AKP ve CHP’de içe dönük çalışmalar tam gaz devam ediyor…
2019 seçimlerine dertsiz tasasız, yenilenmiş kadrolarla girmek istiyorlar…
Her iki parti de 2019’a tarihi bir misyon yüklüyor.
AKP sanki sır küpü..!
Dün neyse bugün de aynı...
“Kol kırılır yen içinde kalır” ilkesine sıkı sıkıya bağlılar…
Üyelerin, parti içi demokrasi talebi yok...
Lidere itaatın kutsiyetine inanıyorlar...
Hiç kimse AKP’ içinden yükselecek aykırı ses beklentisi içine girmesin…
Sessiz sedasız, yukarıdan gelen icazetle, yönetimi belirlerler...
Malum yöntemlerle seçilen delegeler de yönetimi onaylar ve süreç tamamlanmış olur...
AKP cephesi böyle, Ya CHP..?
CHP, AKP’ye göre daha sarih bir görüntü içinde…
Mahalle delegeleri dahil tüm yönetim organları ön seçimle tespit ediliyor...
Yine de ortada bir başarı yok…
Neden..?
Çünkü sistem demokratik gibi görünse de değil…
Tüzük, Demografik yapı, Eğitim, Liyakat gibi değerleri güvence altına alamıyor…
Bu konuda somut bir öneriniz var mı derseniz, evet var…
Günü geldiğinde bu köşede ve parti örgüt toplantılarında paylaşırım…
Lakin, şu an sırası değil…
CHP’nin, içinde farklı fikirlerin barındığı bir parti olduğunu biliyoruz…
Yönetime talip olanlar, CHP’lilik ortak paydasına sığınarak taban oluşturmaya çalışıyorlar...
Aslında yaptıkları, “Kaş yapayım derken göz çıkartmak” olsa da, farkında değiller…
CHP’de ekip, kanat hareketinden söz etmeye gör…
Oportünist yaklaşımlar hemen hortlar..!
Yukarıda ifade etmeye çalıştığımız yönetici vasıfları törpülenir…
Kongreyi kazanmak ön şart haline gelir…
Varsa yoksa seçim kaybetmenin ayıbını yaşamamak..!
Mevcut Tüzük ile yapılabilecek fazla bir şey yok…
Bilinen, ama unutulmaya yüz tutan ilkeli sol duruşun çerçevesini çizmek yine de mümkün…
Yeter ki isteyelim…
Ben, herkesin adayı olurum yaklaşımı doğru değil…
Ekip, kanat ya da bir düşünce grubunun temsilcisi değilseniz eğer, başarılı olamazsınız…
Başarı, fikri uyumdan geçer…
Yönetim çatısını, fikren uyum içinde olduğunuz arkadaşlarınızdan oluşturmak zorundasınız…
Şüphesiz ki, diğer ekip ya da kanatlarla, güçleri oranında temsiliyet verilip ittifak yapılabilir…
Seçimler iki neticelidir..
Kazanmak gibi kaybetmekte var…
Genel Kurul kararlarını sorgulamaktan ziyade, hatayı kendinizde arayın ve sonuçlara saygı gösterin…
Her iki sonucunda, demokrasinin gereği olduğunu unutmayın…
Günümüzde olduğu gibi, her şeyi kazanmak üzere kurgularsanız ne olur..?
Ne olacağını söyleyeyim…
Belki seçimi kazanırsınız…
Lakin, İlçe sınırlarından çıktığınız andan, İl’e kadar geçen sürede üç parçaya…
Genel Merkeze varasıya kadar da beş parçaya bölündüğünüzü görürsünüz..!
Sonrada ilçeye döner, fokurdayan kazan misali, bu yönetimle ne yaparım diye hayıflanıp durursunuz…
Benden uyarması…
Yine de, sorumluluk bilinciyle bu yola baş koyan tüm arkadaşlara, şimdiden başarılar diliyorum.
Hasan TEMEL