CHP’li milletvekili Sn.İhsan Özkes partisinden istifa etti…
Seçimlerin üzerinden henüz iki ay geçmeden gelen bu istifa, hoş olmayan suçlamalara çanak tutarken, örgütlerde yaşanan hayal kırıklığı da ses getirdi.
Sn.Özkes, Belediye Başkan adaylığı ve sonrasında parti örgütüne yönelik malum eleştirilerini dile getirirken sessizliğe bürünenlerin, bugün acımasızca Özkes’e saldırdıklarını görüyoruz.
Sn.İhsan Özkes ne demişti..?
Parti içinde az olsun benim olsun zihniyeti hakim…
Parti içinde sevgi eksikliği var…
Parti içinde disiplinsizlik had safhada…
Kişisel çıkarlar parti menfaatlerinin önünde…
Dışa dönük mücadele içe dönük mücadelenin gölgesi altında…
Umutsuzluğa kapılıp istifa eden bu vekilin, partisine faydalı olamayacağını öne sürerek istifa etmesi ile bazı soruların kendine yöneleceğini bilmemesi mümkün değil.
Bu soruları tek soru altında toplayacak olursak Sn.İhsan Özkes’e sorulması gereken soru çok net.
CHP örgütlerinin desteği ile milletvekili olduktan sonra istifa etmek ne kadar etik..?
CHP oylarıyla milletvekili olmakla emek hırsızlığı yapmış olmadın mı.?
Örgütlerin bu soruyu sorması kadar doğal bir şey yok.
Seçimler üzerinden kısa bir süre geçti ve kendilerini kandırılmış hissediyorlar.
Bunun yansıması olarak da özellikle sosyal medyada hakarete varan eleştiriler yer bulurken Özkes’e karşı bir linç kampanyasının sürdürülmesine tanıklık ediyoruz.
Kişisel olarak Sn.Özkes’in sosyal demokrat politikalara ve sosyal demokrasinin evrensel ilkeleri ile çelişmeyen, tam tersine uyum gösteren bir siyasetçi olduğuna inancım tam.
Benim tepkim, eleştirilerin bir çoğuna katılmakla birlikte partinin yapısal sorunlarına çözüm üretmekten uzak, parti içi taraflar arasındaki kavgaya malzeme edilmesidir.
Sn.İhsan Özkes’in öne sürdüğü idari ve yapısal sorunların hiçbirinin CHP’de olmadığını kim iddia edebilir.
Örgüt olarak bu idari ve yapısal sorunların çözümünden uzak kalarak parti içi muhalefet adına linç kampanyasının bir parçası olmak kabul edilebilir bir yol değildir.
Amacım,Genel merkez yönetimine karşı koz olarak kullanılan bu istifa sürecinin bir parçası olmak değil.
Çuvaldızı başkasına batırırken iğneyi de kendimize batırmasını biliriz.
Parti adına bu istifa süreci yaşanmamalı ve yaşatılmamalıydı.
Defalarca değişime uğrayan MYK, bu ve benzeri problemleri aile içi mesele olarak görüp çözemiyorsa sorun büyük demektir.
O zaman çıkış yolu tek…
Süre gelen idari ve yapısal sorunların çözümü genel kuruldan geçer.
Genel kurul delegelerinin alacağı kararlara saygı duyulmalıdır.
Ağustos ayında yapılacak mahalle delege seçimlerinden sonra ilçe ve il kongreleri yapılacak ve ardından Kurultayla birlikte “Demokrasi Şöleni”süreci son bulacak.
CHP’lilere düşen görev idari ve yapısal sorunları dile getiren Sn.Özkes’i ihanetle suçlamak değil sorunların çözümüne yönelik kararların alınmasında etkin rol almak olmalıdır.
Böylesine fırsatlar her zaman ele geçmez.
Yakınmanın alemi yok..!
Hodri meydan.Saygılarımla.
Hasan TEMEL