Bugün, ülkenin gündemi olmasa da, CHP’nin gündeminden hiç düşmeyen bir konuya değinmek istiyorum…
CHP Örgüt Toplantıları…
Kimse alınganlık göstermesin sakın…
Özellikle de, şu pandemi sürecinde ülkesine ve partisine hizmet için, gecesini gündüzüne katan İlçe Başkanları…
Sitemim size değil…
Benim gibi yaşı kemale ermiş partililer bilir…
CHP ve SHP örgüt toplantıları, üyeler için bir nevi siyaset akademisiydi…
Günler öncesinden tespit edilirdi, toplantı gündemi…
Gündem maddeleri üyelerce enine boyuna tartışılır, raporlanarak İl Başkanlığı’na sunulurdu...
Tüzük ya da program da bir değişiklik mi olacak?
Önce, değişimi öngörülen maddeler hakkında alt birimlere bilgi verilirdi…
Bu bilgi ışığında taban düşüncesi şekillenerek, il başkanlıklarına raporlanır ve bu raporlar, genel kurul delegelerine ışık tutması gayesiyle Kurultay’a taşınırdı…
O yıllarda parti üyesi olmanın hazzı bir başkaydı!
Sade üye olmak değil, söz ve karar sahibi olmanın bir ayrıcalık olduğu bilinirdi...
Parti yönetiminin bir paydaşı olmanın, mutluluğu ve onuru yaşanırdı...
Gel de hayıflanma…
Artık o örgüt toplantılarından eser kalmadı…
Memleket meselelerinin konuşulduğu, tartışıldığı siyasi eğitim mecraları olmaktan çıktı…
Oysa üye-parti iş birliğinin mayası bu örgüt toplantılarıydı…
Artık örgüt toplantıları, yöneticilerin keyfiyetine kalmış durumda...
Parti üst organları da bu keyfiyete karşı, duyarsız mı duyarsız…
Tabanın düşüncelerine ihtiyaç duymuyorlar…
Ama kendilerini de yeterli de görmüyor olacaklar ki, estirdiklerine inandıkları yelin, üyelerce memleketin en ücra köşelerine kadar, taşınmasının bekleyişi içindeler…
CHP bir kitle partisi…
Sakın diğer siyasi partilerle karıştırmayın…
İlkeleriyle çelişiyor olabilir…
Lakin, eleştiri hakkının neredeyse sınırsız kullanıldığı bir partidir CHP...
Bu özelliği ile parti üyelerini bir kalıba sokamazsınız….
Tek tip üye profili yaratmayı hayal dahi etmeyin…
CHP üyelerinin, kendilerini ifade edebileceği mecralara ihtiyacı var...
Eksikliği duyulan en öncelikli mecrada, geleneksel örgüt toplantıları…
Bu toplantılar, asla yöneticilerin keyfiyetine bırakılamayacak kadar değerlidir…
Çünkü CHP, ezilenlerin sesi olmalı…
CHP, tüm toplumu kucaklayan ve yeni politik argümanları devreye sokan bir parti olmalı…
CHP, maalesef toplumsal refleksi harekete geçirecek politikalardan uzaklaşıyor...
Gerçek kimliğine yeniden kavuşmak zorunda…
Taban, yeniden geçmiş dönemlerde olduğu gibi, söz ve karar sahibi kılınmalı…
Söz ve karar sahibi olmanın yolu da, partinin demokratikleşmesinden geçer.
Demokratikleşme, söz ve karar sahibi olma hakkını geri getirecektir.
Bu hakkın kullanım mecrası da, sistematik şekilde ifa edilecek, örgüt toplantıları olmalıdır.
Hasan TEMEL