Son birkaç aydır seçim sandık güvenliği tartışmalarının yoğunlaşması, hızla zedelenen adalet duygusunun toplumda kök salmasına bağlanabilir.  Ortaya atılan iddialar,yenir yutulur şeyler olmadığı gibi,iktidar ve muhalefet arasında gerginliğin tırmanmasına da sebep oluyor.   Makas daraldıkça ittifaklar şekillenmeye başladı. AKP, MHP birlikteliği “Cumhur İttifakı” olarak kamuoyuna dikte edilmeye çalışılıyor.   Sanki AKP ve MHP’ye oy vermeyenler Cumhur değilmiş gibi.  Lakin,bunun kararını seçmen verecek.               Muhalefetin,oyunu bozma kararlılığı, kıyasıya sert bir seçim yarışına sahne olacağını gösteriyor.   Cumhur ittifakının bileşenleri belli.   AKP ve MHP dışında BBP’nin de ittifakta yer alma çabası bir şekilde müspet sonuçlanacağı kesin.          MHP’nin vetosu, her bir oyun önem kazandığı bir seçimde AKP tarafından mutlaka aşılacaktır.   Siyaseti doğru okuyan insanlar, bu ittifakın yeterli olmadığını gördükleri gibi Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’da görüyor.      Azda olsa muhalefetinde sesi olmaya çaba gösteren Doğan Medya Grubu” baskılara boyun eğince iktidar önemli bir ortak daha kazanmış oldu.!   Muhalefet ise daha renkli bir görüntü veriyor. İttifakın adı henüz konmamış olsa da “Gökkuşağı yada Vatan İttifakı” adı dillerde dolaşıyor.    Tabi ideolojik farklılıklardan ötürü, Cumhur İttifakı gibi, Vatan İttifakının kısa sürede şekillenmesini kimse beklemesin.   Vatan İttifakının ana bileşenleri CHP, SP ve İYİ Parti olacak gibi.  Lakin bu üçlü ittifakın bir ayağı eksik. Kürt seçmenin oyunu almadan yeniden Parlamenter Demokratik Sisteme dönüşü kimse hayal etmesin.    HDP seçmeni mutlaka bu ittifakın bileşeni olmalıdır.   Nasıl ki,Barış süreci döneminde AKP’ye verilen Kürt seçmen oyları kutsal ise Vatan ittifakına yönelecek oylarda kutsal olacak.    Terör örgütleriyle ilişkilendirerek halkın kafasını karıştırmaya çalışmak çaresizliğin bir ifadesidir. HDP ve İYİ Parti’nin ittifak için mesafeli durmalarını anlayışla karşılamak lazım.     Geçmişten gelen husumetleri bir anda yok saymak ve unutmak hiç de kolay değil.     Zaten ilk turda tüm partilerin aday çıkartacak olmaları erken ittifak ilanını da gerektirmez.   Büyük bir sürpriz yaşanmaz ise Cumhurbaşkanı Sn.Recep Tayyip Erdoğan’ın rakibi CHP’nin adayı olacaktır.   Bu aday hem sosyal demokrat olmalı hem de diğer muhalefet partilerinin seçmenleri nezdinde saygı duyulan biri olmalıdır.   Bu seçimde asıl görev CHP’ye düştüğü gibi hata yapma lüksü yok.   Bence, CHP Genel Başkanı aday olmalıydı.         Fakat,Baykal’ın önerileri sonrası yaptığı açıklamalarla kendi adaylığını zora soktuğu söylenebilir.   Muhalefet seçimi kazanırsa kazanan, partiler olmayacak.   Bu seçimin kazananı, demokratik sosyal hukuk devletinden yana olan halk olacak.   Devrimci Sarp Kuray’ın dediği gibi Türkiye’nin ihtiyacı demokratik yollardan “Politik Devrim”dir. Bunu gerçekleştirecek yegane güç yine bu ülkenin insanlarıdır.   Türk,Kürt Laz, Çerkes,,Arnavut, Boşnak,Yörük,Gürcü, Arap vs .hepsi bu memleketin renkleri.   Hiç kimse bu ülkenin vatandaşlarını terör örgütleriyle ilişkilendirip zihinleri bulandırmaya kalkmasın.  Her seçmen gibi Kürt seçmenlerde özgürce tercihlerini yapmalı, bitmek bilmeyen terör belası bu ülke topraklarından kazınmalıdır. Gün siyasi partiler, omuzlarındaki apoletleri seçim döneminde unutup halkın demokratik politik devrimine destek verme günüdür.Saygılarımla. Hasan TEMEL