Çeyrek asır önceydi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal beklenmedik çıkışlarıyla kamuoyunda sempati topluyordu. Farkındalığını ortaya koymak, parlamenter demokratik sistemle bağdaşmayan paylaşımlar peş peşe sıralanıyordu.
“Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz” diyerek demokrasi dışı teşebbüsleri olağanlaştırmaya çalıştı. Bu tonton sevecen adamın sözlerinden halk, bırakın tepki vermesini, açık sözlülüğünü takdirle karşılıyordu.
Gün geldi, giydiği kısa şortla Askeri birlikleri denetleyerek sivilleşme mesajları vermeye çalıştı. Gün geldi, Laiklik karşıtı dinci cemaatlerle ilişkilerini geliştirdi ve ilişkilerini devlet düzeyine taşımaktan geri durmadı.
Halk, aklıyla alay edildiğinden habersiz, ustaca ortaya konan mizansen sonucu, Laiklik çatırdarken dini ritüeller öne çıkarıldı ve dönüşü çok zor, Siyasal İslam’ın yolları döşeniyordu.!
12 Eylül Cuntasının başı Kenan Evren, terör bahanesiyle darbe yaptığından uçan kuşlar bile haberdar! Fötr şapkasıyla ünlü Süleyman Demirel,”bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz” demişti…
Siyonizm’i ağzına pelesenk, batıyı batıl ilan eden Necmettin Erbakan’ı unutmak mümkün mü..? Ya da çağdaş yüzünü gösteren gaflarıyla ünlü militarist Tansu Çiller’i hatırlamamak elde değil.
Amiyane tabirle, lastik patladığında geçiş süreci aktörünün, Bülent Ecevit olması tesadüfmüydü acaba..? Ve her şeyi bilen ve herkes için düşündüğüne inanılan Recep Tayyip Erdoğan zaten malumunuz.
Bu liderlerin her birinin ortak özelliği, halkın dini duygularını istismar ederek cehaletten beslenmeleri olmuştur. Ayrıca Amerika ve İsrail gibi ülkelerle didişmelerinin altında derin sevdalarının yattığını biliyoruz.
12 Eylülden itibaren 35 yıldır ülke yönetiminde söz sahibi olan bu zihniyetin yetiştirdiği nesil bugün ülke yönetiminde söz sahibi. Bizim gibi ayrık otları da huzuru bozmakla meşgul.!
Günümüz yöneticileri, demokrasiyi salt sandık olarak gördüler. Toplumsal huzursuzluğun kaynağı olarak, düşünen, sorgulayan ötekileştirilen kesimleri göstermek suretiyle iktidarlarını kalıcı hale getirdiler.
Kurtuluşu cehalette arayan öğretim üyeleri yetiştirdiler. Eğitimli insanları toplumsal gelişime ve ekonomik büyümeye engel görmeye başladılar.
Ensar Vakfı bünyesinde yaşanan rezalet karşısında yapılan açıklamalar, insana bu kadarı da olmaz dedirtiyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun açıklaması ise ahlaki çöküntünün dip yaptığını gösteriyor.
Ya 30 yaşında servetine servet katan Türkiye’deki ilişkileriyle ünlenen İran’lı iş adamı Reza Zarrab olayına ne demeli.? ABD’de tutuklanması yeni bir miladın başlangıcı olsa da yandaş medya da olağan bir durum havası hakim.
Silah ticareti, Kara para aklama, Terör örgütlerinin finansmanlığı, dolandırıcılık gibi suçlamalar var. Tahkikatın ileri safhasın da Türkiye’ de yaşanacakların merak uyandıracağı çok açık.
Türkiye de “el bebek gül bebek” muamelesi gören Reza Zarrab Amerika Birleşik Devletleri adaletine hesap verirken yanacak olan ateşin nerelere sıçrayacağını hep birlikte göreceğiz.
Ahlaki çöküşe sebep olan bu ve benzeri örnekleri çoğaltmak mümkün. Yaşanan duyarsızlık, iktidar sahiplerinin memnuniyetine mazhar olurken “Kırmızı Elma” tekerlemesi aklıma düştü.!
“Kırmızı elma…
Yaprağı yeşil…
Oturunca oturur…
Kalkınca kalkar…
Büzülünce büzülür…
Darılınca darılır…
Barışınca barışır…” diye özellikle kız çocuklarının oyunlarında söylediği tekerlemenin sözcükleri sürüp gider.
İnsan üzülse de hakikat bu. Verilen komutlara toplumun yarısı tarafından harfiyen uyuluyor. Halk, biat ve itaat kültürünün karanlık bataklığına saplanmış durumda. Bunun farkında olan diğer yarısının ise canı, sıkkın mı sıkkın, ama çaresiz.
Malum, bu dindar muhafazakar arkadaşlarımız, Kur’an’dan örnekler vermeyi çok severler. Ben de haddim olmayarak çok kullandığınız bir sözü size hatırlatmak istiyorum.
Susuyorsunuz ve itaat ediyorsunuz. Hiçbir şeye tep ki göstermiyorsunuz. “Haksızlık karşısında susan dilsiz Şeytan”dır diyen siz değilmiydiniz.?
Bu sözün “hadis” olup olmadığı tartışıladursun, benim için önemli olan insanlar tarafından hadis gibi doğruluğuna inanılması gereken bir uyarı olduğudur. Yoksa Siz..?
Hasan TEMEL