CHP’nin“Demokrasi ve Birlik” temalı 38.Olağan Kurultayı merhum SHP Genel Başkanı Erdal İnönü’nün dediği gibi “demokrasi şöleni” tadında geçti.
Diğer kurultaylardan farklılığı, idari, örgütsel ve ideolojik yenilenmeye ardına kadar kapı aralamasıydı.
Kurultay işleyişinden sorumlu Elazığ Milletvekili Gürsel Erol’un önerisiyle, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na Divan Başkanlığı görevi tevdi edildi.
Yanlı tutum ve kulis faaliyetinden alıkonma gibi kaygılar yaşamış olsalar da tarafsız yönetimi ile tereddütler giderildi.
Malum, seçim yenilgisi CHP’yi derinden sarstı.
Peş peşe gelen yenilgiler, üyelerde olduğu gibi genel seçmen tabanında da Özelin dediği gibi duygusal kopuşlara yol açtı.
Bu kopuş, seçmeni sandığa taşıma güçlüğü ve yeni ittifak ihtimalini zayıflatmanın da bir nevi habercisi oldu.
Yine de kurultayı etki altına alan genel hava, kazananı kim olursa olsun, Atatürkçü, Laik, Anti emperyalist, anlayışa sahip bir CHP minvalinde sürecin gelişeceği yönündeydi.
’Altı ok’ CHP’nin ilk yol haritasıdır.
Emek,özgürlük,eşitlik,dayanışma,barış,katılımcı demokrasi, hukuku üstünlüğü gibi sol ve sosyal demokrasinin olmazları, CHP’ye ideolojik zenginlik kattı.
Değişime karşı direnmek beyhude bir çaba!
İngiltere İşçi Partisi eski lideri Tony Blair ile başlayan sağlaşarak iktidar olma dönemi artık bitti.
Yeniden, sosyal demokrasiye dönüş zamanı.
Delege de bunu görmüş olacak ki, değişime öncülük iddiası ile yola çıkan Özgür Özele arka çıktı!
Salt çoğunlun kıyısından dönen ilk tur, Özel cephesini üzdü!
Kılıçdaroğlu ise çekilmek istedi.
Lakin çevre baskısı nedeniyle çekilemeyince kendi hazin sonunu da hazırlamış oldu.
Umut vadeden gelişmelerin yanı sıra CHP’yi içten içe kemiren ve her iki tarafta da kendine yer bulan küçük grupçuklar var ki,izledikleri siyaset ve kullandıkları dil,CHP kültürü ile bağdaşmıyor.
Özel, nasıl ihanetçi,darbeci değilse, Kılıçdaroğlu’da ne sağcı, ne Soros’çu ne de AKP hizmetkarı değil.
Aslı astarı olmayan bu iğrenç suçlamalar, CHP’ye zarar veriyor olsa da, kökünü kurutmak asla mümkün olmuyor.
Oysa, yeni genel başkanı Özel’in dediği gibi CHP’nin,”duyguları doğru okuma ve umut örgütlemeye” ihtiyacı var.
Bu örgütleme aynı zamanda utangaç olmayan, Atatürkçü ve çağdaş sosyal demokrat bir CHP’nin de habercisi olacak.
Bunun için herkes üzerine düşeni yapmalı ve CHP’ye farklı gömlek giydirmek isteyenler varsa, ki var,lütfen gölge etmesinler!
Çünkü halkın umudu olan CHP,sürekli değişen ve çağa ayak uyduran sol,sosyal demokrat bir parti olmak zorunda.
Hiç kimse, Ecevit’in ortanın solu,Baykal’ın Anadolu solu, Kılıçdaroğlu’nun Yeni CHP gibi ideolojik bir çıkışı Özgür Özel’den beklemesin.
Kılıçdaroğlu, genel başkan seçildiği 2010 yılı değişim temalı kurultay da Yeni CHP ile, sağa kayan, parti içi demokrasiyi rafa kaldıran bir CHP vaat etmemişti.
Bu nedenle,teori de doğru pratikte yanlış işlere imza atan Kılıçdaroğlu’nun , Atatürkçü, sosyal demokrat bir parti vaadini gecikmeli de olsa Özgür Özel’in gerçekleştirmesini,yeni bir ideolojik çıkış olarak görmemek kendisine haksızlık olur.
Sonuç itibarıyla Kılıçdaroğlu ve ekibi sokağın sesini dinlemediği içindir ki ödenen bedel çok ağır oldu.
Yine de yeni genel başkan Özel’in dediği gibi, “CHP’nin güvenli limanı kurultaydır ve kurultaya taşıdığı için Kılıçdaroğlu’na teşekkür, CHP kültürünün bir gereğidir.
Lakin,güvenli limana çekildikten sonra,sıcağı sıcağına mürettebatla vedalaşmak ve helalleşmek bir CHP klasiği olsa da safralar yüzünden gecikmesi kurultayın çirkin yüzü olmuştur.
Hasan TEMEL