Yerel yaşam hayatın içinde olan hayatın fotoğrafını veren bir tablo… İnsan ve coğrafyanın uyumu, hayatın ta kendisidir.
Yerelin bazı olumsuz yönleri var. Günlük yaşam şartlarını değiştirmek, yenilenmek için bilgi, insan ve güç olanakları kısıtlıdır. Bu durum yerelin sığ ve tutucu kalmasına sebep olmaktadır. Değişimin olmazsa olmazı güçtür. Güç olmadan yeni bir şey doğmaz. Merkez büyük olanakların kendisine aktığı bir yapıdır. Yerelden daha elverişli, rahat koşulları ve büyük güç olanakları vardır. Güç merkezde birikmiştir.
Merkezin oluşum tarihi ve şartları bir ülkenin ekonomik, siyasi , kültürel durumunu hakkındaki tüm bilgileri verir. Bizim coğrafyamızda önce merkez oluşmuş bu güç çevreyi kuşatmış ve yönetmiştir. Çevreyi yok saymış merkezin içine hiç almamıştır. Merkez çevreden problemli ve faydasız diye kaçmış, yerelde orantısız güç diye hep uzak durmuştur. Bu hal hem merkezin hem de yerelin sığ kalmasına sebep olmuş, gelişmenin ve yenilenmenin önünde dağ gibi bir set örmüştür.
Merkezin genişlemesi başka bir gücün katılmasıyla olmuş, sonra doku uyuşmazlığı nüksetmiş merkez içi çatışmalara dönüşmüştür. Laik/inanç sivil, asker, cemaat, merkez çatışmaları bu kısır döngünün ürünleridir. Değişmediği sürede devam edecektir.
Yeni anayasa ve yeni Türkiye yerel, merkez paylaşımlarını yapmaz, güç ve olanak dağılımını adaletli oluşturmaz karar mekanizmalarında yer vermez ise; tek bir gücünde merkezi oluşturmayacağına göre, başka güçlerle bir oluşum yaparsa bu kısır döngü devam eder. Merkez içi çatışmalar, merkezi zayıflatana kadar sürer. Ak Parti yerelin gücünü yanına alarak merkezde kendine yer açmış ve başarılıda olmuştur. Şimdi yerelin merkezde olmasını sağlayacak yeni anayasa yapma zamanıdır.