Birkaç hafta önce bir gazete sayfasında küçük bir haber dikkatimi çekmişti.Hacmi küçük etkileri büyük bazı haberler yok değil.Önemsiz gibi görülen benzeri haberler,bir bakmışsınız ülke gündemine oturmuş olduğunu görürsünüz..!
Haberin içeriği;Eski Başbakanlardan Tansu Çiller’in, AKP’ye katılma ihtimaline vurgu yapıyor olmasıydı. Gophaber sahibi Ali Şükrü Kara’da bu haber üzerinden hareketle,Çiller’in, AKP’ye oy katkısı olmayacağı tema’sı üzerinden bir yazı kaleme almıştı.
Ben bu küçük hacimli habere,farklı bir gözle bakmayı denedim.Çünkü, Tansu Çiller, AKP’için “biçilmiş kaftan.” Bunu niçin söylüyorum.?,Çiller’i tasvip ettiğimden değil,sayın Erdoğan’ın ülkemizi sürüklediği serüvene uygun bir isim olduğu için.
İsterseniz, bunu biraz daha açalım.AKP’nin ilk yıllarını hatırlayın. Tek başına iktidar olunca, en önemli makyaj malzemesi, “demokratikleşme” olmuştu.Bu hedefin bir kandırmaca olduğu ayyuka çıkınca, “ileri demokrasi” söylemiyle, gerçekleri örtbas etmeye çalıştılar.
Geçmişte söyledikleri bir söz,artık günümüzün gerçeği oldu.Ne demişti Erdoğan. ”Demokrasi bizim için bir amaç değil bir araçtır.”Bu karanlığa doğru gidişatı durduracak yegane güç halk olsa da, bulana, görene aşk olsun..(!)
Her sistem kendine uygun politikacı tipi yaratır.Terki düşünülen siyasal sistem uygulayıcılarının, yeni sisteme ayak uydurmaları zor.İşin özeti, AKP sistem değişikliğine giderken, yeni sisteme uygun siyasetçileri bulup çıkartmak zorundadır.
Hiç kimse,AKP içinde köklü kadro değişimini, parti yönetim organlarından beklemesin.Bu sağlam iradeyi tabana dikte edecek tek güç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Nitekim,“metal yorgunluğu” çıkışı ile,bu değişimin startının verdi.Bu çıkışı sıradanlaştırmak bizi bataklığa sürükleyeceği gibi, zor günlerimizin de habercisi olacağını unutmayalım.
Metal yorgunluğu;”Metal malzemelerin istenilen dayanıklılık özelliğinin kaybedilmesi”dir.Sayın Erdoğan demek istiyor ki,”mücadele azmini kaybeden ve yolsuzluğa bulaşan kadrolar kenara çekilsin.”İlginç olan yolsuzluğa bulaşanlar yargılanacak demiyor, seçildikleri makamları terk etsinler diyor..!
Sayın Erdoğan’ın “metal yorgunluğu” çıkışı salt, FETÖ’cülerin parti içi görev alanlarının terki için bir uyarı olamaz. Özellikle, üst kurullarda yer alan ve rahatsızlık veren kadrolara gözdağı verilerek, kadro yenilelemenin önü açılmaya çalışılmaktadır.
Bilirsiniz,Batı Demokrasilerinde “hak-hukuk-adalet” gibi kavramlara bağlılık esastır.Sol kulvarda yer alan politikacılar, daha barışçıl ve insancıl, sağ politikacılar ise daha çok sertlik yanlısı, şahin politikalara yönelirler.Batı da sertlik yanlısı bu politikacılara da “şahinler” deniyor.
Dünyada var olan siyasi ekoller çeşitlilik gösterir.Şahin politikalara denk düşen politikacı tiplemelerine, İngliz Margaret Teacher, İtalyan Berlusconi, Amerikan, Nixson, Reagen, Bush ve Trump gibi siyasetçileri örnek vermek mümkün.
Her ülkede olduğu gibi bizde de şahin politikalar yok değil.Tansu Çiller’de, dünyaya yön veren bu siyasi aktörlerin Türkiye’deki uzantılarından biridir.Bunlara,Özal,Bahçeli,Soylu,Ağar gibi siyasileri de eklemek mümkün.
Bakmayın siz,Demokrat Parti ekolünden geldikleri söylemine.Demokrat Partinin büyük mirasını yemekle meşguller. Bu mirasın gerçek sahipleri,Çoğulcu Parlamenter Demokratik Sistemden yana olan İlhan Kesici ve benzeri siyasetçilerdir.
Emperyalist ülkelerin şahin politikacıları, demokrasi ile barışık olmadıkları halde,yerleşik demokratik sistem karşısında boyunları kıldan incedir.Biz, demokrasiden hızla uzaklaşan ve din eksenli siyasete ve siyasetçilere koşulsuz destek verdiğimiz sürece,işleri epey kolaylaşıyor.
Artık bağıran,çağıran,karşısındakini aşağılamayı kendine düstür edinen Çiller benzeri şahin politikacılar neden AKP’de buluşmasınlar.Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu zihniyete ev sahipliği yapmakta en küçük bir tereddüt duymaz.Zaten sığınabilecekleri tek liman da AKP.Çünkü çaresizler…
Hasan TEMEL