merkez
Hasan TEMEL
Köşe Yazarı
Hasan TEMEL
 

Bir Diktatörün Hazin Sonu…!

Bizim kuşak, ‘56 Macaristan galibiyeti (3-1) ve ‘71 Batı Almanya (1-1) beraberliğinin unutulmaz hikayeleri ile büyüdü.1970’ler, “şerefli mağlubiyetler”in zafermiş gibi halka yutturulmaya çalışıldığı yıllardı. Rahmetli Sabri Kiraz ve Coşkun Özarı’nın kulakları çınlasın.Her yenilgi sonrası öne sürdükleri mazeretler, komedi dizilerini aratmayan nitelikteydi…  Velhasıl, ömürleri bizi avutmakla geçti..!Ta ki, Sepp Piontek ve ardından Jupp Derwall Türkiye’ye gelene dek. Piontek ve Derwall’in, Dünya Futbolunun iki dehası olduğunu biliyorsunuz.Gelir gelmez,her yabancı gibi hastalığı teşhis etmekte gecikmediler. “Tesis yetersizliği”. Biz ise hep mazeret üretmekle meşgul olduk.Sportif başarısızlığı hakem hatalarında aradık. “Haçlı Seferleri” ne maruz kaldığımıza kendimizi sahiden inandırdık. Bu futbol dehalarının Türkiye’deki görevleri kısa sürdü, lakin iz bırakmayı başardılar.Sistem ve Tesisleşme alanında yapılan çalışmalar, yavaşta olsa semeresini vermeye başlamıştı. Mustafa Denizli ve Fatih Terim gibi iki futbol adamı da, üretilen değerlerin katma değeri oldular..! Beklentiler büyüktü. Fakat unutulan bir şey vardı. Burası Türkiye. Demokrasi dersinde sınıfta kalmış olsak da, dünyanın 20.büyük ekonomisi ve Endüstriyel Futbol Piyasasının Avrupa 6.sı olduğumuz bizler için sevindirici gelişmeler. Buranın Türkiye olduğunu söylemiştik. Böylesi devasa imkanlarla sahip ve her türlü yetkilerle donatılmış bu iki futbol adamı, maalesef ülke futbolunun mirasyedileri olmaktan kendilerini kurtaramadılar..!   Piontek ve Derwall’in, aramızdan ayrılışının üzerinden 30 yıl geçti. Tesisleşme ve ekonomik güç aldı başını yürüdü. Hala istikrar olmadığı gibi istikrarsızlık adeta adımız oldu. Akılda kalan birkaç Avrupa ve Dünya kupasına katılımı unutarak haksızlıkta yapmayalım..!  30 yıl önce atılan temel hala yerli yerinde duruyor. Rahmetli Necmettin Erbakan’ın attığı temelleri çağrıştırıyor..! Hatırlarsınız, Ağır sanayi hamlesi başlatma sevdası içinde her gittiği yerde fabrika temeli atardı. Yıllar sonra atılan temeller, komedi programlarına malzeme oldu.   Asıl konumuza dönecek olursak, hala sistem ve ekol yoksunu bir futbol ülkesi olmanın utancı içindeyiz.Dişe dokunur tek bir başarımız var.2002 Dünya Kupası 3.lüğümüz. Allah’ın takdirine bakın ki, bu zafer de, bu iki eyyamcı hocaya değil, Şenol Güneş’e nasip oldu.   Sürekli hayal sattılar..!Ele geçirdikleri siyasi güçten olsa gerek, siyaset, onların varlık sebebi oldu. Asla hak etmedikleri halde, futbolumuzun “ombudsman” lığına soyundular..! Lakin bunca yıl geçtiği halde, futbolumuzda sistem-ekol tartışmaları yaşanıyorsa sorumlu aramaya gerek yok. Çünkü bu çöküşün mimarları, bu iki eyyamcı hocadan başkası değil. Sürecin bizi, Piontek ve Derwall futbol demokrasisinden, Denizli-Terim diktatörlüğüne taşıdığını gördük..! Her ikisinin de ilk icraatı, ekip çalışmasına yönelik çalışma gruplarını dağıtmak oldu. Tek yetkili olmayı, başarı ile özdeşleştirmeye çalıştılar ve buna yöneticileri ve halkı inandırdılar da. Cumhurbaşkanı Sn.Erdoğan Başkan olmak için gecesini gündüzüne katarak uğraşıyor.Fatih Terim ise, “Futbol Direktörü” sıfatıyla Futbolun Başkanlığını çok önceden ilan etti bile. Şu “Futbol Direktörü” ne demekse birileri bize anlatsın da cahil kalmayalım..! Başarılı insanlar kalıcı eserleriyle anılırlar.Fatih Terim’de, bizim bilmediğimiz kalıcı eserler bırakmış olacak ki, birkaç Stadyuma ismi dahi verildi.Bu da bize bize kapak oldu..! Biliyorsunuz, aylardır Milli Takım bünyesinde yaşanan tartışmalar bitmek bilmiyor. Çok konuşup hiçbir şey söylememek de beceri işi.Spekülasyon ve gerginlikten beslenme alışkanlığı, maalesef Fatih Terim’ de sirayet etmiş durumda..!  Bir gurup futbolcuyu kadro dışı bırakacaksın ve ardından tekrar Milli Takıma çağıracaksın. Sonra da futbolun patronu olarak, bu futbolcuları kurtlar sofrasına yem edeceksin. Pes doğrusu… Hesap sorma makamının susmasını ise manidar buluyorum. Son Kosova Galibiyeti ile Fatih Terim süre kazanmış oldu.Puan cetveline bakılırsa bir mucizeye ihtiyacımız var.O mucizeyi gerçekleştirme hakkını,2016 Avrupa Şampiyonasına katılırken kullandığımızı düşünüyorum..! Umarım yanılan ben olurum. Her şeyin bir sonu olduğu gibi diktatörlerinde bir sonu vardır.Lakin diktatörlerin sonu hazin olur. Mustafa Denizli, son Galatasaray deneyimi ile finali yaptı..!   Sıra Fatih Terim’de… Terim’inde hazin sonu adım adım yaklaşıyor..! “Lale Devri” nin bitmesi, ülke futbolunun ateşleyecektir. Bunu görmek için de müneccim olmaya gerek yok. Hasan TEMEL
Ekleme Tarihi: 18 Kasım 2016 - Cuma

Bir Diktatörün Hazin Sonu…!

Bizim kuşak, ‘56 Macaristan galibiyeti (3-1) ve ‘71 Batı Almanya (1-1) beraberliğinin unutulmaz hikayeleri ile büyüdü.1970’ler, “şerefli mağlubiyetler”in zafermiş gibi halka yutturulmaya çalışıldığı yıllardı.

Rahmetli Sabri Kiraz ve Coşkun Özarı’nın kulakları çınlasın.Her yenilgi sonrası öne sürdükleri mazeretler, komedi dizilerini aratmayan nitelikteydi…  Velhasıl, ömürleri bizi avutmakla geçti..!Ta ki, Sepp Piontek ve ardından Jupp Derwall Türkiye’ye gelene dek.

Piontek ve Derwall’in, Dünya Futbolunun iki dehası olduğunu biliyorsunuz.Gelir gelmez,her yabancı gibi hastalığı teşhis etmekte gecikmediler. “Tesis yetersizliği”.

Biz ise hep mazeret üretmekle meşgul olduk.Sportif başarısızlığı hakem hatalarında aradık.

“Haçlı Seferleri” ne maruz kaldığımıza kendimizi sahiden inandırdık.

Bu futbol dehalarının Türkiye’deki görevleri kısa sürdü, lakin iz bırakmayı başardılar.Sistem ve Tesisleşme alanında yapılan çalışmalar, yavaşta olsa semeresini vermeye başlamıştı. Mustafa Denizli ve Fatih Terim gibi iki futbol adamı da, üretilen değerlerin katma değeri oldular..!

Beklentiler büyüktü. Fakat unutulan bir şey vardı. Burası Türkiye. Demokrasi dersinde sınıfta kalmış olsak da, dünyanın 20.büyük ekonomisi ve Endüstriyel Futbol Piyasasının Avrupa 6.sı olduğumuz bizler için sevindirici gelişmeler.

Buranın Türkiye olduğunu söylemiştik. Böylesi devasa imkanlarla sahip ve her türlü yetkilerle donatılmış bu iki futbol adamı, maalesef ülke futbolunun mirasyedileri olmaktan kendilerini kurtaramadılar..!  

Piontek ve Derwall’in, aramızdan ayrılışının üzerinden 30 yıl geçti. Tesisleşme ve ekonomik güç aldı başını yürüdü. Hala istikrar olmadığı gibi istikrarsızlık adeta adımız oldu.

Akılda kalan birkaç Avrupa ve Dünya kupasına katılımı unutarak haksızlıkta yapmayalım..! 

30 yıl önce atılan temel hala yerli yerinde duruyor. Rahmetli Necmettin Erbakan’ın attığı temelleri çağrıştırıyor..!

Hatırlarsınız, Ağır sanayi hamlesi başlatma sevdası içinde her gittiği yerde fabrika temeli atardı. Yıllar sonra atılan temeller, komedi programlarına malzeme oldu.  

Asıl konumuza dönecek olursak, hala sistem ve ekol yoksunu bir futbol ülkesi olmanın utancı içindeyiz.Dişe dokunur tek bir başarımız var.2002 Dünya Kupası 3.lüğümüz.

Allah’ın takdirine bakın ki, bu zafer de, bu iki eyyamcı hocaya değil, Şenol Güneş’e nasip oldu.  

Sürekli hayal sattılar..!Ele geçirdikleri siyasi güçten olsa gerek, siyaset, onların varlık sebebi oldu. Asla hak etmedikleri halde, futbolumuzun “ombudsman” lığına soyundular..!

Lakin bunca yıl geçtiği halde, futbolumuzda sistem-ekol tartışmaları yaşanıyorsa sorumlu aramaya gerek yok. Çünkü bu çöküşün mimarları, bu iki eyyamcı hocadan başkası değil.

Sürecin bizi, Piontek ve Derwall futbol demokrasisinden, Denizli-Terim diktatörlüğüne taşıdığını gördük..! Her ikisinin de ilk icraatı, ekip çalışmasına yönelik çalışma gruplarını dağıtmak oldu.

Tek yetkili olmayı, başarı ile özdeşleştirmeye çalıştılar ve buna yöneticileri ve halkı inandırdılar da.

Cumhurbaşkanı Sn.Erdoğan Başkan olmak için gecesini gündüzüne katarak uğraşıyor.Fatih Terim ise, “Futbol Direktörü” sıfatıyla Futbolun Başkanlığını çok önceden ilan etti bile. Şu “Futbol Direktörü” ne demekse birileri bize anlatsın da cahil kalmayalım..!

Başarılı insanlar kalıcı eserleriyle anılırlar.Fatih Terim’de, bizim bilmediğimiz kalıcı eserler bırakmış olacak ki, birkaç Stadyuma ismi dahi verildi.Bu da bize bize kapak oldu..!

Biliyorsunuz, aylardır Milli Takım bünyesinde yaşanan tartışmalar bitmek bilmiyor. Çok konuşup hiçbir şey söylememek de beceri işi.Spekülasyon ve gerginlikten beslenme alışkanlığı, maalesef Fatih Terim’ de sirayet etmiş durumda..!

 Bir gurup futbolcuyu kadro dışı bırakacaksın ve ardından tekrar Milli Takıma çağıracaksın. Sonra da futbolun patronu olarak, bu futbolcuları kurtlar sofrasına yem edeceksin.

Pes doğrusu…

Hesap sorma makamının susmasını ise manidar buluyorum.

Son Kosova Galibiyeti ile Fatih Terim süre kazanmış oldu.Puan cetveline bakılırsa bir mucizeye ihtiyacımız var.O mucizeyi gerçekleştirme hakkını,2016 Avrupa Şampiyonasına katılırken kullandığımızı düşünüyorum..! Umarım yanılan ben olurum.

Her şeyin bir sonu olduğu gibi diktatörlerinde bir sonu vardır.Lakin diktatörlerin sonu hazin olur.

Mustafa Denizli, son Galatasaray deneyimi ile finali yaptı..!  

Sıra Fatih Terim’de…

Terim’inde hazin sonu adım adım yaklaşıyor..! “Lale Devri” nin bitmesi, ülke futbolunun ateşleyecektir. Bunu görmek için de müneccim olmaya gerek yok.

Hasan TEMEL

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gophaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler siyahbet giriş siyahbet giriş