7 Haziran seçimleri üzerinden bir ay geçti. Milletvekilleri yemin edip mazbatalarını aldılar. Meclis başkanı seçildiğine göre yasama çalışmaları da start aldı diyebiliriz. Başta MHP olmak üzere partilerin meclis başkanlığı seçimine yönelik akıl almaz varyasyonları, muhtemel hükümet senaryolarına da ışık tutmaktadır. Artık sayın Cumhurbaşkanı, en fazla oyu alan partiden başlamak üzere parti liderlerine hükümet kurma görevini verebilir.. İlk göre, temayül gereği AKP Genel başkanı Sn. Ahmet Davutoğlu’na verilecek.   Bu aşamaların her biri parlamenter demokratik sistemin bir gereği. Gelin görün ki yazılı ve görsel basın yoluyla bir bardak suda fırtınalar kopuyor. Siyasi partilerimiz de estirilen fırtınanın etki alanına girdiler. Henüz resmi görüşmeler başlamadan karşılıklı rencide edici açıklamalara anlam vermek oldukça çok zor.   Oysa seçim sonuçları partilerimiz için ders niteliğinde. Doğru okuyamayan partileri halkın yapılacak ilk seçimde cezalandıracağı çok açık. Yine de MHP, sert ve kırıcı açıklamalarını sürdürmekte, uzlaşı kültürünü içselleştiren tercihten imtina etmektedir.   AKP kendini iktidar olmaya mecbur hissediyor.Kendi açısından haklı.Çünkü yarattığı tahribatın hesabını vermesi kolay olmasa da MHP işini kolaylaştırıyor..! Tek başına iktidar yetkisi elinden alınan AKP ne yapacağını şaşırmış durumda.! Ana muhalefet partisi CHP ise kırmızı ışıkta bekletiliyor..! AKP-CHP birlikteliğini sermaye çevreleri dayatırken CHP tabanın da parti içi muhalefetin sesi gür çıkmakta.. Parti içinde bu birlikteliğe yeşil ışık yakanlar ise sessizliklerini koruyorlar.   MHP ise birkaç puanlık artışın keyfini sürerken elini taşın altına koymaktan kaçan bir görüntü vermesi ve hükümet modelleri önermeleriyle inandırıcılığını kaybetmiş bir durumda.. HDP ise çözüm sürecinin devamından yana. Bu sürecin devam edebilmesi ve çözüme kavuşmasının en gerçekçi yolunun AKP-CHP koalisyonu ve HDP desteği olduğunu görüyor.   Seçim sonuçları çok seçenekli olsa da AKP’den hesap sormanın tek yolu CHP-MHP-BDP koalisyonu. BDP’nin de MHP gibi, AKP’nin içinde olduğu koalisyon önerileriyle hesap sorma derdinin olmadığı açık. Ayrıca hesap sorma seçeneklerinin kapatılması ile  AKP-MHP koalisyon seçeneğinin de öne çıkacağını iyi bilen MHP şark kurnazlığı peşinde.!   MHP’li dostlarımız alınmasınlar. Çünkü AKP ne zaman dara düşse MHP hızır gibi imdatlarına  yetişiyor.Geçmiş meclis çalışmalarında da zaman zaman bunun örneklerini gördük. Meclis komisyonlarında ve mecliste HDP ile yan yana oturup yasama görevini yerine getiren MHP’nin, hükümet kurulmasındaki çekinceleri hiç traji komik bir hal aldığını söyleyebiliriz. MHP’nin bu tutumu hesap sormaktan ziyade hesap verecek günlerin yakın olduğunu bize gösteriyor.! MHP ve BDP bu eserleriyle ne kadar övünseler az..!   Bu değerlendirmeler ışığında CHP ne yapmalı..? AKP ile kurulması muhtemel koalisyonun ortağı olmalı mı..? CHP açısından müspet yada menfi etkileri ne olur..? Bu ve buna benzer birkaç cümle ile de olsa düşüncelerimi paylaşma gereği duyuyorum.   Halk kararını verdi… Erken seçim istemediği çok açık… Mesaj şu… Oturun, uzlaşın, hükümeti kurun… Kimin kimle olacağı halkın umurunda bile değil… Hükümet seçeneklerini daraltan açıklamalarda bulunanların ve koalisyon ortağı olmaktan kaçınanların yapılacak bir erken seçimde sonları hüsran olacaktır.   Halk başkanlık sistemini istemiyor.. Parlamenter demokratik sistemin onarılarak devamından yana.. Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın Anayasal yetkileri dışına  çıkmasını doğru bulmuyor..   Asgari müştereklerde birleşilsin.. Koalisyon ortakları arasında bir protokol yapılsın… Daha sonra detaylandırılarak bir hükümet protokolü ışığında ülke sorunlarına çözüm üretilsin. Hepsi bu.   Biliyorum, bazı dostlar bu fikri paylaşımıma şiddetle tepki verecekler… Bu benim düşüncem… CHP-AKP koalisyonunu olur olmaz bilme ama CHP’nin uzlaşmacı tavrını doğru buluyorum. Ne demişler..? “Güneş balçıkla sıvanmaz” Ülke menfaatleri her şeyin üstündedir. Saygılarımla.