merkez
Hasan TEMEL
Köşe Yazarı
Hasan TEMEL
 

Yenikapı’nın Kazananı, Kemal Kılıçdaroğlu…

İstanbul, geçen hafta mahşeri bir kalabalığa ev sahipliği yaptı.! Farklı kimlik ve kültürlerden  oluşan renk cümbüşü ile, Yenikapı meydanında tarihi bir gün yaşandı. Bir yanda yakılan ağıtlar, atılan sloganlar,  diğer yanda ,sözde demokrasi nakaratları..! “Demokrasi İçin Tek Yürek”… İyi güzel de… Bu konsepte uygun, siyasi partiler ve katılımcıların çoğunluğu, ne yaptınız..? Cevabını yine ben vereyim… Hiçbir şey yapmadınız… Yapmadığınız gibi, demokrasiyi, demokrat olmayanlara meze yapmak için çabalayıp durdunuz..! Toplumsal birlik, bütünlük adına, kimliklerin buzdolabına konduğu bu anlamlı günde, dört ayaklı meclisin, bir ayağını görmezden geldiniz… Bir ayağını da alanda görme lütfunda dahi bulunmadınız… Neden...?  Bu sorunun muhatapları, Sn. Cumhurbaşkanı ve AKP iktidarının bizzat kendisi… Tatmin edici bir cevap, kimse beklemesin… Kısa vade de, Toplumsal birlik için, üç ayak üzerinde durmak belki mümkün olacaktır…  Lakin, uzun vadede, dördüncü ayağında söz ve karar sahibi olmasına ihtiyaç duyulacağı çok açık. * Bu mitinge, toplumsal fayda açısından, CHP’nin katılımı önemliydi… Alanda, demokrasiden nasibi almamış ırkçı, faşist, dinci ve şoven bir kitle ağırlığı vardı..! CHP, gerçek demokrasiye vurgu yapmakla, diğer konuşmacıların, demokrasiye olan ilgilerinin göstermelik olduğunu kanıtladı. Kemal Kılıçdaroğlu, “Demokrasi Manifestosu” nu paylaşırken, adalet ve hukuk kavramlarına gösterdiği özel hassasiyet, gözlerden kaçmadı… ‘Reddedilen, sevgi-saygı ortamının yeniden tesisi için gerekli olan ortak aklın’ çözümün en önemli parçası olduğunu dosta düşmana gösterdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ den ,ortak aklın egemen kılınmasını beklemek zaten abesle iştigaldi... Atalarımız ne güzel söylemişler; “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz”. * AKP, cemaatler birliğinden oluşan bir parti… Gücünü cemaatlerden alıyor… 14 yıllık iktidarında, basın özgürlüğünü kısıtlamasıyla, yarattığı algı siyaseti sayesinde demokrasi hamiliğine soyunmasını da büyük bir başarı öyküsü olduğunu kabul edelim..! Oysa Türkiye, AKP’nin antidemokratik uygulamalarıyla, eksen kaymasına uğradı… Demokrasiyi amaç değil araç olarak görenlerden,ülkeyi yeniden “fabrika ayarları”na döndürmesini beklemek safdillik olur..! Bu tarihi görev, CHP’ ye düşmekle kalmadığı gibi, büyük sorumluluklar da yüklüyor kendisine… Şahsen, Gülen cemaatinin devlet yapılanmasından temizlenmesini önemsiyorum… AKP tarafından atılmış olan önemli bir adım… Fakat, AKP, yarattığı güvensizlik ortamı ile insanlar da zihin bulanıklığına sebep oluyor… Mesela, boşalan yerlere diğer cemaat guruplarının ilgisi ne ölçüde var ya da olacak..? Ya da yaşam kaynağı olan bu cemaatlere karşı direnç gösterebilecek mi..? Zaman, bunların cevabına verecek olsa da bunların yaşanmaması ortak dileğimiz olsun. * Demokrasiyi, kendi yandaş iktidarını korumak olduğunu zannedenler var… Irkçı, şoven ve dinci gurupların idam talepleri ve “rabıa” işaretleri karşısında sus pus kalanlar var… Çözümü meclise pas ederek, demokrasi havariliğine soyunanlar var… Hele bir meclise gelsin diyenler var… Bu yöneticilerle bir arpa boyu yol alınamayacağını görmeyen kalmadı, bir biz göremiyoruz. Ya dış dünyaya ne demeli..? Özellikle Batı’ya… Batının, darbeyi kınamakta zorluk çektiği düşüncesine katılmamak, elde değil…  Kafa karışıklığı içinde gelgitler yaşadıkları, yaptıkları açıklamalarla sabit... Yapılan bu haksızlığa karşı yine de, Batı ile ilişkilerin tekrar gözden geçirilip, üçüncü bir yol tercihini öne sürmek tehlikeli olacaktır. Batı dünyasında derinleşen sorunlar, demokrasi, adalet, hukuk gibi çağdaş değerlerden kaynaklı sorunlar değil… Gelişen teknoloji ve bilişim çağının yaşanması, yeni yeni sorunlar üretirken, eşiği atlamakta güçlük çekilmesi doğal karşılanmalıdır… Zamanla bu sorunları aşacaklardır. Bundan en küçük bir kuşku dahi duymuyorum. Netice itibarıyla Yenikapı’nın kazananı Kemal Kılıçdaroğlu olmuştur… Çünkü, temel ülke sorunlarından haberdar olmayan geniş bir kitleye, bu miting yoluyla ulaşmayı başarmış, düşüncelerini özgürce ve korkusuzca dile getirerek paylaşma imkanı bulmuştur. Hasan TEMEL
Ekleme Tarihi: 11 Ağustos 2016 - Perşembe

Yenikapı’nın Kazananı, Kemal Kılıçdaroğlu…

İstanbul, geçen hafta mahşeri bir kalabalığa ev sahipliği yaptı.!

Farklı kimlik ve kültürlerden  oluşan renk cümbüşü ile, Yenikapı meydanında tarihi bir gün yaşandı.

Bir yanda yakılan ağıtlar, atılan sloganlar,  diğer yanda ,sözde demokrasi nakaratları..!

“Demokrasi İçin Tek Yürek”…

İyi güzel de…

Bu konsepte uygun, siyasi partiler ve katılımcıların çoğunluğu, ne yaptınız..?

Cevabını yine ben vereyim…

Hiçbir şey yapmadınız…

Yapmadığınız gibi, demokrasiyi, demokrat olmayanlara meze yapmak için çabalayıp durdunuz..!

Toplumsal birlik, bütünlük adına, kimliklerin buzdolabına konduğu bu anlamlı günde, dört ayaklı meclisin, bir ayağını görmezden geldiniz…

Bir ayağını da alanda görme lütfunda dahi bulunmadınız…

Neden...?

 Bu sorunun muhatapları, Sn. Cumhurbaşkanı ve AKP iktidarının bizzat kendisi…

Tatmin edici bir cevap, kimse beklemesin…

Kısa vade de, Toplumsal birlik için, üç ayak üzerinde durmak belki mümkün olacaktır…

 Lakin, uzun vadede, dördüncü ayağında söz ve karar sahibi olmasına ihtiyaç duyulacağı çok açık.

*

Bu mitinge, toplumsal fayda açısından, CHP’nin katılımı önemliydi…

Alanda, demokrasiden nasibi almamış ırkçı, faşist, dinci ve şoven bir kitle ağırlığı vardı..!

CHP, gerçek demokrasiye vurgu yapmakla, diğer konuşmacıların, demokrasiye olan ilgilerinin göstermelik olduğunu kanıtladı.

Kemal Kılıçdaroğlu, “Demokrasi Manifestosu” nu paylaşırken, adalet ve hukuk kavramlarına gösterdiği özel hassasiyet, gözlerden kaçmadı…

‘Reddedilen, sevgi-saygı ortamının yeniden tesisi için gerekli olan ortak aklın’ çözümün en önemli parçası olduğunu dosta düşmana gösterdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ den ,ortak aklın egemen kılınmasını beklemek zaten abesle iştigaldi...

Atalarımız ne güzel söylemişler; “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz”.

*

AKP, cemaatler birliğinden oluşan bir parti…

Gücünü cemaatlerden alıyor…

14 yıllık iktidarında, basın özgürlüğünü kısıtlamasıyla, yarattığı algı siyaseti sayesinde demokrasi hamiliğine soyunmasını da büyük bir başarı öyküsü olduğunu kabul edelim..!

Oysa Türkiye, AKP’nin antidemokratik uygulamalarıyla, eksen kaymasına uğradı…

Demokrasiyi amaç değil araç olarak görenlerden,ülkeyi yeniden “fabrika ayarları”na döndürmesini beklemek safdillik olur..!

Bu tarihi görev, CHP’ ye düşmekle kalmadığı gibi, büyük sorumluluklar da yüklüyor kendisine…

Şahsen, Gülen cemaatinin devlet yapılanmasından temizlenmesini önemsiyorum…

AKP tarafından atılmış olan önemli bir adım…

Fakat, AKP, yarattığı güvensizlik ortamı ile insanlar da zihin bulanıklığına sebep oluyor…

Mesela, boşalan yerlere diğer cemaat guruplarının ilgisi ne ölçüde var ya da olacak..?

Ya da yaşam kaynağı olan bu cemaatlere karşı direnç gösterebilecek mi..?

Zaman, bunların cevabına verecek olsa da bunların yaşanmaması ortak dileğimiz olsun.

*

Demokrasiyi, kendi yandaş iktidarını korumak olduğunu zannedenler var…

Irkçı, şoven ve dinci gurupların idam talepleri ve “rabıa” işaretleri karşısında sus pus kalanlar var…

Çözümü meclise pas ederek, demokrasi havariliğine soyunanlar var…

Hele bir meclise gelsin diyenler var…

Bu yöneticilerle bir arpa boyu yol alınamayacağını görmeyen kalmadı, bir biz göremiyoruz.

Ya dış dünyaya ne demeli..?

Özellikle Batı’ya…

Batının, darbeyi kınamakta zorluk çektiği düşüncesine katılmamak, elde değil…

 Kafa karışıklığı içinde gelgitler yaşadıkları, yaptıkları açıklamalarla sabit...

Yapılan bu haksızlığa karşı yine de, Batı ile ilişkilerin tekrar gözden geçirilip, üçüncü bir yol tercihini öne sürmek tehlikeli olacaktır.

Batı dünyasında derinleşen sorunlar, demokrasi, adalet, hukuk gibi çağdaş değerlerden kaynaklı sorunlar değil…

Gelişen teknoloji ve bilişim çağının yaşanması, yeni yeni sorunlar üretirken, eşiği atlamakta güçlük çekilmesi doğal karşılanmalıdır…

Zamanla bu sorunları aşacaklardır.

Bundan en küçük bir kuşku dahi duymuyorum.

Netice itibarıyla Yenikapı’nın kazananı Kemal Kılıçdaroğlu olmuştur…

Çünkü, temel ülke sorunlarından haberdar olmayan geniş bir kitleye, bu miting yoluyla ulaşmayı başarmış, düşüncelerini özgürce ve korkusuzca dile getirerek paylaşma imkanı bulmuştur.

Hasan TEMEL

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gophaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler siyahbet giriş siyahbet giriş