Cumhurbaşkanı Sn.Recep Tayyip Erdoğan’nın öfkesi dinmek bilmiyor…  Adeta hezeyan içinde…  Öfkesine söz geçiremiyor.!  Boşuna dememişler, ”öfke baldan tatlıdır” diye.  Lakin yarattığı tahribatı onarmanın güçlüğü kimse görmek istemiyor.  Olan,öfke seline kapılan ve hesabı ödeyen masum halka oluyor…  İktidarın ise umurunda değil.  * Körfez savaşında Turgut Özal, bir koyup üç alma hesabı yapmıştı.   “Köylü kurnazlığı” nı çağrıştıran bu ve benzeri hamlelerle emperyalist güçleri atlatma fikrinin zamanla sığlığı ortaya çıktı.  Bu sığlık, dış politika geleneğimizi yok ederken, günümüz dış politikasının zeminini oluşturdu.  * Meşhur 1 Mart tezkeresini hatırlarsınız…  Irak krizi konusunda AKP hükümeti, 25.02.2003’te TBMM’ ne bir tezkere sundu…  Genel kurulda reddedilen ‘1 Mart Tezkeresi’ ile dış politikada değişim isteği yoğunluk kazanmıştı.  1 Mart Tezkeresinin özü şuydu…  Gerektiğinde Türk Silahlı Kuvvetlerin yabancı ülkelere gönderilmesi…  Ve,Yabancı Silahlı Kuvvetlerin Türkiye’de bulunması için Hükümete yetki verilmesini amaçlıyordu.  CHP nin dik duruşu ve az sayıda duyarlı iktidar milletvekillerinin de desteği sayesinde reddedilmişti.  * Tek başına iktidar olan AKP ile bugün geldiğimiz nokta endişe verici bir boyut kazanıyor.  Sıfır sorunla ülke yönetimini devralan AKP, yanlış dış politikalarıyla sorun yumağını büyütüyor.  Sorunlar, lokal bazla sınırlı kalsa iyi…  Sürekli hatalı dış politik söylem uluslararası bir boyut kazanmasına neden oluyor.  Bugün, Rusya, ABD ve AB ülkeleri ile derin görüş farklılıkları içindeyiz.  Artık, Büyük devlet ciddiyetine yakışmayan dış politikalarımızla yalnızlaşan bir Türkiye var…  Oysa dış politika büyük sabır ister.  Satranç oyununda olduğu gibi her hamle, ülke çıkarları göz önünde tutularak yapılmalıdır…  Sakin ve açıklanan metinin sertliği dilde değil metinde yansıtılmalıdır.  * Düşürülen Rus uçağı krizi, iki ülke arasındaki siyasi ilişkilerin bozarken ekonomik kayıp tahminlerin üzerinde gerçekleşti.  Suriye de yaşanan iç savaş sonucu milyonlarca insan ülkesini terk ederken Türkiye’nin tampon bölge gibi kullanılması bize ağır bir ekonomik yük getirdi.  IŞİD’e karşı ABD, YPG güçleri ile birlikte ortak operasyonlar düzenliyor…  Türkiye’nin ise, YPG’ yi terör örgütü olarak görmesi karşılıklı ilişkileri zedelemeye yetip artıyor…  Kısa bir süre önce Almanya 1915 olaylarını, Ermeni soykırımı olarak kabul etti.  Bu karar Almanya ile, siyasi ve ekonomik kriz yarattı…  Karşılıklı sert demeçler, en fazla turistin geldiği ülke olan Almanya’yı kaybetmemize neden oldu…  * Tüm bunlar yetmiyormuş gibi içte ülke genelinde patlayan bombalar, turizmi derinden etkiliyor…  Özellikle Alman ve Rus turistlerin gelmeyişi ile ağır ekonomik bedeller ödemeye mahkum olan bir devlet olduk.  Ayrıca uzun zamandır ülke gündemini meşgul eden Başkanlık Sistemi tartışmaları da can sıkıyor…  İktidarla ile muhalefet arasındaki derin görüş ayrılıklarına çare üretmek neredeyse imkansız hale geldi…  İthalat ve ihracatta Almanya Türkiye için çok önemli bir ülke…  Almanya’da çoğu küçük ölçekli Türklere ait 75 bin…  Türk-Alman ortaklığı şeklinde 6 bin şirketin olması ülkemiz adına Almanya önemli bir ülke.  Netice itibarıyla, birkaç Arap ülkesi hariç, bütün dünya ile kavgalı hale gelen, haklı iken haksız duruma düşüren ülke yöneticilerine “bu öfke niye.?” demekten insan kendisini alamıyor.  Hasan TEMEL