merkez
Hasan TEMEL
Köşe Yazarı
Hasan TEMEL
 

''CHP KENDİ ‘YENİ TÜRKİYE’SİNİ TARİF ETMELİ''

CHP halkın partisi olmalı…       Ama nasıl?            Her kafadan bir ses, öneri çok çözüm yok…       Mutabakat ise ne mümkün!    Bu tartışmalar CHP’de bitecek gibi de değil… İyisi mi Eski CHP Milletvekili, AİHM Yargıcı Rıza Türmen’in hala geçerliliğini koruyan 2014 yılından kalma bir röportajına kulak verelim.                                     Diyor ki sosyal demokrasinin duayeni Rıza Türmen;  “CHP değişmelidir...    CHP, devlet partisi görünümünden çıkıp halkın partisi olmalıdır…                  Halkın önüne çıkıp ‘Ben şimdiye kadar gördüğünüzden çok daha farklı bir CHP’yim diyebilecek kadar değişmesi gerekir...                        Fakat değişim çok ama çok yavaş ilerliyor.   CHP geçmişiyle hesaplaşmalıdır...     CHP’nin hataları olduğu gibi sevapları da vardır...         Tek Parti Döneminde o zamanki koşullarda yapılan hatalar, o zamanki koşullar içinde değerlendirilmelidir...      Ama bunları açıkça masaya yatırmak gerekir...     Bundan korkacak bir şey yok...      Geçmişin partisi değil, geleceğin partisi olmalıdır.   Değişmezseniz geçmişin partisi olursunuz…      Şöyle bir anlayış var...                   Cumhuriyet o kadar iyidir ki biz Cumhuriyetin ilk döneminde yapılanlara sahip çıkarsak bütün problemleri hallederiz...                      Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş döneminden Tanzimat’a kadar çözüm hep “kadim”de arandı. ”Atamız Fatih Sultan Mehmet gibi yaparsak biz bu işi çözeriz”dendi....       ”Atamız Sultan Süleyman gibi yaparsak biz bu işin içinden çıkarız”dendi...        Oysa çıkılamazdı...  Çünkü dünya değişmişti...                Fatih’in Sultan Süleyman’ın dünyası değildi o zamanki dünya...                      Bizde ki Cumhuriyet vurgusu da biraz buna benziyor...                    Çözümü “kadim”de arıyoruz...           Oysa çözüm “kadim”de değil gelecektedir.   Hiç kimse Cumhuriyet değerlerinden kopacağı endişesine kapılmasın...  Cumhuriyet değerleri yerinde duruyor...           Cumhuriyet,laiklik,Atatürkçülük,devrimler…      Bunlar çok önemli kazanımlar.              Ama bunlarla yetinemezsiniz.          Bunların üstüne ne koyacaksınız ona bakmak lazım.         Bu değerlere sahip çıkarak değişim gerçekleşebilir mi sorusu sorulabilir.                           Neden olmasın...       O değerleri yeni bir okuyuşa tabi tutmak gerekir.                         “Laiklik”yeni bir okuyuşa tabi tutulmalı.           ”Altı Ok” yeni bir okuyuşa tabi tutulmalı.           ”Devletçilik bugün kaldı mı?               Bunları zamanın koşullarına göre yeni bir okuyuşa tabi tutmak lazım.   “Altı Ok”  CHP için önemli.              Kalkmasından yana değilim.                  Kalsın. Ne olur ki?                       Geçerli olan ilkeler var, geçersiz olanlar var.                           ”Devletçilik”ilkesi bugün aynı şekilde geçerli değil.        Dışlayıcı ve tek tipçi milliyetçilik artık dünyada yok.                  Günümüzün milliyetçiliği ülke severliktir.        Dışlayıcı ve tek tipçi milliyetçilikten kurtulmak gerekir.                “Egemenlik” ve “bağımsızlık” anlayışı da değişti.   Bu değişime ayak uydurmakla ulaşılacak nokta çoğulcu ve katılımcı demokrasidir. CHP’nin bir devlet partisi görünümünden çıkıp halkın partisi haline gelebilmesi lazım.       AK Parti kutuplaştırma siyasetiyle halkı ikiye ayırdı ve ortaya da bir duvar ördü.                       Biz mevcur siyasetimizle duvarın öbür tarafına ulaşamıyoruz.          Değişim gerçekleşirse duvarın öbür tarafına ulaşabiliriz.                İnsanlara bu bağlamda geliştirilen projelerle gitmek lazım.                      Latin Amerika ülkelerinde uygulanan temsili demokrasiyi katılımcı demokrasiye dönüştürmüş projeleri var.              Onlardan yararlanılabilir..   CHP mütemadiyen seçim kaybediyor.             Her şeyi aynı bırakırsanız bundan sonraki seçimleri de kaybeder. Radikal bir değişim lazım.         Çünkü kaybedecek bir şeyiniz yok.                   Ne kadar radikal derseniz?                   Halkın önüne çıkıp “Ben şimdiye kadar gördüğünüzden çok daha farklı bir CHP’yim diyebilecek kadar radikal bir değişime gitmelisiniz.    Bu değişim bazı riskleri de beraberinde getirebilir.     Lakin bu riski göze alabilmeniz gerekir.   Bir yerde oy kaybedersiniz, başka bir yerde çok daha fazla oy kazanabilirsiniz.           Ortanın solunda da böyle olmadı mı? “Ortanın Solu” o zamanki koşullar da radikal bir söylemdi.                   Otuz’a yakın kişi CHP’den ayrıldı.  Ne oldu?                        İlk seçimde oylar düştü ama ikinci seçimde iktidar geldi.                      Yani korkmaya gerek yok.     Türkiye’nin bu günkü koşullarında risk almak zorundasınız.          Ayrıca ben “CHP değişmesin,statüko aynen muhafaza edilsin,biz seçim kaybetmeye devam edelim” diyecek bir tek CHP’linin bile olduğunu zannetmiyorum.          Parti yeni kimliğine kavuştuktan sonra  bu kimliğe uyum sağlayamayanlar partiden ayrılacak olurlarsa yapacak bir şey yok…          Yolları açık olsun…    AK Parti’nin “Yeni Türkiye”si şöyle bir şey;   Geriletilmiş demokrasi, daraltılmış özgürlükler, rafa kalkmış hukuk devleti…                         İşte bu “Yeni Türkiye”ye karşı CHP’de kendi “Yeni Türkiye”sini tarif etmek zorunda.       “CHP’nin “Yeni Türkiye”sine gelince; Türkiye değişti…   Köylü bir toplumken kentli bir toplum haline geldi.                          Homojen bir toplum olduğumuzu zannederken, öğrendik ki homojen bir toplum değilmişiz.                 Bin bir türlü insan var.                    Temel mesele şu…                            Bu kadar farklılığın olduğu bir toplumda beraber nasıl yaşayacağız?      Türk ile Kürt, inanan ile inanmayan nasıl bir arada yaşayacak?             Dinsel farklılıklar, cinsel farklılıklar, yaşam tarzı farklılıkları…                        Bütün bunları içine alan bir ortak yaşama sebebi nasıl bulunacak?              CHP işte bu yaşamsal soruya cevap vermeli…      Kendi “Yeni Türkiye”sini açıklamalıdır.       “Çoğulcu, katılımcı, eşitlikçi ve özgürlükçü bir demokrasi” demeli.            CHP “Yeni Türkiye”sini böyle tarif etmelidir.         Gelelim Ulusalcıdan solcu, solcudan ulusalcı olmaz tezine…              Evet olmaz…               Çünkü işin tabiatı böyledir ve bu çok açıktır…          Fıtratlarında farklılıklar vardır…              Ulusalcılık tek tip solculuk çoğulcudur…          Ulusalcılık dışlayıcıdır, solculuk kapsayıcıdır…         Buna benzer temel farklar vardır arada…     Bunlar ortadayken nasıl hem ulusalcı hem de solcu olacaksınız?   “CHP’nin yüzde 30 oyu var…         İktidara gelmek için bu oy yeterli değil.        Kimden oy alınacak…                          AK Parti’ye oy veren kitlelerden…               O zaman ona benzemek lazım “ diye bir tez var…     Bu tez çöktü…               Bu tezin doğru olmadığı artık anlaşıldı…             İşte bu yüzden CHP, yeni bir anlayış geliştirmek zorundadır.” Hasan TEMEL                 
Ekleme Tarihi: 01 Ekim 2020 - Perşembe

''CHP KENDİ ‘YENİ TÜRKİYE’SİNİ TARİF ETMELİ''

CHP halkın partisi olmalı…      

Ama nasıl?           

Her kafadan bir ses, öneri çok çözüm yok…      

Mutabakat ise ne mümkün!   

Bu tartışmalar CHP’de bitecek gibi de değil…

İyisi mi Eski CHP Milletvekili, AİHM Yargıcı Rıza Türmen’in hala geçerliliğini koruyan 2014 yılından kalma bir röportajına kulak verelim.              

                     

Diyor ki sosyal demokrasinin duayeni Rıza Türmen;  “CHP değişmelidir...   

CHP, devlet partisi görünümünden çıkıp halkın partisi olmalıdır…                 

Halkın önüne çıkıp ‘Ben şimdiye kadar gördüğünüzden çok daha farklı bir CHP’yim diyebilecek kadar değişmesi gerekir...                       

Fakat değişim çok ama çok yavaş ilerliyor.

 

CHP geçmişiyle hesaplaşmalıdır...    

CHP’nin hataları olduğu gibi sevapları da vardır...        

Tek Parti Döneminde o zamanki koşullarda yapılan hatalar, o zamanki koşullar içinde değerlendirilmelidir...     

Ama bunları açıkça masaya yatırmak gerekir...    

Bundan korkacak bir şey yok...     

Geçmişin partisi değil, geleceğin partisi olmalıdır.

 

Değişmezseniz geçmişin partisi olursunuz…     

Şöyle bir anlayış var...                  

Cumhuriyet o kadar iyidir ki biz Cumhuriyetin ilk döneminde yapılanlara sahip çıkarsak bütün problemleri hallederiz...                     

Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş döneminden Tanzimat’a kadar çözüm hep “kadim”de arandı. ”Atamız Fatih Sultan Mehmet gibi yaparsak biz bu işi çözeriz”dendi....      

”Atamız Sultan Süleyman gibi yaparsak biz bu işin içinden çıkarız”dendi...       

Oysa çıkılamazdı... 

Çünkü dünya değişmişti...               

Fatih’in Sultan Süleyman’ın dünyası değildi o zamanki dünya...                     

Bizde ki Cumhuriyet vurgusu da biraz buna benziyor...                   

Çözümü “kadim”de arıyoruz...          

Oysa çözüm “kadim”de değil gelecektedir.

 

Hiç kimse Cumhuriyet değerlerinden kopacağı endişesine kapılmasın... 

Cumhuriyet değerleri yerinde duruyor...          

Cumhuriyet,laiklik,Atatürkçülük,devrimler…     

Bunlar çok önemli kazanımlar.             

Ama bunlarla yetinemezsiniz.         

Bunların üstüne ne koyacaksınız ona bakmak lazım.        

Bu değerlere sahip çıkarak değişim gerçekleşebilir mi sorusu sorulabilir.                          

Neden olmasın...      

O değerleri yeni bir okuyuşa tabi tutmak gerekir.                        

“Laiklik”yeni bir okuyuşa tabi tutulmalı.         

 ”Altı Ok” yeni bir okuyuşa tabi tutulmalı.          

”Devletçilik bugün kaldı mı?              

Bunları zamanın koşullarına göre yeni bir okuyuşa tabi tutmak lazım.

 

“Altı Ok”  CHP için önemli.             

Kalkmasından yana değilim.                 

Kalsın. Ne olur ki?                      

Geçerli olan ilkeler var, geçersiz olanlar var.                          

”Devletçilik”ilkesi bugün aynı şekilde geçerli değil.       

Dışlayıcı ve tek tipçi milliyetçilik artık dünyada yok.                 

Günümüzün milliyetçiliği ülke severliktir.       

Dışlayıcı ve tek tipçi milliyetçilikten kurtulmak gerekir.               

“Egemenlik” ve “bağımsızlık” anlayışı da değişti.

 

Bu değişime ayak uydurmakla ulaşılacak nokta çoğulcu ve katılımcı demokrasidir. CHP’nin bir devlet partisi görünümünden çıkıp halkın partisi haline gelebilmesi lazım.      

AK Parti kutuplaştırma siyasetiyle halkı ikiye ayırdı ve ortaya da bir duvar ördü.                      

Biz mevcur siyasetimizle duvarın öbür tarafına ulaşamıyoruz.         

Değişim gerçekleşirse duvarın öbür tarafına ulaşabiliriz.               

İnsanlara bu bağlamda geliştirilen projelerle gitmek lazım.                     

Latin Amerika ülkelerinde uygulanan temsili demokrasiyi katılımcı demokrasiye dönüştürmüş projeleri var.             

Onlardan yararlanılabilir..

 

CHP mütemadiyen seçim kaybediyor.            

Her şeyi aynı bırakırsanız bundan sonraki seçimleri de kaybeder. Radikal bir değişim lazım.        

Çünkü kaybedecek bir şeyiniz yok.                  

Ne kadar radikal derseniz?                  

Halkın önüne çıkıp “Ben şimdiye kadar gördüğünüzden çok daha farklı bir CHP’yim diyebilecek kadar radikal bir değişime gitmelisiniz.   

Bu değişim bazı riskleri de beraberinde getirebilir.    

Lakin bu riski göze alabilmeniz gerekir.  

Bir yerde oy kaybedersiniz, başka bir yerde çok daha fazla oy kazanabilirsiniz.          

Ortanın solunda da böyle olmadı mı? “Ortanın Solu” o zamanki koşullar da radikal bir söylemdi.                  

Otuz’a yakın kişi CHP’den ayrıldı. 

Ne oldu?                       

İlk seçimde oylar düştü ama ikinci seçimde iktidar geldi.                     

Yani korkmaya gerek yok.    

Türkiye’nin bu günkü koşullarında risk almak zorundasınız.         

Ayrıca ben “CHP değişmesin,statüko aynen muhafaza edilsin,biz seçim kaybetmeye devam edelim” diyecek bir tek CHP’linin bile olduğunu zannetmiyorum.         

Parti yeni kimliğine kavuştuktan sonra  bu kimliğe uyum sağlayamayanlar partiden ayrılacak olurlarsa yapacak bir şey yok…         

Yolları açık olsun… 

 

AK Parti’nin “Yeni Türkiye”si şöyle bir şey;   Geriletilmiş demokrasi, daraltılmış özgürlükler, rafa kalkmış hukuk devleti…                        

İşte bu “Yeni Türkiye”ye karşı CHP’de kendi “Yeni Türkiye”sini tarif etmek zorunda.      

“CHP’nin “Yeni Türkiye”sine gelince; Türkiye değişti…  

Köylü bir toplumken kentli bir toplum haline geldi.                         

Homojen bir toplum olduğumuzu zannederken, öğrendik ki homojen bir toplum değilmişiz.                

Bin bir türlü insan var.                   

Temel mesele şu…                           

Bu kadar farklılığın olduğu bir toplumda beraber nasıl yaşayacağız?     

Türk ile Kürt, inanan ile inanmayan nasıl bir arada yaşayacak?            

Dinsel farklılıklar, cinsel farklılıklar, yaşam tarzı farklılıkları…                       

Bütün bunları içine alan bir ortak yaşama sebebi nasıl bulunacak?             

CHP işte bu yaşamsal soruya cevap vermeli…     

Kendi “Yeni Türkiye”sini açıklamalıdır.      

“Çoğulcu, katılımcı, eşitlikçi ve özgürlükçü bir demokrasi” demeli.           

CHP “Yeni Türkiye”sini böyle tarif etmelidir.      

 

Gelelim Ulusalcıdan solcu, solcudan ulusalcı olmaz tezine…             

Evet olmaz…              

Çünkü işin tabiatı böyledir ve bu çok açıktır…         

Fıtratlarında farklılıklar vardır…             

Ulusalcılık tek tip solculuk çoğulcudur…         

Ulusalcılık dışlayıcıdır, solculuk kapsayıcıdır…        

Buna benzer temel farklar vardır arada…    

Bunlar ortadayken nasıl hem ulusalcı hem de solcu olacaksınız?

 

“CHP’nin yüzde 30 oyu var…        

İktidara gelmek için bu oy yeterli değil.       

Kimden oy alınacak…                         

AK Parti’ye oy veren kitlelerden…              

O zaman ona benzemek lazım “ diye bir tez var…    

Bu tez çöktü…              

Bu tezin doğru olmadığı artık anlaşıldı…            

İşte bu yüzden CHP, yeni bir anlayış geliştirmek zorundadır.”

Hasan TEMEL

                

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gophaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler siyahbet giriş siyahbet giriş