Amerika’da, aklı-evvel bir üniversite öğrencisi, parti liderlerini, karşılıklı tartışmaları için okuluna davet eder…   Davete icabet eden liderlerin ekran düelloları da ,o günden sonra  gelenekselleşerek, bu günlere kadar gelinir.   Böylece bu hadsiz, işgüzar öğrenci sayesinde televizyon düelloları, dünya liderlerinin başına bela edilir(!)              Sn.Erdoğan bu geleneği, coğrafyamızdan sürgün edilince bir devir de böylece kapanmış oldu(!) Oysa biliyoruz ki, ekranda tartışma geleneği, demokratik ülkelere has bir eylem.      Öyleyse, ülkesini ileri demokrasi aşamasına taşıyan bir lider, ekrandan neden kaçar, anlamak mümkün değil(!)    Malumunuz, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Sn.Muharrem  İnce, kıvrak bir zekaya sahip, hazır cevap bir kişilik.                  Sn.Recep Tayyip Erdoğan gibi bir baskın karakter karşısında zorlanması bile söz konusu değil. Zaten, neden zorlansın ki? Tecrübe,eğitim, liyakat gibi ihtiyaç duyulan ne varsa, üzerinde bir güneş gibi parlıyor.                Eksiklik, cüzdan şişkinliğinin yetersizliği ise, varsın şişkin olmasın, zaten o, kötü bir şey de değil. Sn.Erdoğan ise baskın bir karakter.     Devlet temayüllerine aykırı hareket ederek, güçlü lider profili çizmeye çalışan bir kişilik.     “Öfkeyi hitabet sanatı olarak görüyor.”     7/24 Muharrem İnce’yi dilinden düşürmüyor ama rakip olarak ta görmüyor.      Bu nasıl bir yaman çelişki.               İhtiyaç duyulan her şeyin fazlası var eksiği olmadığına göre, itibarsızlaştırma gayretinden medet ummakta neyin nesi.          Görünen o ki, Sn.Erdoğan düştüğü çıkmazdan kendine bir çıkış arayışı içinde.   8 Temmuz ikinci tur seçim kararını, halk verecek.        Gönül ister ki, adaylar,televizyon kanallarında tartışsınlar ve halkın karar verme sürecine kolaylık sağlasınlar. Siyasilerin er meydanı meydanlar olduğu kadar, aynı zamanda televizyon ekranlarıdır da.                   Lakin, Sn.Erdoğan ekranları kimseyle paylaşmak istemiyor.     8 Temmuza kadar ters köşe yapar mı bilmem.            İhtimal dahilin de görmesem d,e son güne kadar bunun beklentisi içinde olacağım.                   Çünkü, bundan daha fazla ses getirecek bir eylemsellik ortaya koyacak mecali yokmuş gibi bir görüntü veriyor.   Büyük fotoğraf  artık çok net.         Gerçekleşmesini umut ediyor olsam da, tercihi halk yapacak.          Dip dalgası deyimi ,24 Haziran seçimi ile, yine insanların aklına düştü.    Haberiniz olsun.              Bir tarafta, koruma ordusuyla gezen bir cumhurbaşkanı, diğer yanda halkın içinde dolanmaktan söz eden bir cumhurbaşkanı adayı.          Bakalım  aksiyon dolu bu filmin sonu nasıl bitecek(!)     Erdoğan kaçıyor İnce kovalıyor…           Takip,seçim sabahına kadar sürecek gibi.   Haydi hayırlısı… Herkes sandık başına, ne de olsa son söz millet olarak hepimizin. Saygılarımla.     Hasan Temel