26 Aralık 1991…
Bir gün öncesin de istifa eden Gorbaçov,
Dağılan SSCB ve yaşanan dramatik son!
*
Malum,
20.yy’ın bilançosu çok ağır oldu!
İki Dünya, sayısız ulusal kurtuluş savaşı,
1929 iktisadi buhran,
ulus devlet kavramına duyulan sahiplenme,
üretim fazlalığından doğan Pazar ihtiyacı,
Pazar darlığı kaynaklı çıkar çatışmaları,
sözüm ona lokal bazlı savaşlar,
ve
hiçbir günahı olmayan milyonlarca yitip giden can!
Sonuç?
“ İki kutuplu” bir dünya (ABD-SSCB)
ve
bu kutup başlarına duyulan kin ve nefret!
Ortak kaderi yaşadı,
kapitalizm gibi,
insanlığa mutluluk getiremeyen sosyalizm de.
*
Sert oldu çöküş!
karanlığa gömülen sistem,
yeni bir umut ışığı yakmış olsa da sabun köpüğü gibi uçup gitti elden…
Oysa,
sosyalizm ile demokrasiyi sentezlemek
ve
batı demokrasilerini ardına takan bir sisteme imza atmak,
Gorbaçov’un hayaliydi. Olmadı,
çürümeye yüz tutan sistemi rehabilite etmek istediyse de,
demokrasi ile buluşma,
kapitalizmin ışıltısına kapılan geniş halk yığınları
ve
sermaye gruplarınca engellendi.
Ve böylece, yetmiş yıl süren hayal son buldu.
Rusya’da tıpkı ABD ve diğer emperyalistler gibi,
yoksul ülkelerin işbirlikçi yöneticileriyle emek sömürüsünde ortaklaşmış oldu.
*
Hegemonyacı devlet politikalarında ise,
işinin ehli olan Amerika’yaRusya’nın da katıldığı iddiaları, sol cenahın her daim tartışma konusu oldu.
Rusya;
Emperyalist mi?Değil mi?
cevapta uzlaşılamayan bir soru olarak orta yerde kala kaldı!
*
Bu politikalara geçiş savları,
“dönemsel tariflerde düğümleniyor olsa da,
şahsen kuruluş yılları ile başladığı
ve
Putin ile zirve yaptığı “kanaatini bende paylaşıyorum.
*
Takribi,
çeyrek yüzyıldır Rusya yönetimde söz sahibi olan Putin,
yoksul ve mazlum halklara sırtını dönmekle kalmadı yeniden süper güç olma yolunda adımlar atmaya başladı.
*
Demokrasi,
insan hakları,
hak ve özgürlükler yerine,
güvenlik,silahlanma ve ekonomik güç olma yolunda
söz sahibi olmayı tercih etti.
*
Nihayetinde,
dünyanın üç de birinin kurtuluş için bel bağladığı Rusya,
Mihael Gorbaçov’a vize vermeyince,ABD gibi işgalci,yayılmacı
ve aynı zamanda totaliter rejimlerin de bir paydaşı oldu.
Hasan TEMEL