Mahkeme kararıyla suçu sabit görülen bir kişinin iyi hal indiriminden faydalanmak için elinde kalan tek koz itiraftır.Beklenen bir itiraf olmadığı gibi devletin zirvesinden gelişi toplumda büyük şaşkınlığa yol açtı.
”Biz İstanbul’a ihanet ettik”dedi Sayın Erdoğan..Yurttaş olarak şaşırtıcı çıkışları hep olmuştu. Lakin bu öylesine bir itiraf ki, aklıselim bir insanın kanı donuyor..!
Bir de ne görelim..!
İtirafın ardından çılgınca kopan alkış tufanı, insanın akıl sınırlarını zorluyor.Körü körüne nasıl bir bağlılıktır,inanın anlamak güç.
Evet İstanbul’un akciğerlerini yok ederek ihanet ettiniz.!
Güce tapar oldunuz.Muhalefetin haklı uyarılarını dikkate almadığınız gibi aşağılamayı tercih ettiniz.
Bildiğiniz gibi demokrasilerde ihanet, itirafla geçiştirilemez.Bu itiraf, Cumhuriyet savcılarını harekete geçirmediyse eğer, bunun bir sebebi hikmeti olmalı.
Çok değil, daha dört beş yıl önce Cumhurbaşkanı ilçemizi ziyaretinde,dikey yapılanmanın kente ihanet olduğunu ve yatay yapılanmaya özen gösterilmesini istemişti.
Aklınıza gelecek her şeyde asker disiplini içinde itaat eden alt kadrolar ne hikmetse,kentsel dönüşüme yönelik öğütleri duymazdan geldiler.
Son beş-on yıldır büyük inşaat firmaları Gaziosmanpaşa’da cirit atıyor.! Bu inşaat şirketlerine sunulan imkanlar, kent rantlarının şirket kasalarına akışını sağlarken, Gaziosmanpaşa, dikey yapılanmanın merkezi haline geldi.
Adil olan Kentsel Dönüşüm uygulamalarında üretilen kentsel rantlar, bölgede yaşayan hak sahiplerince paylaşılması gerekir. Kentsel rantların, şirketlerin kasalarına akıyor olması sadece AKP politikalarının iflası değil vatandaşın helali olan kazancın gaspı demektir.
Uygulanan imar politikalarıyla,İstanbul’da olduğu gibi Gaziosmanpaşa’da da konut fiyatlarının yükselişine sebep oldunuz.Halk konut sahibi olmak için uzun vadeli kredi çekerek, bankalara borçlanmak zorunda kaldılar.
Ekonomi de yaşanan dalgalanmalar,dövizde yaşanan sistematik artış,ödemelerde tıkanıklık bankalara haciz yolu açtı.Ellerinde biriken konutlar da bankalara yeni bir iş sahası açtı.Artık emlakçıların en büyük rakibi “emlakçı bankalar” oldu.
Çeyrek asırlık yerel yönetim politikalarınızla İstanbul’u bitirdiniz.Artık,ne nasihat ne de yatay yapılanmaya dönüş telkinleri, İstanbul’u kurtarabilir.İktidarınız boyunca, muhalefet sizleri uyardığı halde duymazdan geldiniz…
Allah işte, insana söyletiyor.İstanbul’a ihanet ettik.”demek de çare değil artık.
Ekonomi zaten iflasın eşiğinde.Konut kredilerinde faiz oranları yükseldikçe bankalar ellerinde biriken konutları satamaz hale geldiler.
Sadece konutlar mı..?
Araç hacizleri ve satışları da bankaların yeni iş alanı oldu.Artık otomotiv ve emlak sektörü de bankalar dan soruluyor.Varsın sorulsun.Siz,avuçlarınız patlarcasına alkışlamaya devam edin.(!) Ne de olsa “İstanbul’a ihanet etmek her babayiğidin harcı değil..(!)
Hasan TEMEL