merkez
Hasan TEMEL
Köşe Yazarı
Hasan TEMEL
 

23 Haziran İstanbul Seçimi Ve Sonuçları…

İnsana,“Ne İstanbul’muş be”dedirten seçimin galibi yine Millet İttifakının adayı Ekrem İmamoğlu oldu. İstanbul ve halkı için hayırlı olsun.Adaletin bir kez daha tecelli etmesi demokrasimiz için de önemli bir kazanım oldu.Halkta bıkkınlık yaratan bu kirli seçim süreci umarım bi daha yaşanmaz.   Hırs ve kibir, insanoğlunun en büyük düşmanıdır. Sevgi ve hoşgörünün yerine ikamet edildiğinde gün be gün, toplum nezdinde itibar kaybına neden olur.Eğer,devlet idaresinde söz sahibi iseniz, bu kaybın ve vebalin, çok daha ağır olacağından şüpheniz olmasın.   Bunu niye söylüyorum? Söylüyorum çünkü, siyasi tarihimizde bu kadar çirkinliğin,haksızlığın ve hukuksuzluğun yaşandığı bir dönem hiç olmadı. Yine de cumhur ittifakı bileşenlerinin akıl dışı iftiraları, İmamoğlu’nun İstanbul zaferini engelleyemedi.   Kurumlar’da insanlar gibi, doğar, yaşar ve ölürler. Ölüm nihai son olup kaçınılmazdır. Partiler de tıpkı insanlar gibi. Yeni şeyler söyleyemediklerinde çöküş başlar. Bu süreç durdurulabilir. Lakin kolay değil. Şu an, AKP’nin içinde bulunduğu durum, tam da bu.   Her şey Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı. Ya bu ucube sistemden vazgeçecek ya da demokratik bir başkanlık sisteminin yolunu açacak. Ben umut var değilim. Lakin kendisi partisi ve ülkesi için bunu yapmalı. Aksi taktirde gelecekleri çok karanlık.   31 Mart’a İmamoğlu seçildiğinde yenilgiyi kabullenen Yıldırım, 23 Haziran’a zorlandı. Gönülsüz kabul itibarını sıfırladı. Yapılan müdahaleler, Yıldırım’ı Yıldırım olmaktan çıkardı.Takdir edersiniz ki, kendi bile olamayan bir insana halk nasıl güvensin.   AKP, hızla demokrasiden uzaklaşan bir parti. Oysa dava partileri ideolojilerine sahip çıkarlar. Zaman bize,AKP’nin bir dava partisi olmadığını, günlük siyasi çıkar ilişkileri üzerine kurulu, bir konjonktür partisi olduğunu gösterdi.   Bu halk büyük acılar çekti. Ekonomik krizlerin, terör olaylarının açtığı yaralar kapanmak bilmedi. Bıçak kemiğe dayanmadan isyan geleneği de olmayan bu halk, bölünmeyi, ötekileştirilmeyi ve aşağılanmayı reddederken, barış dostluk ve kardeşliğe hasret bırakıldı.   Selahattin Demirtaş’ı hedefe koymak için bir terör örgütü liderinden medet ummak ve bu yolla oy devşirmeye çalışmak. Bir nevi akıl tutulması. Demirtaş’ında aklı-selim demokratik yaklaşımı, halkın gözünde AKP’yi terör örgütü ile baş başa bıraktı.   Ya Devlet Bahçeli’nin günü gününü tutmayan açıklamalarına ne demeli.. Erdoğan gibi bir siyaset mühendisi, nasıl bir çaresizlik içinde ki, akıl dışı bu stratejik uygulamalara sessiz kalabildi. Öcalan ’dan talimat alsın mı almasın mı ikilemi ile de 23 Haziran’nın finalini yaptılar.   Cumhuriyet değerlerine bağlı bu halk, AKP ve MHP’nin bu değerlerden uzaklaşmasını içine sindiremedi.Bir arkadaşımın sosyal medya da paylaşımında dediği gibi,”Kadına seçme seçilme hakkını veren ülke olmaktan, Mursi’ye camiler de sela okutan bir orta doğu ülkesine döndük.”                                                                                                                                                 31 Mart seçiminin kazananı tartışmasız Ekrem İmamoğlu idi. YSK üzerinde oluşturulan yoğun baskılar neticesinde seçimin tekrarlanması,kalpleri kırdığı içindir ki, derin bir vicdan hareketi kendiliğinden ortaya çıktı.   Toplumun ferasetine ve vicdanına güvenmek gerekir. Millet ittifakı da halkın göstereceği vicdani reflekse güven duydu. Geçmişte yaptığı yanlışlardan arınarak halkla dokundu ve vicdanların sandığa akmasının yolunu açılmış oldu.   Kurala dayalı uygulamalar yerine günlük duruma göre uygulamalar ve halkı ayrıştıran, bölen nefret dili sürdükçe kurtuluş yok. Çünkü bu halk çelikleşen iradesi ve ağzından eksik olmayan sevgi dilini çok sevdi.   Halk, umut veren AKP’yi aradı. Umut vermekten çok korku salan bir AKP’nin halkın gönlünden kopması kadar doğal bir şey yok. Güzel olan bir şey var ki, henüz işin başında olsa da  milletin gönlünü fetheden bir İmamoğlu var artık.   Haksızlık yapmayalım. Ekrem İmamoğlu’nun başarısı salt kendisine ait olmadığı gibi, AKP’nin yaptığı stratejik hatalarda değil.Başta bu yöntemin mimarı Kemal Kılıçdaroğlu, İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, 39 İlçe Başkanı ve örgütlerine haklarını teslim edelim.   Yirmi beş yıl sonra önemli büyük kentleri tekrar geri almanın haklı gururunu yaşamak, her biri için, “analarının ak sütü gibi helal. Gece gündüz demeden koşuşturan bu güzel insanlara selam olsun. Aynı duyguların, İyi Parti yöneticileri ve örgütleri içinde geçerli olduğunu söylemeliyim. Hasan TEMEL
Ekleme Tarihi: 26 Haziran 2019 - Çarşamba

23 Haziran İstanbul Seçimi Ve Sonuçları…

İnsana,“Ne İstanbul’muş be”dedirten seçimin galibi yine Millet İttifakının adayı Ekrem İmamoğlu oldu. İstanbul ve halkı için hayırlı olsun.Adaletin bir kez daha tecelli etmesi demokrasimiz için de önemli bir kazanım oldu.Halkta bıkkınlık yaratan bu kirli seçim süreci umarım bi daha yaşanmaz.

 

Hırs ve kibir, insanoğlunun en büyük düşmanıdır. Sevgi ve hoşgörünün yerine ikamet edildiğinde gün be gün, toplum nezdinde itibar kaybına neden olur.Eğer,devlet idaresinde söz sahibi iseniz, bu kaybın ve vebalin, çok daha ağır olacağından şüpheniz olmasın.

 

Bunu niye söylüyorum? Söylüyorum çünkü, siyasi tarihimizde bu kadar çirkinliğin,haksızlığın ve hukuksuzluğun yaşandığı bir dönem hiç olmadı. Yine de cumhur ittifakı bileşenlerinin akıl dışı iftiraları, İmamoğlu’nun İstanbul zaferini engelleyemedi.

 

Kurumlar’da insanlar gibi, doğar, yaşar ve ölürler. Ölüm nihai son olup kaçınılmazdır. Partiler de tıpkı insanlar gibi. Yeni şeyler söyleyemediklerinde çöküş başlar. Bu süreç durdurulabilir. Lakin kolay değil. Şu an, AKP’nin içinde bulunduğu durum, tam da bu.

 

Her şey Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı. Ya bu ucube sistemden vazgeçecek ya da demokratik bir başkanlık sisteminin yolunu açacak. Ben umut var değilim. Lakin kendisi partisi ve ülkesi için bunu yapmalı. Aksi taktirde gelecekleri çok karanlık.

 

31 Mart’a İmamoğlu seçildiğinde yenilgiyi kabullenen Yıldırım, 23 Haziran’a zorlandı. Gönülsüz kabul itibarını sıfırladı. Yapılan müdahaleler, Yıldırım’ı Yıldırım olmaktan çıkardı.Takdir edersiniz ki, kendi bile olamayan bir insana halk nasıl güvensin.

 

AKP, hızla demokrasiden uzaklaşan bir parti. Oysa dava partileri ideolojilerine sahip çıkarlar. Zaman bize,AKP’nin bir dava partisi olmadığını, günlük siyasi çıkar ilişkileri üzerine kurulu, bir konjonktür partisi olduğunu gösterdi.

 

Bu halk büyük acılar çekti. Ekonomik krizlerin, terör olaylarının açtığı yaralar kapanmak bilmedi. Bıçak kemiğe dayanmadan isyan geleneği de olmayan bu halk, bölünmeyi, ötekileştirilmeyi ve aşağılanmayı reddederken, barış dostluk ve kardeşliğe hasret bırakıldı.

 

Selahattin Demirtaş’ı hedefe koymak için bir terör örgütü liderinden medet ummak ve bu yolla oy devşirmeye çalışmak. Bir nevi akıl tutulması. Demirtaş’ında aklı-selim demokratik yaklaşımı, halkın gözünde AKP’yi terör örgütü ile baş başa bıraktı.

 

Ya Devlet Bahçeli’nin günü gününü tutmayan açıklamalarına ne demeli.. Erdoğan gibi bir siyaset mühendisi, nasıl bir çaresizlik içinde ki, akıl dışı bu stratejik uygulamalara sessiz kalabildi. Öcalan ’dan talimat alsın mı almasın mı ikilemi ile de 23 Haziran’nın finalini yaptılar.

 

Cumhuriyet değerlerine bağlı bu halk, AKP ve MHP’nin bu değerlerden uzaklaşmasını içine sindiremedi.Bir arkadaşımın sosyal medya da paylaşımında dediği gibi,”Kadına seçme seçilme hakkını veren ülke olmaktan, Mursi’ye camiler de sela okutan bir orta doğu ülkesine döndük.”       

                                                                                                                                        

31 Mart seçiminin kazananı tartışmasız Ekrem İmamoğlu idi. YSK üzerinde oluşturulan yoğun baskılar neticesinde seçimin tekrarlanması,kalpleri kırdığı içindir ki, derin bir vicdan hareketi kendiliğinden ortaya çıktı.

 

Toplumun ferasetine ve vicdanına güvenmek gerekir. Millet ittifakı da halkın göstereceği vicdani reflekse güven duydu. Geçmişte yaptığı yanlışlardan arınarak halkla dokundu ve vicdanların sandığa akmasının yolunu açılmış oldu.

 

Kurala dayalı uygulamalar yerine günlük duruma göre uygulamalar ve halkı ayrıştıran, bölen nefret dili sürdükçe kurtuluş yok. Çünkü bu halk çelikleşen iradesi ve ağzından eksik olmayan sevgi dilini çok sevdi.

 

Halk, umut veren AKP’yi aradı. Umut vermekten çok korku salan bir AKP’nin halkın gönlünden kopması kadar doğal bir şey yok. Güzel olan bir şey var ki, henüz işin başında olsa da  milletin gönlünü fetheden bir İmamoğlu var artık.

 

Haksızlık yapmayalım. Ekrem İmamoğlu’nun başarısı salt kendisine ait olmadığı gibi, AKP’nin yaptığı stratejik hatalarda değil.Başta bu yöntemin mimarı Kemal Kılıçdaroğlu, İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, 39 İlçe Başkanı ve örgütlerine haklarını teslim edelim.

 

Yirmi beş yıl sonra önemli büyük kentleri tekrar geri almanın haklı gururunu yaşamak, her biri için, “analarının ak sütü gibi helal. Gece gündüz demeden koşuşturan bu güzel insanlara selam olsun. Aynı duyguların, İyi Parti yöneticileri ve örgütleri içinde geçerli olduğunu söylemeliyim.

Hasan TEMEL

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gophaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler siyahbet giriş siyahbet giriş