Demokratik bir ülke de olası her gelişme gündemi işgal edemez. Ekonomik, sosyal, siyasal ya da kültürel değişkenlikler gündemi belirler. Gündemi değerli kılan ise toplumsal ilişkileri etkileyen gelişmeler olup, ciddiyet içinde ele almak ve değerlendirmek gerekir.
Bildiğiniz gibi 31 Mart 2019 Pazar günü yerel seçim var. Ya yeni kent yöneticilerini seçeceğiz ya da memnun kaldıklarımıza bir beş yıl daha vize vereceğiz. Dileğim, verecekleri yerel hizmetlerle halkın yaşam kalitesini, daha ileri boyutlara taşımalarıdır.
İktidar partisi AKP ve yandaşı MHP’nin ise gündeminde yerel seçim yok. Ülke nüfusunun asgari %50’sini terörle ilişkilendirmekten beis duymuyorlar. Bir avuç oy uğruna olağan bir yerel seçimi, “Beka Sorunu” gibi gösterip heybelerini doldurmaya çalışıyorlar.
Geçenlerde yeni askerlik yasası, ana hatlarını ile açıklandı. Keşke aıklanmasaydı diyesi geçiyor insanın. Yandaş yazılı ve görsel medya, yasaya karşı oluşan tepkiyi her konuda olduğu gibi yine büyük bir maharetle kamufle etmeyi başardı.
Yasanın ana fikri belli. Askerlik fakir mesleği olacak gibi. Cebinde parası olanlar tatlı hayatlarına dönerken, fakir fukaranın çocukları sıla özlemine türküler yakmaya devam edecekler. Oysa sizden istenen, adalet duygusunu yaşatan yeni bir düzenleme olduğunu biliyorsunuz.
Adalet derken, Taksim İstiklal caddesindeki kadın yürüyüşüne değinmeden geçemeyeceğim. Hak hukuk adalet hak getire.Kadın yürüyüşü,beka sorununa yem edildi.! Savunmasız muhalefet ise bu olaydan da nasibini fazlasıyla aldı.
Rahmetli Süleyman Demirel “Yollar yürümekle aşınmaz” derdi. Sakın demokrasiye inancından olduğunu düşünmeyin. Ömrü sermaye sınıfına hizmet etmekle geçtiği halde Anayasal Düzene sıkı sıkıya bağlıydı. Hakkını teslim edelim.
Biliyorsunuz, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde bir gurup kadın Taksim İstiklal Caddesinde yürümek istedi.Vay sen misin yürüyen.Ellerinde küçük dövizler ve boyunlarında düdükten başka hiçbir şeyi olmayan binlerce kadın, polis müdahalesine maruz kaldı.
Tesadüf ya da değil bilemem. Bildiğim, yürüyüş anında polisin müdahale edişi, yürüyüşçülerin müdahaleyi düdük çalarak protesto edişi ve o esnada ezanın okunmasıdır.Buraya kadar her şey normal.Demokratik bir ülkede yadsınamayan olağan gelişmeler.
Malum, yerel seçim kapıya dayanınca söylenecek sözü kalmayanlar,yeni yeni hikayeler yazmak zorundalar.Yukarıda Allah var, haklarını da teslim edelim. Akla hayale gelmeyecek bir hikaye yazdılar. Çalan düdükler, meğer okunan ezanı protesto etmek içinmiş. Geçiniz.
Seçime malzeme edilen bir diğer gelişme de sahte senetle tahsilat olayı. Söz konusu olan,Ankara Siyasetin de yerel yönetim başarılarıyla dikkat çeken Mansur Yavaş olunca işin rengi değişkenlik gösteriyor. İnandırıcı bulunmadığı gibi yargısız infaz fikri kabul görüyor.
Millet ittifakının attığı her adım Beka Sorunu oldu çıktı.CHP, İyi Parti, Saadet PKK ile işbirliği için de imiş.Listelere PKK’lılar doldurulmuş.İyi güzel de, devletin hakimi savcısı neden harekete geçmez.Neden suç duyurusunda bulunmazsınız. Kapatın gitsin hepsini(!)
İnsanlar yorgun, insanlar gergin.Toplumu ikiye böldünüz.Sevgisizlik saygısızlık tehlikeli boyutlara ulaştı.Beka sorunu olmadığı gibi yapılması gereken olağan bir yerel seçim var.Hepsi bu.Ortalığı yangın yerine çevirmeye hakkınız yok.Bu memleket hepimizin.Saygılarımla.
Hasan TEMEL