Ulusal Kurtuluş savaşları dışında bütün savaşlar kirlidir…
Hiçbir ülke” sütten çıkmış ak kaşık” değil…
Birbirlerinin yüzüne bakamayacak kadar kirlendiklerinin farkındalar...
Asıl acı olan, “vatan millet Sakarya” edebiyatı ile insanların duyguları sömürülerek, yüzlerine yansıyan kirliliğin kamufle edilmesidir.
Bir atasözü var…
”İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır…” der…
Başkasına vereceğin zararın daha hafifini kendine verki verdiğin zararın yarattığı travmanın sonucunu gör…
Yani,zararın dokunacak bir davranışı sergilemeden öce iyi düşünmeli ve ona göre hareket edilmesi gerektiği anlatılmaya çalışılıyor…
Ülkelerarası gerginlik ve savaşlara bu gözle bakmadığımız sürece savaş yanlılarının oyuncağı olmaktan kurtulamayız.
İsterseniz, iğneyi kendimize batırmak suretiyle, örnekler vermeye çalışayım…
Biliyorsunuz, Osmanlı İmparatorluğunun üç kıtaya kök salması ile övünen bir toplumuz…
O toprakların kime ait olduğunu düşünmeden zafer çığlıkları atılması hangi insani değerlere uyar… İmparatorluk lime lime eridi…
Balkanlar’da, Yemen’de, Afrika’da kaybettik…
Gerileye gerileye ait olduğumuz, Anadolu topraklarına geriledik…
Ne mutlu ki, Mustafa Kemal Atatürk gibi,bir kurtarıcı öncülüğünde özgürlüğümüzü kazandık…
Lakin toplumsal yaralar kolay kolay kapanmıyor…
Bize ait olmayan topraklarda hüküm sürmekten men edildiğimiz gibi dünyada nefret edilen bir ülke konumuna düştük…
Ya gelişmiş Emperyalist ülkeler bizden farklı mı..?
Hitler Almanya’sının milyonlarca insanın ölümüne sebep olduğu unutulabilir mi..?
Ya Amerika’nın Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Kore’de mazlum halklara yaptıkları nasıl unutulur..? Ya da Rusya’nın Afganistan halkına yaşattığı cehennemi unutmak ne mümkün…
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün…
Tüm bu trajedilerin ortak bir özelliği var...
Ne kadar güçlü olursanız olun ait olmadığınız topraklardan çekilmek zorunda kalıyorsunuz.
Ait olunan topraklarda da verilen özgürlük mücadeleleri zaferle sonuçlanıyor.
Sözüm ona Afganistan’a, Tunus’a,Mısır’a,Libya’ya,Irak’a demokrasi getirdiler ya..(!).
Şimdi de Suriye’ye özgürlük getireceklermiş…(!9
Bizde o bataklıkta kalmak için, çırpınıp duruyoruz...(!)
Bilsinler ki, mazlum halkların ahları üzerlerinde…
En çok da çocukların ve kadınların..
Boşuna dememişler, “Alma mazlumun ahını,çıkar aheste aheste..”
Hasan TEMEL