12 Eylül Askeri darbesi üzerinden 37 yıl geçti.Hala demokrasi yolunda bir arpa boyu mesafe alamadık. Bunun vebali ANAP ve AKP’ye ait. Çünkü tek başına iktidar olan bu partiler ülke demokrasisini yaz-boz tahtasına çevirdiler.           Özellikle AKP, devlet yönetimi ile parti yönetimi arasındaki farkı göremedi ya da görmek istemedi. Bu partiler medya gücünü ele geçirince,beceriksizliklerinin faturasını, muhalefete ödetmek istediler, ödettiler de. Sosyal uyanışın bastırıldığı, milliyetçi ve dini söylemlerle halkın kontrol altına alındığı dikensiz bir gül bahçesinde kitlesel savruluşlar,iktidar partilerinin yönlendirmelerine göre şekillenmesi gelinen noktada 12 Eylül Anayasa’sına rahmet okutan bir Anayasa ile yüzleşmiş olduk. Velhasıl,tuhaf,tuhaf olduğu kadar, toplumsal kaybın büyük olduğu bir dönem yaşandı.Dün ak dediğimi ze bugün kara diyoruz.Kolaylıkla sağa sola savrulan, bir millet olduk çıktık. İktisadi çöküntü, yoksulluk, yolsuzluk,körelen adalet duygusu gibi kavramlar olağanlaştı. İktidar kanadında yine ilginç gelişmeler yaşanmaya başlandı. Küçük ortak MHP,seçim barajına ilişkin açıklamalarıyla insanların aklıyla alay ediyor!Lakin,halktaki suskunluk, tepkisizlik, duyarlı yurttaşların umutlarını da tüketiyor.                                                                                                                                             Demokrasimizin yüzkarası  %10 seçim barajı dünyada ki faşist diktatörlüklerde bile yok. 12 Eylül’ün bize armağanı bu. İktidar partileri sırf parti menfaatleri gereği, defalarca Anayasa değişikliği yaptıkları halde görmezden geldiler. Partiler de, en az darbeciler kadar sorumludurlar. Şimdi dedurduk yerde MHP, bir anda seçim barajını hatırladı.(!) Ne ola ki,barajın yüksekliğinden dem vuruyor.Hafif gülümser gibi olduğunuzu görebiliyorum.Çünkü sebebini uçan kuş dahi biliyor.! Görülen o ki,İYİ Parti MHP’ye iyi gelecek..(!) Nasıl mı..?                                                Yıllardır %10-15 bandında gidip gelen bir MHP var. İYİ Parti sahne alınca, baraj tehlikesi ile yüzleşen MHP, adalet duygusunu hatırlar oldu.Lakin, bu gayrı-samimi davranış üzerinden politika geliştirmek sosyal demokratlara yakışmaz.                                                                                                                         Genel Başkan Devlet Bahçeli, varsın MHP’nin baraj sorunu yok desin.Kendisini ve partisini bir kenara bırakarak AKP iktidarının can suyu oldu.Seçim barajının %50+1 olduğunu söylemesi, geleceğini AKP’ de gördüğünün en somut kanıtı.Çünkü  varlık sebebi  AKP’nin hedefi olan %50+1… Bunları bilmek vatandaşın en doğal hakkı.Baraj sebebiyle, %45 seçmen oyunun parlamento da temsil  edilmediği günler gördük.O zaman sessiz kalanlar,şimdi adalet duygusundan söz ediyorlarsa geçmiş ola. Siyaset  bedel ödeme sanatı.MHP, bedel ödemek zorunda. Zaten halk bu bedeli tahsil edecektir, hiç kuşkunuz olmasın. Yukarıda ifade ettiğim çekincelerin tamamı birer tespitten ibaret.Peki sosyal demokratlar,seçim barajı meselesine nasıl bakmalı.? MHP’nin siyaseten intiharını izlemek için seçim barajına sahip mi çıkmalı, yoksa kaldırılmasına öncülük mü etmeli..? Bence tartışılması bile yersiz. Baraj meselesinde sosyal demokratlara düşen görev, sağlam bir irade ortaya koymalarıdır. İktidar tarafından barajın düşürülmesi yönünde gelecek bir teklife de asla karşı çıkılmamalı.Aksi takdir de, mecliste temsil edilmeyen halkın vebali üzerlerinde olacaktır. Hasan TEMEL