merkez
Hasan TEMEL
Köşe Yazarı
Hasan TEMEL
 

Türk Futbolu ve Fatih Terim Gerçeği…

Futbol, iktisadi anlamda önemli bir sektör.Rakamlar, futbol endüstrisinin ülkemizde, kayda değer bir güce ulaştığını gösteriyor. Marka değerimiz Avrupa futbolunda altıncı sırada. Lakin, uluslararası arenada söz sahibi olmanın çok uzağındayız. 2016 Avrupa Şampiyonasında Milli Takımımız, ilk iki maçından yenilgiyle ayrılınca futbol çevrelerinde kıyamet koptu. Halk iktidar tarafından kin ve nefret politikalarının aracı haline getirilince, Fatih Terim’in özeline yönelik hakaretler ancak bizde görülebilirdi. Şahsen, Fatih Terim’i “hayal tacirliği” yapan bir spor adamı olarak görüyor olsam da ahlak dışı bu tür saldırıları şiddetle lanetliyorum. Futbol, halkın, taraftarların ve futbolcuların manevi ve milli duyguların kaşınmasıyla hedefe ulaşılacak bir spor dalı değildir. Futbol, Bilimsel verilerle, güç kazanmaya dayalı çalışmalar neticesinde meyveleri toplanacak bir sektör olsa da ülkemizde, duygusallığın ağırlığı her daim fazlasıyla hissedilmiştir. İlk etapta insanlara mantıklı gelmese de, istisnai durumlar hariç, futbolda ki başarı, o ülkenin demokrasisinin gelişmişliği ile orantılı olduğunu görüyoruz. 2016 Avrupa Şampiyonası sonrası yaşanan hezimetin baş aktörü Fatih Terim gösteriliyor olsa da asıl sorun yürürlükte olan sistemde. Hayal tacirliği dışında yıllardır Türk Futboluna bir sistem kazandırmayan ve bu bozuk sistemden nemalanan bir Fatih Terim gerçeğini de göz ardı edemeyiz. Fatih Terim, artık ülke futboluna zarar vermekle birlikte, sınırsız yetkilerle dahi  çare olamıyor ve takım oyunundan uzak, egolarına yenik düşen bir görüntü çizen, CEO durumunda. Sisteme yönelik söylenecek çok şey olsa da bu yapılanmayı sağlayacak güç, Spor Akademileri eğitmenleri olmalıdır. Siyaset, profesyonel futboldan elini ayağını çekmeli ve kulüpler dernekler statüsünden çıkartılarak İngiltere de olduğu gibi şahıslara devredilmelidir. Türkiye yabancı futbolcular için vergi cenneti olup Avrupa’nın hiçbir ülkesinde göremediğimiz vergi muafiyetinin kaldırılması gerekir. Belirli dönemlerde bitmek bilmeyen kulüp borçlarına getirilen af uygulamaları, artık gündemden tamamen kalkmalı diyerek futbolun birkaç bileşenine değinmek istiyorum. A..Ülke Futbolu’nun Kanayan Yarası Eğitimsiz Yöneticilerdir. Öncelikli ele alınması gereken mesele, oyuncak haline gelen kulüplerin, yöneticilerin elinden kurtarılması olmalıdır. Nakdi güç, kulüplerimiz tarafından heba edilirken en eğitimsiz kesimi oluşturan yöneticiler maalesef  futbolu bilmiyor. Futbolun patronu olan bu çevreler parayla başarının geleceğine inanırlar. Diğer bileşenlerin gücünü kendi güçlerinin yanında küçümserler..! Bir çoğu yöneticilik eğitimi almamıştır. Yine de, kulübün içine düştüğü borç sarmalından kendilerini nedense sorumlu hissetmezler. Yöneticiler, yöneticilik melekelerini geliştirebilmeleri için mutlaka Spor Akademisi mezunları kulüplerde ihdas edilmeli ve azami verim alınmaya çalışılmalıdır. B..Taraftarların Kulüpleri Sahiplenmesi Fanatizmi Körüklüyor. Seyircisiz futbol tuzsuz yemek gibi tadı olmaz. Fakat, taraftarın, kulübe sahiplenmesinin de bir mantığı yok. Takım kötü oynar maça gitmez. Hava soğuk ya da yağışlı olur, gitmeme hakkını kullanır. Yönetime kızar, ağza alınmayacak sözler sarf eder. Sonrada kulübün asıl sahibi taraftar, öyle mi..? Futbol bir endüstri haline geldiğine göre arz- talep dengesi gözetilmelidir. Mesela ilginizi çeken bir film için istediğinizde ücretini ödeyip sinemada seyredebiliyorsunuz. Çünkü kaliteli ürün müşteriyi kendine çekiyor. Oynanan iyi futbolda seyirciyi stadyumlara çekecektir. Futbol bir spor olmakla birlikte bir eğlencedir. İnsanların fanatiklik boyutunda kulüplere olan bağlılığı kötü sonuçlar doğuruyor. İnsan kazanma arzusu içinde olsa da sonuç itibarıyla asıl önemli olan oynanan futboldan alınacak olan haz belirleyici olmalıdır. C..Tesisleşme, Başarılı Olma Yolunda İlk Adımdır. Alt yapı çalışmalarının verimli kılınmasının yolu tesisleşmeden geçer. Maalesef kulüplerimiz buna yeteri kadar önem vermiyor. Gelir getiren bir kulüp olmak içinde alt yapıya önem verilmeli ve yetiştirilen genç sporcuların kayda değer fiyatlarla satışı gerçekleştirilmelidir. Bu yönde dünyada gördüğümüz en belirgin örneklerinin İngiltere’de Arsenal ve Portekiz’de Porto kulüpleri olduğunu söyleyebiliriz. Sonuç itibarıyla futbolumuz bir sisteme oturtulmalı, yeni bir ekol kazandırılmalı ve bu ekole uygun eğitmenler görevlendirilerek uzun vadeli bir çalışma içine girilmelidir. Dünya futbolunda söz sahibi olan Almanya bile 90’ yıllarda yaşadığı çöküşten kendini, uzun vadeli yeniden yapılanma çalışmasıyla kurtarabilmiştir. Türkiye’de bunu hayata geçirecek güçlü bir iradeye ihtiyaç duyuluyor olsa da, AKP’ den, bu iradeyi göstermesini kimse beklemesin. Tam tersine kulüplere, müdahaleci girişimlerde bulunarak sivil inisiyatifleri kontrol altında tutmak gibi demokrasi dışı uygulamalar içinde olduklarını görüyoruz. Hasan TEMEL
Ekleme Tarihi: 24 Haziran 2016 - Cuma

Türk Futbolu ve Fatih Terim Gerçeği…

Futbol, iktisadi anlamda önemli bir sektör.Rakamlar, futbol endüstrisinin ülkemizde, kayda değer bir güce ulaştığını gösteriyor.

Marka değerimiz Avrupa futbolunda altıncı sırada. Lakin, uluslararası arenada söz sahibi olmanın çok uzağındayız.

2016 Avrupa Şampiyonasında Milli Takımımız, ilk iki maçından yenilgiyle ayrılınca futbol çevrelerinde kıyamet koptu.

Halk iktidar tarafından kin ve nefret politikalarının aracı haline getirilince, Fatih Terim’in özeline yönelik hakaretler ancak bizde görülebilirdi.

Şahsen, Fatih Terim’i “hayal tacirliği” yapan bir spor adamı olarak görüyor olsam da ahlak dışı bu tür saldırıları şiddetle lanetliyorum.

Futbol, halkın, taraftarların ve futbolcuların manevi ve milli duyguların kaşınmasıyla hedefe ulaşılacak bir spor dalı değildir.

Futbol, Bilimsel verilerle, güç kazanmaya dayalı çalışmalar neticesinde meyveleri toplanacak bir sektör olsa da ülkemizde, duygusallığın ağırlığı her daim fazlasıyla hissedilmiştir.

İlk etapta insanlara mantıklı gelmese de, istisnai durumlar hariç, futbolda ki başarı, o ülkenin demokrasisinin gelişmişliği ile orantılı olduğunu görüyoruz.

2016 Avrupa Şampiyonası sonrası yaşanan hezimetin baş aktörü Fatih Terim gösteriliyor olsa da asıl sorun yürürlükte olan sistemde.

Hayal tacirliği dışında yıllardır Türk Futboluna bir sistem kazandırmayan ve bu bozuk sistemden nemalanan bir Fatih Terim gerçeğini de göz ardı edemeyiz.

Fatih Terim, artık ülke futboluna zarar vermekle birlikte, sınırsız yetkilerle dahi  çare olamıyor ve takım oyunundan uzak, egolarına yenik düşen bir görüntü çizen, CEO durumunda.

Sisteme yönelik söylenecek çok şey olsa da bu yapılanmayı sağlayacak güç, Spor Akademileri eğitmenleri olmalıdır.

Siyaset, profesyonel futboldan elini ayağını çekmeli ve kulüpler dernekler statüsünden çıkartılarak İngiltere de olduğu gibi şahıslara devredilmelidir.

Türkiye yabancı futbolcular için vergi cenneti olup Avrupa’nın hiçbir ülkesinde göremediğimiz vergi muafiyetinin kaldırılması gerekir.

Belirli dönemlerde bitmek bilmeyen kulüp borçlarına getirilen af uygulamaları, artık gündemden tamamen kalkmalı diyerek futbolun birkaç bileşenine değinmek istiyorum.

A..Ülke Futbolu’nun Kanayan Yarası Eğitimsiz Yöneticilerdir.

Öncelikli ele alınması gereken mesele, oyuncak haline gelen kulüplerin, yöneticilerin elinden kurtarılması olmalıdır.

Nakdi güç, kulüplerimiz tarafından heba edilirken en eğitimsiz kesimi oluşturan yöneticiler maalesef  futbolu bilmiyor.

Futbolun patronu olan bu çevreler parayla başarının geleceğine inanırlar.

Diğer bileşenlerin gücünü kendi güçlerinin yanında küçümserler..!

Bir çoğu yöneticilik eğitimi almamıştır.

Yine de, kulübün içine düştüğü borç sarmalından kendilerini nedense sorumlu hissetmezler.

Yöneticiler, yöneticilik melekelerini geliştirebilmeleri için mutlaka Spor Akademisi mezunları kulüplerde ihdas edilmeli ve azami verim alınmaya çalışılmalıdır.

B..Taraftarların Kulüpleri Sahiplenmesi Fanatizmi Körüklüyor.

Seyircisiz futbol tuzsuz yemek gibi tadı olmaz.

Fakat, taraftarın, kulübe sahiplenmesinin de bir mantığı yok.

Takım kötü oynar maça gitmez.

Hava soğuk ya da yağışlı olur, gitmeme hakkını kullanır.

Yönetime kızar, ağza alınmayacak sözler sarf eder.

Sonrada kulübün asıl sahibi taraftar, öyle mi..?

Futbol bir endüstri haline geldiğine göre arz- talep dengesi gözetilmelidir.

Mesela ilginizi çeken bir film için istediğinizde ücretini ödeyip sinemada seyredebiliyorsunuz.

Çünkü kaliteli ürün müşteriyi kendine çekiyor.

Oynanan iyi futbolda seyirciyi stadyumlara çekecektir.

Futbol bir spor olmakla birlikte bir eğlencedir.

İnsanların fanatiklik boyutunda kulüplere olan bağlılığı kötü sonuçlar doğuruyor.

İnsan kazanma arzusu içinde olsa da sonuç itibarıyla asıl önemli olan oynanan futboldan alınacak olan haz belirleyici olmalıdır.

C..Tesisleşme, Başarılı Olma Yolunda İlk Adımdır.

Alt yapı çalışmalarının verimli kılınmasının yolu tesisleşmeden geçer.

Maalesef kulüplerimiz buna yeteri kadar önem vermiyor.

Gelir getiren bir kulüp olmak içinde alt yapıya önem verilmeli ve yetiştirilen genç sporcuların kayda değer fiyatlarla satışı gerçekleştirilmelidir.

Bu yönde dünyada gördüğümüz en belirgin örneklerinin İngiltere’de Arsenal ve Portekiz’de Porto kulüpleri olduğunu söyleyebiliriz.

Sonuç itibarıyla futbolumuz bir sisteme oturtulmalı, yeni bir ekol kazandırılmalı ve bu ekole uygun eğitmenler görevlendirilerek uzun vadeli bir çalışma içine girilmelidir.

Dünya futbolunda söz sahibi olan Almanya bile 90’ yıllarda yaşadığı çöküşten kendini, uzun vadeli yeniden yapılanma çalışmasıyla kurtarabilmiştir.

Türkiye’de bunu hayata geçirecek güçlü bir iradeye ihtiyaç duyuluyor olsa da, AKP’ den, bu iradeyi göstermesini kimse beklemesin.

Tam tersine kulüplere, müdahaleci girişimlerde bulunarak sivil inisiyatifleri kontrol altında tutmak gibi demokrasi dışı uygulamalar içinde olduklarını görüyoruz.

Hasan TEMEL

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gophaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler siyahbet giriş siyahbet giriş