CHP’de üç etaplı kurultay süreci devam ediyor.Birinci etap ilçe kongreleri ocak ayının ilk yarısın da tamamlanmış olacak.                Bugün bende yakından takip ettiğim G.O.Paşa CHP İlçe kongresine dair düşüncelerimi;                     Mahalle Delege Seçimleri, Kongre İzlenimleri, Kongre Sonrası Beklentiler, olmak üzere üç başlık altında toplamak istiyorum.       Mahalle Delege Seçimleri…     Parti içi siyaset kelle sayısına endekslenince, bu yoz siyaset kültürü, CHP’yi de etkisi altına aldı. Artık siyaset üretimi, partilerin Salı günleri grup toplantılarında, genel başkanlarının söylemleri ile sınırlı.                             Tabanda, fikri düzlemde siyaset yapma şartları ortadan kaldırılarak, büyük resme göre yön belirleme devri başladı.    Kağıt kalem elde,mahalle delege sayıları ile oynanıyor.Maşallah, borsa gibi bir yükseliyor bir düşüyor! Hani,durumdan şikayetçi olmayan yok desem haksızlık olur.  Lakin dur diyen de yok.                   Parti içi seçimler başlayınca ara ki bulasın!          Partilerin ihtiyacı olan ideolojik temele dayalı siyaset, ne hikmetse unutuluyor. İsterseniz konuyu fazla dağıtmadan, mahalle delege seçimlerine dönelim.           Yoğun katılımlı demokrasi şölenleri, öncekilerinden çok daha coşkulu ve heyecan doluydu.                    Binali Dağdeviren ve Hakan Bahçetepe’ye teşekkür etmek istiyorum.                       Bize, adrenalin hiç düşmediği bir kongre yaşattıkları için.   Binali Dağdeviren’in,Hakan Bahçetepe’ye göre avantajları fazlaydı.                           Her şeyden önce tanınırlık sorunu yoktu.                    Her mahalleye sandık koyan bir ilçe başkanı olmanın gururunu, örgütü ile paylaşma avantajını kullandı.                           Ayrıca,İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun desteğini aldığına dair inancın, tabanda yer bulmasının meyvelerini topladı!   Tabi kusursuz değildi.   Kusurunu, sürekli sokak çalışmalarıyla örtmesini de bildi.             Doğal olanların yanı sıra kendisinin ürettiği avantajlarda dikkat çekiciydi.              Her şeyden önce çok doğru stratejik hamleler yaptı.                                Mesela,kendisine avantaj sağlayacağına inanmadığı geniş katılımlı salon toplantısından uzak durdu.                                  Birkaç mahalleyi kapsayan lokal kahvaltılı toplantıları tercih etti.                     Delegelerle daha sıcak ilişkiler geliştirerek, çalışmalarını daha verimli hale getirmesini bildi.                                    Diğer aday Hakan Bahçetepe’ye gelince; adaylığı asla sürpriz değildi.            Parti üyeliği ile başlayan yolculuğu,Gençlik Kolları başkanlığı ve İl Başkan Yardımcılığı görevleri ile bu günlere kadar sürdü. Genç olmasına rağmen tecrübe sahibi bir siyasetçi olduğunu gösterdi. Tecrübelerini, gençliğinin verdiği dinamizm sayesinde, alan çalışmalarına da yansıtmasını bildi.           Gençleri yanına çekmesi  ve Kaftancıoğlu çizgisi mesajlar vermesi çok akıllıcaydı.   Kongreye İlişkin İzlenimler… Sabah saatlerinden itibaren kongre salonuna gelen partilerin heyecanı yüzlerinden okunuyordu.  Yoğunluk arttıkça,mavi listenin kazanacağı algısı tüp salonu kapladı.                              Her iki adayın ortak önerisi ile Adana Milletvekili Orhan Sümer, divan başkanlığına seçildi.                     Saygı duruşu ve istiklal marşının okunmasıyla genel kurul start almış oldu.     Divanın oluşumu sonrası söz alan delegeler heyecan dolu hitabetleriyle kongreye renk katmaya başladılar.    Adaylar ortak bir önerge ile, seçimde blok liste uygulamasının doğru olacağına kanaat getirdiler.   Zaten, partileri kanser gibi saran feodal yapılanma söz konusu olduğu sürece,blok ya da çarşaf liste tartışmasının bence bir önemi yok.            Delegeler sonrası söz alan adayların konuşmaları, geçmiş kongrelerde de olduğu gibi delegeler üzerinde etki bıraktığını söylemek zor.  Ta ki, salondaki iklimi bir anda ters yüz eden listeler açıklanana kadar.                       1989 yılından beri CHP olsun, SHP olsun Gaziosmanpaşa İlçe Kongrelerinin hepsine bizzat şahit oldum.                                   Hiç birinde,listeler açıklandığında,böylesi sert iklim değişikliğine tanıklık etmedim.                              Demek ki, mavi listenin hazırlık aşamasında akıl tutulması yaşanmış.               Verilen sözlerin tutulmamış olduğu ve mahallelerin temsiliyeti noktasında büyük hatalar yapıldığı görülüyor.                  Tahminen, asgari otuz, azami elliye yakın delegenin karar değiştirmesine sebep olduğu kanaatindeyim.   Mavi liste sahibi Binali Dağdeviren’nin bu fahiş strateji hatası Hakan Bahçetepe’nin ilçe başkanı olma yolunu ardına kadar açınca,Dağdeviren içi hüsran kaçınılmaz oldu.                  Tabi bu hata, Bahçetepe ve ekibinin başarısını asla gölgelemez, gölgelememelidir de.                             Doğru strateji,adalet, liyakat gibi değerler bir araya gelince seçimden zaferle çıkan Bahçetepe ve ekibini yürekten kutlamakta bize düşer diyelim ve kongre sonrası beklentilere de bir parantez açalım..                      Kongre Sonrası Beklentiler…   Kazananın ve kaybedenin olmadığı,kazananın yalnız CHP olduğu safsatasına sığınan biri olmadım yine olmayacağım.         Kaybeden taraf, Binali Dağdeviren ve ekibi oldu.     Acilen genişletilmiş bir ekip  toplantısı düzenlemeleri gerekir.                            Toplantıda yenilginin nedenleri  derinlemesine irdelenmelidir.                             Seçim öncesi verilen birlik beraberlik mesajları, söylem olarak kalmamalı.                     Artık kontrol kazanan listenin elinde olduğuna göre taraflar arası ilişkileri itidal içinde sürdürmek Hakan Bahçetepe ve ekibinin görevleri arasındadır.  Bunu asla unutmamaları gerekir.                 Her kongre öncesi olduğu gibi,yine parti kültürüne yakışmayan,bazı münferit nahoş karalamalar olmadı değil.                     Bunların ıslahı için zamana ihtiyaç var.                      Tüzük kurallarına göre aday ol, genel kurula hazırlan ve kaybettiğinde meydanı yangın yerine çevir.      Buna kimsenin hakkı yok. Delege iradesi esas olmalıdır.                    Çünkü,partileri parti yapan,genel kurul iradesine saygı ve seçimlerin neticelenmesi sonrası özeleştiri mekanizmasının çalıştırılmasıdır.                                 Artık içe dönük yarış bitti.Yeni seçilen yönetimden beklenen ilk icraat Gaziosmanpa Belediyesi ‘nin CHP’ye kazandırılması olmalıdır.                             Yerel seçimde ortaya konan dinamizmi ve sandık demokrasi ni genişleterek sürdürmek gerekir.                  Zamanı geldiğinde, Gaziosmanpaşa siyasi tarihinde derin izler bırakan bir yönetim olma hedefi yakalanmalıdır. Şüphesiz ki parti içi muhalefette verilen sözlerin takipçisi olacaktır.   Sözlerimi önemli gördüğüm bir tespitle bitirmek istiyorum.                                 Kongre gününe dek süren heyecan dolu bu yürüyüşte dikkatimi çeken temel noksanlık, taraflar arası rekabetin, ideolojik bir temele oturtulamadığını görmek oldu. Bun durumdan adayları sorumlu tutmak bence haksızlık olur.   Sorun, partinin idari  ve örgütsel yapılanmasında.                                   (2020 yılının tüm insanlığa sağlık, mutluluk ve huzur getirmesi diliyorum. Esen kalın…) Hasan TEMEL