Türkiye 15 Temmuz 2016 saat on sıralarında demokratik teamüllere uymayan bir darbe kalkışması ile karşı karşıya geldi. Demokrasi dışı cebir kullanılarak gerçekleştirilmeye çalışılan bu girişimi şiddetle kınıyorum
Bu girişim kalkışmadan öteye gidemedi, halk ve güvenlik güçleri tarafından hemen karşılık verilince geri tepti… Bu sırada çok sayıda demokrasi şehidi verildi… Ölenlere Allah’tan rahmet diliyoruz…
Gaflet ve dalalet durumu
Bu olay darbe girişiminden öte bir iç savaş, terör ve çatışma görüntüsü ile hafızalarda yer aldı. Zira devletin resmi üniformalı personeli, kendi insanına ve kamu binalarına silahlı saldırıda bulunuyordu… Sokak gösterilerinde bazen güvenlik güçleri halka orantısız güç kullanabiliyor ama bu başka bir şeydi…
Halk tarafında darbe çığırtkanlığı yapan, darbeye taraf olan kimse görülmedi. Askeriye içersinde de darbeyi önlemeye çalışan sağduyulu pek çok asker ve paşa ortaya çıktı.
Köprüye tek taraflı darbe
Darbe girişiminde bulunanlar nasıl plan yaptı bilinmez ama bir beceriksiz kaldıkları ortada. Darbeyi önceye köprüye yaptılar. Bu darbeyi insanlar önce köprünün bir tarafının ele geçirilmesi ile öğrenmeye başladı. Hatta köprünün tamamına bile darbe yapamadılar.
Siyasilere dokunmadılar
Eski darbeler sabah saatlerine yakın, önce hükümet kademesine, bakanlara, siyasilere ve muhalefet liderlerine yapılırken; bu kez herkes ayakta iken köprüye yapıldı. Ne hükümetten bir bakan, ne de bir muhalefet lideri ele geçirilmedi.
Kim bilir beklide sağduyulu askerler durumu öğrenince, darbe planını acele ve erken saatlerde başlatmak durumunda kaldılar.
Darbe girişimi henüz geçmiş değildir.
Bu olaya kalkışanlar kadar, şu anda kalkışmaya hazır olanlarda yok değildir. Şu anda askeriyede bir güruhun teyakkuzda olduğu, bu nedenle sağduyulu emniyet güçleri, askerler ve vatandaşlarında teyakkuz hali devam ettiği gözleniyor. Kılıçlar henüz kınına konulmuş değil.
Bu arada bağımsız, tarafsız, sadece haber veren medya kuruluşlarının ne denli önemli olduğu ortaya çıktı.
Darbe girişimin başladığı saatlerde, TRT, ATV, diğer kanallar ve haber kanallarında dizi filmler oynuyordu. Sadece CNN ve NTV’de boğaz köprüsünün kapatıldığı ve bu durumun ne olduğu sorgulanıyordu. İşte Başbakan Binali Yıldırım’da bu iki kanala bağlanarak darbe kalkışması olduğunu duyurdu ve karşılık verilmeye başlandığını açıkladı.
Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, zor şartlar altından cep telefonundan NTV ve CNN canlı yayınına görüntülü bağlanarak halkı darbeye karşı sokağa çıkmaya davet etti.
Bu davet Yenikapı’ya mitinge davet değildi. Bu yolda şehit olanlar oldu.
İşte bu çağrı darbenin seyrini değiştirdi.
Halk sokaklara inerek tankların ve askerlerin önüne set oldu. Bu çağrı yapılırken TRT’de, ATV’de ve diğer kanallara dizi oynuyordu… İşte darbeye karşı, zaman zaman eleştirilere maruz kalan CNN ve NTV’nin yayınları sonrası direnç gösterildi. Ardından bu kanallarda darbecilerin operasyonu başladı. Ardından TRT’de bildiri okuttular. Ama iş işten geçmişti. Halk sokağa inmişti… Darbe ve sokağa çıkma yasağına inanmadılar.
Demokrasi ve bağımsız medya bir gün herkese lazım olacak. O yüzden bu nimetlerin kıymetini bilmek lazım. Her eleştiriye hiddetlenmek, içinden doğruları yakalamak lazım.
Tankların önündekiler Suriyeli değil Türk vatandaşı idi.
Bu darbe girişimi sırasında tankların önünde vatandaşlığa alamaya çalıştığımız Suriyeliler yoktu. Türk halkı Suriyeliler gibi tankların önünden kaçmadı. Bu nedenle Türk milletinin orijinal yapısı korunmalı. Yoksa yarın olası bir darbede tankların önüne atlayacak vatandaş bulamayız.
Ama rant peşinde olanlar yok değildi
Bazı vatandaşlar darbeye karşı mücadele ederken, bazı vatandaşlarda stok ve rant peşinde idi. Bazı benzin istasyonları mazot ve benzini o gece, iki katı fiyatına peşin para satmaya başladılar.
Bazı vatandaşlarda o saatte marketler kapalı olduğundan bakkallarda ne var yoksa satın aldılar. Sabah darbe geri püskürtüldüğünü öğrenince, akşam aldıklarını bakkala geri satmak için gelenler oldu. Bakkalda onları sopa ile kovaladı…