcıydı!  İlgezdi,ülke siyasetinin genel hastalığı olan bu ve benzeri çıkışlara imza atan ne ilk nede son kişi olacak.                                  Tahminlerin çok üstünde yaygınlık kazandığına inandığım bu kirli siyasi yaklaşım,ne yazık ki AKP ve CHP ile de sınırlı değil. Geçmişin hesabını görmek için nicelik olarak küçük partilerde,intikam duygusu ile hareket eden bu siyaset bezirganlarına alet oluyor.                                               İlgezdi’nin istifa gerekçesi, koltuğunu koruduğu müddetçe sessiz kaldığı,sözüm ona  “Alevilerin ve Kılıçdaroğlu yandaşlarının tasfiye edilmesi” oldu. Bizzat Kılıçdaroğlu döneminde başarılı olan İstanbul,Ankara,Aydın,Adana,Antalya ve Mersin gibi büyük kentlerde başkanların tekrar aday gösterilmesi bile İlgezdi’nin tezini çürütmek için yeterli.   Şayet İlgezdi sorgulama yapacaksa iddia ettiği tasfiyelere dair değil, parti de köklü bir değişime ihtiyaç duyulmasının sebepleri üzerine yapsın.             Battal İlgezdi vakasına benzer bir gelişme de, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’ den geldi.                                         MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ağzıyla konuşup başta kendi tabanı olmak üzere demokratik çevrelerde derin hayal kırıklığına yol açtı.                             Her parti,Akşener’in dediği gibi “hür ve müstakil seçime katılabilir” ama kin ve nefret kusmadan.           Bence CHP için doğru olan,kısmi de olsa kent uzlaşısı ve Türkiye İttifakını örgütleme hamlesidir.   Çünkü CHP’nin seçim sonrası önceliği, baskılanan parti içi demokrasi taleplerini karşılamak için kısa sürede Tüzük ve Program Kurultaylarını toplamak olmalıdır.          Ve, bu değişim yolculuğunun son durağında, İlgezdi ve İnce gibi omurgasız siyasi figürlere parti kapılarını bir daha açılmamak üzere kapatmalıdır. Çünkü Türkiye’nin“Özgür Birey,Örgütlü Toplum,Demokratik Devlet”üçlemesine sıkı sıkaya bağlı ve bu eksende yol yürüyecek bir CHP’ne ihtiyacı var.            Hasan TEMEL