merkez
Hasan TEMEL
Köşe Yazarı
Hasan TEMEL
 

“Bindik Bir Alamete, Gidiyoruz Kıyamete..!”

Referandum, başta iç ve dış siyaset olmak üzere iktisadi alanda suların ısınmasına ve derin siyasi krize sebep olacak gibi.!  Ekonomi de yaşanan durgunluk, artış eğilimi gösteren enflasyon ve dövizdeki yükseliş, yeni zamların habercisi. Emlak sektöründe yaşanan kriz ise, yirmi yıla varan düşük kredi gibi palyatif tedbirlerle aşılmaya çalışılıyor. Beyaz eşya da ÖTV’nin, 30 Nisan akşamına kadar sıfırlanması ve bazı mallarda oranın düşürülmesi, haklı olarak kamuoyunda, “Başkanlık İndirimi” olarak kabul görüyor. İsterdim ki, bu indirimler, halkın günlük yaşamını kolaylaştıran temel ihtiyaç maddelerinde olsaydı. Çünkü YAT’tan PIRLANTA’ dan ÖTV alınmayan bir ülke de, geçici olarak ÖTV’nin sıfırlanmasına eller patlarcasına alkış tutanlar varsa, ki var, o toplumun gerçeklerle yüzleşmesi zaman alacaktır. Ekonomide yaşanan çöküşün siyasi versiyonu da, dış politikamızda yaşanıyor. AB ve ABD ile yaşanan siyasi kriz, her geçen gün biraz daha derinleşiyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, son Türkiye ziyareti ile AB ilişkilerinde yeni bir sayfa açılacak gibi.       ABD Başkanı Donald Trump, Rakka Operasyonu ile ilgili Obama Planını yetersiz buldu. Pentagon’a yeni bir plan hazırlama görevini verdi. Bu durum, ABD ile olan ilişkileri de gereceği gibi, çıkmazda olan dış politikamızı daha karmaşık bir hale getirecektir.     Son elli yıldır, Avrupa, terör örgütü üyelerine kucak açıyor. Geçmişte olduğu gibi bugünde durum çok farklı değil. Biz ise gerçekleri halının altına süpürmekle meşgulüz..! Adi ve siyasi suçluların bize iade edilmemesini, salt inanç farklılığı ve Türkiye düşmanlığı ile açıklama gafleti içindeyiz.                                  En son, 15 Temmuz Darbe girimimi sonrası bir gurup Askerin Yunanistan’a sığınarak iltica talebinde bulunması ve talebin Yunan Yargısı tarafından kabul edilmesi, ilişkilerin gerilmesine sebep oldu. Sahi bu Avrupalılar, darbecileri, otuz yıldır ülkeyi kan gölüne çeviren teröristleri neden iade etmezler? Tarihlerine bakıldığında terör ve darbelerden çok çektikleri malum. Ayrıca Hitler faşizmini iliklerine kadar yaşayan bu Avrupalıların vurdumduymazlıklarına ne demeli?   Oysa, bu ve benzeri sorulara verilecek cevaplar çok basit. Lakin, iktidar erkini elinde tutanlar, bekaları   için gerçekleri toplumdan gizlemeyi yeğliyorlar. Avrupalı, yaşadığı darbelerden ve Hitler faşizminden kendine büyük dersler çıkarttı. Her şeyden önce  Yaşam hakkının ve hukukun üstünlüğünün, her şeyin üzerinde olması gerektiğini gördüler ve bundan asla taviz vermediler. 2.Dünya savaşı sonrası Avrupalılar, ülkelerini yeniden yapılandırdılar. Başlarına gelen tüm musibetlerin nedenlerini tek tek yok ettiler. Demokrasiyi ve insan yaşamını, geri kalmış ülke halkları için olmasa da kendi halkları için her şeyin üstünde tuttular. Biz ise, cumhuriyeti çökertmekle meşgulüz.! Yasama, Yürütme ve Yargı gibi Anayasal kurumlar servis dışı.! Bir ülkenin sigortası olması gereken  Cumhurbaşkanlığı  makamı ise tarafsızlığını tamamen yitirmiş durumda. Hem Parti Genel Başkanı, hem de Cumhurbaşkanı olmakla tarafsızlık ilkesi yok edilmek isteniyor.  Yangından mal kaçırır gibi halktan gerçekler saklanıyor. “Hayır”cılara terörist muamelesi yapmak, akıl tutulması değil de nedir.? Her seçim zaferi sonrası, milli iradeye saygıda kusur etmeyenlerin kaybetme  ihtimali karşısında yaşadıkları göz kararması, toplumsal kutuplaşmayı körüklüyor. Demokrasiye olan düşmanlık, Avrupalıları tedirgin ediyor. Kendi ülkelerinde teröristleri ve darbecileri en ağır şekilde cezalandırdıklarını biliyoruz. Lakin Avrupalılarda ,Türkiye’deki hukuk sistemi ile, adil bir yargılama yapılamayacağı kanaati hakim. Kısacası, ortada gerilime sebebiyet verecek tüm koşullar mevcut. Gerilim, AKP’nin varlık nedeni olduğuna göre dış politikanın iç politikaya malzeme edilmesi artık olağan görülmeye başlandı. Cem Karaca’nın bir şarkısında söylediği gibi, “Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete.!” Hayırlı olur inşallah, ne diyelim. Hasan TEMEL
Ekleme Tarihi: 09 Şubat 2017 - Perşembe

“Bindik Bir Alamete, Gidiyoruz Kıyamete..!”

Referandum, başta iç ve dış siyaset olmak üzere iktisadi alanda suların ısınmasına ve derin siyasi krize sebep olacak gibi.!  Ekonomi de yaşanan durgunluk, artış eğilimi gösteren enflasyon ve dövizdeki yükseliş, yeni zamların habercisi. Emlak sektöründe yaşanan kriz ise, yirmi yıla varan düşük kredi gibi palyatif tedbirlerle aşılmaya çalışılıyor.

Beyaz eşya da ÖTV’nin, 30 Nisan akşamına kadar sıfırlanması ve bazı mallarda oranın düşürülmesi, haklı olarak kamuoyunda, “Başkanlık İndirimi” olarak kabul görüyor. İsterdim ki, bu indirimler, halkın günlük yaşamını kolaylaştıran temel ihtiyaç maddelerinde olsaydı. Çünkü YAT’tan PIRLANTA’ dan ÖTV alınmayan bir ülke de, geçici olarak ÖTV’nin sıfırlanmasına eller patlarcasına alkış tutanlar varsa, ki var, o toplumun gerçeklerle yüzleşmesi zaman alacaktır.

Ekonomide yaşanan çöküşün siyasi versiyonu da, dış politikamızda yaşanıyor. AB ve ABD ile yaşanan siyasi kriz, her geçen gün biraz daha derinleşiyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, son Türkiye ziyareti ile AB ilişkilerinde yeni bir sayfa açılacak gibi.      

ABD Başkanı Donald Trump, Rakka Operasyonu ile ilgili Obama Planını yetersiz buldu. Pentagon’a yeni bir plan hazırlama görevini verdi. Bu durum, ABD ile olan ilişkileri de gereceği gibi, çıkmazda olan dış politikamızı daha karmaşık bir hale getirecektir.    

Son elli yıldır, Avrupa, terör örgütü üyelerine kucak açıyor. Geçmişte olduğu gibi bugünde durum çok farklı değil. Biz ise gerçekleri halının altına süpürmekle meşgulüz..! Adi ve siyasi suçluların bize iade edilmemesini, salt inanç farklılığı ve Türkiye düşmanlığı ile açıklama gafleti içindeyiz.                                  En son, 15 Temmuz Darbe girimimi sonrası bir gurup Askerin Yunanistan’a sığınarak iltica talebinde bulunması ve talebin Yunan Yargısı tarafından kabul edilmesi, ilişkilerin gerilmesine sebep oldu.

Sahi bu Avrupalılar, darbecileri, otuz yıldır ülkeyi kan gölüne çeviren teröristleri neden iade etmezler? Tarihlerine bakıldığında terör ve darbelerden çok çektikleri malum. Ayrıca Hitler faşizmini iliklerine kadar yaşayan bu Avrupalıların vurdumduymazlıklarına ne demeli?  

Oysa, bu ve benzeri sorulara verilecek cevaplar çok basit. Lakin, iktidar erkini elinde tutanlar, bekaları   için gerçekleri toplumdan gizlemeyi yeğliyorlar.

Avrupalı, yaşadığı darbelerden ve Hitler faşizminden kendine büyük dersler çıkarttı. Her şeyden önce  Yaşam hakkının ve hukukun üstünlüğünün, her şeyin üzerinde olması gerektiğini gördüler ve bundan asla taviz vermediler. 2.Dünya savaşı sonrası Avrupalılar, ülkelerini yeniden yapılandırdılar. Başlarına gelen tüm musibetlerin nedenlerini tek tek yok ettiler. Demokrasiyi ve insan yaşamını, geri kalmış ülke halkları için olmasa da kendi halkları için her şeyin üstünde tuttular.

Biz ise, cumhuriyeti çökertmekle meşgulüz.! Yasama, Yürütme ve Yargı gibi Anayasal kurumlar servis dışı.! Bir ülkenin sigortası olması gereken  Cumhurbaşkanlığı  makamı ise tarafsızlığını tamamen yitirmiş durumda. Hem Parti Genel Başkanı, hem de Cumhurbaşkanı olmakla tarafsızlık ilkesi yok edilmek isteniyor. 

Yangından mal kaçırır gibi halktan gerçekler saklanıyor. “Hayır”cılara terörist muamelesi yapmak, akıl tutulması değil de nedir.? Her seçim zaferi sonrası, milli iradeye saygıda kusur etmeyenlerin kaybetme  ihtimali karşısında yaşadıkları göz kararması, toplumsal kutuplaşmayı körüklüyor.

Demokrasiye olan düşmanlık, Avrupalıları tedirgin ediyor. Kendi ülkelerinde teröristleri ve darbecileri en ağır şekilde cezalandırdıklarını biliyoruz. Lakin Avrupalılarda ,Türkiye’deki hukuk sistemi ile, adil bir yargılama yapılamayacağı kanaati hakim. Kısacası, ortada gerilime sebebiyet verecek tüm koşullar mevcut. Gerilim, AKP’nin varlık nedeni olduğuna göre dış politikanın iç politikaya malzeme edilmesi artık olağan görülmeye başlandı. Cem Karaca’nın bir şarkısında söylediği gibi, “Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete.!” Hayırlı olur inşallah, ne diyelim.

Hasan TEMEL

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gophaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler siyahbet giriş siyahbet giriş