Nefes nefese bir yarışa sahne olan ve yıllarca hafızalardan silinmeyecek CHP İstanbul İl Kongresi 08.10.2023 Pazar günü Haliç Kongre Merkezi’nde yapıldı.
Her iki tarafında “bıçak sırtı”olarak gördüğü kongrenin kazananı,Genel Başkan Adayı Özgür Özel ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun desteğini arkasına alan Özgür Çelik oldu.
Gün boyunca süregelen kulis faaliyetlerinde ana tema,delegelerin İBB ve Genel Merkez vesayeti altında oldukları yönündeydi.
Lakin, etkin rol oynayan bu güçlerin tarafsızlığı,kaybedenlere liman olurken,CHP kültürüne olan uygunsuzluğu nedense görülmek istenmedi.
Oysa,demokrasiyi özümseyen her CHP’li, hayatın her alanında “bitaraf olanın bertaraf olacağını” çok iyi bilir!
Genel başkan adayları Kılıçdaroğlu ve Özel’in katılmadığı ve Kurultay provası havasında geçen bir kongre oldu.
Öncelikle ifade etmeliyim ki, parti içi demokrasi savunucusu bir birey olarak, seçimin ‘blok liste’ ile yapılması beni ziyadesiyle rahatsız etti.
Umarım bu son olur ve demokrat parti olma iddiası taşıyan bu CHP, ‘ çarşaf liste’ uygulamasıyla eskisi gibi diğer partilere örnek olmaya devam eder.
Partililerin ve medya temsilcilerinin merak edilen sorulara cevap bulduğu kongrede, adayların konuşma metni ve üslubu belki de ilk defa bu kadar belirleyici oldu.
Özgür Çelik gelecek projeksiyonu çizerken, Cemal Canpolat, parti içi karşıtlarına savaş açmakla kalmadı, belediyeyi ve partiyi itham ederek CHP’ye zarar verdi.
Bu nedenle verilen mesajları can kulağıyla dinleyen delege,seçimi Canpolat’ın kazanması halinde İBB seçiminin riske gireceğine inandı ve bir adımda olsa araya mesafe koydu!
Kurultay da kazanan kim olursa olsun İstanbul İl Kongresi demokratikleşme yolunda CHP ve İBB Başkanı İmamoğlu için bir dönüm noktası olacağını gösterdi.
Değişimciler gibi genel merkezin de, tüzük ve program kurultayı kararı, örgütsel memnuniyete kapı aralarken, Ekrem İmamoğlu’nun örgüt siyasetine attığı adım,CHP için de çok büyük kazanım oldu.
Yeter ki parti örgütü bu müspet değişime, statükodan uzak ve yeniliğe açık bir örgütsel değişime direnç göstermesin.
Değişimin startı, yerel seçimler öncesi n de oy değişkenliklerinin yaşandığı muhtemel bölgelerin mutfakta tespit edilmesi ve acilen saha çalışmalarına başlayarak verilmelidir.
Yeter ki örgüt, kendini halkın önünde görmekten ve muhalifleri de delegeleri yanlış yönlendirme paranoyasından kurtulsun.
Yeter ki,Özel’in genel başkanlığı halinde’ İmamoğlu’nun askeri olur’ gibi yakıştırmalardan uzak durulsun.
Yeter ki,değişim isteği,’sen git ben geleyim’ algısı üstüne bina edilerek partiye zarar verilmesin Çünkü, parti tabanı ve seçmen, CHP’de köklü bir değişimden yana.
Halka rağmen siyaset olmuyor.
Israr etmek, inatlaşmak, didişmek, kendini yegane kurtarıcı olarak görmek,sağlıklı bir siyaset anlayışı değil.
Dozu kaçmadığı sürece analitik düşünen ve az da olsa pragmatik siyasete uygun, Atatürkçü, laik ve sosyal demokrat bir lidere ihtiyaç var.
Bu nedenle, Çelik ile alev alan değişim, kesintiye uğramamalı ve 4-5 Kasım da yapılacak Kurultay‘da delege ihtiyaca cevap vermelidir.
Hasan TEMEL