merkez
Hasan TEMEL
Köşe Yazarı
Hasan TEMEL
 

CHP’de Parti İçi Muhalif Hareketlerin Dramı!

CHP İstanbul İl Kongresi’nin yankıları sürüyor…     Her zaman olduğu gibi yine partinin tüzük, program ve örgütsel sorunları yok sayıldı.                        Demokrasi vaadi ile iş başına gelenler, parti içi demokrasiyi unutur oldular… İlçelerde çarşaf liste, İl Kongresinde tek aday olduğu halde Blok Liste…     Ne “yaman çelişki” değil mi..?                                     Üst kademlerde, alt kademeleri mücadeleye katacak azim, dinamizm ve kararlılık yok...                             Parti örgütlerini yok sayan bir zihniyet ortalıkta dolaşıp duruyor..!                          Bu örgüt bu il kongresini unutmayacak…   Doğrudur, ama bu örgüt temsilcileri, asla CHP’ye yakışmayan “Blok Liste”ye evet demediler mi.?                            Acaba neden..?  İğneyi kendimize batırmadan, çuvaldızı başkasına batırmanın kolaycılığına kaçıyoruz…                                    %34 Canan Kaftancıoğlu’na oy vermemiş…                 Bu tepki, Genel merkez ve Canan hanıma küçük bir uyarı mı, isyan mı?  Yoksa parti içi muhalefete atılmış okkalı bir Osmanlı Tokadımı?         Bence ikincisi…     Sizi bilmem ama, %34’ün isyanını ben böyle okuyorum...               Kimse umutlanmasın...                              Çünkü,ezberci klasik muhalif politikalar,genel merkeze kan taşınmaya devam ediyor...           Nasıl mı..? Nicelik olarak önemli bir güce sahip olduğuna inandığım Ulusalcıları biliyorsunuz…                                    Onları anlamakta gerçekten zorlanıyorum...                            Partilerini değil kendilerine, sosyal medyayı mekan edinmişler...    Onlar için genel merkez, sanki boksöre antrenman veren ‘kum torbası…’           “Vur babam vur...”     AKP’ yi aratmadıkları gibi, kendi ideolojilerine de ihanet ediyorlar..! Parti içi erk karşıtlığını, fikri mücadele olarak görmenin yanılgısını yaşıyorlar...    Bu sayısal güç, neden bir aday çıkarmaz..?       Ah şu herkesin bildiği ama itiraf edemediği malum sebepler değil mi?                                      Sonrası mı?  Sonrası, deve kuşu misali gizlenebildiğini zannedip bireysel ikbal için parti organlarında yer bulma yarışına katılmakla son bulan hayaller bir sonraki kongreye taşınmış oluyor…                           Ve…       “Özgür Birey…   Örgütlü Toplum…       Demokratik Devlet “ üçlemesini kendilerine şiar edinen Sosyal Demokratlar...                                    “Sol Kanat” adı altında örgütlenen bu arkadaşlar da haklı olarak,genel merkez uygulamalarından rahatsızlık duyuyorlar...      Aleni şekilde kamuoyu önünde parti yönetim organlarına savaş açmadıkları gibi, siyaset üretimi öncelikler listesinde ön sıralarda… Ürettikleri gibi üretimlerini, üst kademe kurullları ya da yöneticileriyle paylaşıyorlar...                                           Peki, hiç mi kusurları yok...                                       Olmaz mı?                               Yeterli toplumsal karşılıkları olmadığını bildikleri halde, ezberlerinden vazgeçemiyorlar…                        Oysa CHP, sosyal demokrat bir kitle partisi...         Ana gıdası halk yani seçmen…                       Şu gerçeği de itiraf etmeliyim…                          Kaynağı bende kalsın, İstanbul İl Kongresinden sonra  “sol kanat” hareketine,dikkat çekici katılımların yoğunluk kazandığını gözlemlemiyor değilim...          Umarım, bu umut var gelişme, parti içi sağlıklı ve güçlü bir muhalif hareketin başlangıcı olur…                                     Hiç kimse geçici de olsa, CHP’de parti içi mücadelenin rafa kalkmasını beklemesin...                                     Bu partiye ve demokrasiye ihanet olur…                           Gerçek olan şu…           Ne, sol değerlerden uzaklaşmaya ya da kopmaya, ne de,henüz solu içselleştirememiş halkı zorlamaya gerek var...                                         Sistem zaten iş başında…                                     Ürettiği ittifak yöntemleri, parti politikalarının uygulanmasına geçit vermiyor...                  Merkezci politikalar dayatarak, partileri kendisine bağımlı kılıyor...    Sözün özü…       CHP yönetiminin anti demokratik uygulamaları…                 Ulusalcıların genel merkez karşıtlığı üzerinden siyaset üretimleri… Ve sosyal demokratların sola dümen kırma hamleleri, toplumda heyecan yaratmıyor.           CHP, gezi olaylarında ki, aidiyeti salt özgürlük olan demokratların sesi olmak zorunda…                         Bunu başarması hiç de zor değil...                           Yeter ki, bu kitleleri ikna edecek yeni söylem ve eylem yöntemlerini geliştirme ve uygulama kararlılığını ortaya koysun. Hasan TEMEL
Ekleme Tarihi: 14 Şubat 2020 - Cuma

CHP’de Parti İçi Muhalif Hareketlerin Dramı!

CHP İstanbul İl Kongresi’nin yankıları sürüyor…    

Her zaman olduğu gibi yine partinin tüzük, program ve örgütsel sorunları yok sayıldı.                       

Demokrasi vaadi ile iş başına gelenler, parti içi demokrasiyi unutur oldular…

İlçelerde çarşaf liste, İl Kongresinde tek aday olduğu halde Blok Liste…    

Ne “yaman çelişki” değil mi..?                                    

Üst kademlerde, alt kademeleri mücadeleye katacak azim, dinamizm ve kararlılık yok...                            

Parti örgütlerini yok sayan bir zihniyet ortalıkta dolaşıp duruyor..!                         

Bu örgüt bu il kongresini unutmayacak…  

Doğrudur, ama bu örgüt temsilcileri, asla CHP’ye yakışmayan “Blok Liste”ye evet demediler mi.?                           

Acaba neden..? 

İğneyi kendimize batırmadan, çuvaldızı başkasına batırmanın kolaycılığına kaçıyoruz…                                   

%34 Canan Kaftancıoğlu’na oy vermemiş…                

Bu tepki, Genel merkez ve Canan hanıma küçük bir uyarı mı, isyan mı? 

Yoksa parti içi muhalefete atılmış okkalı bir Osmanlı Tokadımı?        

Bence ikincisi…    

Sizi bilmem ama, %34’ün isyanını ben böyle okuyorum...              

Kimse umutlanmasın...                             

Çünkü,ezberci klasik muhalif politikalar,genel merkeze kan taşınmaya devam ediyor...          

Nasıl mı..?

Nicelik olarak önemli bir güce sahip olduğuna inandığım Ulusalcıları biliyorsunuz…                                   

Onları anlamakta gerçekten zorlanıyorum...                           

Partilerini değil kendilerine, sosyal medyayı mekan edinmişler...   

Onlar için genel merkez, sanki boksöre antrenman veren ‘kum torbası…’         

 “Vur babam vur...”    

AKP’ yi aratmadıkları gibi, kendi ideolojilerine de ihanet ediyorlar..! Parti içi erk karşıtlığını, fikri mücadele olarak görmenin yanılgısını yaşıyorlar...   

Bu sayısal güç, neden bir aday çıkarmaz..?     

 Ah şu herkesin bildiği ama itiraf edemediği malum sebepler değil mi?                                   

  Sonrası mı? 

Sonrası, deve kuşu misali gizlenebildiğini zannedip bireysel ikbal için parti organlarında yer bulma yarışına katılmakla son bulan hayaller bir sonraki kongreye taşınmış oluyor…           

              

Ve…      

“Özgür Birey…  

Örgütlü Toplum…      

Demokratik Devlet “ üçlemesini kendilerine şiar edinen Sosyal Demokratlar...                                   

“Sol Kanat” adı altında örgütlenen bu arkadaşlar da haklı olarak,genel merkez uygulamalarından rahatsızlık duyuyorlar...    

 Aleni şekilde kamuoyu önünde parti yönetim organlarına savaş açmadıkları gibi, siyaset üretimi öncelikler listesinde ön sıralarda…

Ürettikleri gibi üretimlerini, üst kademe kurullları ya da yöneticileriyle paylaşıyorlar...                                          

Peki, hiç mi kusurları yok...                                      

Olmaz mı?                              

Yeterli toplumsal karşılıkları olmadığını bildikleri halde, ezberlerinden vazgeçemiyorlar…                       

Oysa CHP, sosyal demokrat bir kitle partisi...        

Ana gıdası halk yani seçmen…                     

 Şu gerçeği de itiraf etmeliyim…                         

Kaynağı bende kalsın, İstanbul İl Kongresinden sonra  “sol kanat” hareketine,dikkat çekici katılımların yoğunluk kazandığını gözlemlemiyor değilim...         

Umarım, bu umut var gelişme, parti içi sağlıklı ve güçlü bir muhalif hareketin başlangıcı olur…          

                         

Hiç kimse geçici de olsa, CHP’de parti içi mücadelenin rafa kalkmasını beklemesin...                                    

Bu partiye ve demokrasiye ihanet olur…                          

Gerçek olan şu…         

 Ne, sol değerlerden uzaklaşmaya ya da kopmaya, ne de,henüz solu içselleştirememiş halkı zorlamaya gerek var...                                        

Sistem zaten iş başında…                                    

Ürettiği ittifak yöntemleri, parti politikalarının uygulanmasına geçit vermiyor...                 

Merkezci politikalar dayatarak, partileri kendisine bağımlı kılıyor...   

Sözün özü…      

CHP yönetiminin anti demokratik uygulamaları…                

Ulusalcıların genel merkez karşıtlığı üzerinden siyaset üretimleri…

Ve sosyal demokratların sola dümen kırma hamleleri, toplumda heyecan yaratmıyor.          

CHP, gezi olaylarında ki, aidiyeti salt özgürlük olan demokratların sesi olmak zorunda…                        

Bunu başarması hiç de zor değil...                          

Yeter ki, bu kitleleri ikna edecek yeni söylem ve eylem yöntemlerini geliştirme ve uygulama kararlılığını ortaya koysun.

Hasan TEMEL

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gophaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler siyahbet giriş siyahbet giriş