Dünya gibi Türkiye’de Koronavirüs salgını dolayısı ile olağanüstü günler yaşıyor. Kimseye çok fazla suç bulmamak lazım! Ne diğer dünya ülkeleri ne de tıp bu virüse henüz bir çözüm bulmuş değil.
Avrupa ve Amerika’da önlemlerin yetersiz ve geç alınmasından dolayı büyük vaka sayılarına ulaşıldığı ve ulaşılmaya devam ettiği görülüyor.
Birçok ülke virüsün ilk çıktığı Çin’deki vaka sayısını geçti. Belki Türkiye’de bu sayı geçilecek. Türkiye’de dış temas bağlantısı daha önce denetime alınsaydı belki daha iyi olurdu.
Türkiye’de ise hükümet insanları uyarmaya başladı. İnsanlar uyarılara uymayınca yaşamsal alanlarda kademe kademe kısıtlamalara gidildi. Birçok konuda yasaklar geldi.
En son Büyükşehirlerde hafta sonu sokağa çıkma yasağı geldi. Hafta sonu yasağı gelirken, genelge detayları da aynı anda verilmeliydi. Detaylar biraz geç verilince millet sokakta, bakkal ve fırınlara hücum etti. Bu görüntü hoş olmadı.
İstanbul Valiliği twitter hesabından yasak açıklamasını yaptıktan, yarım saat sonra detayları açıkladı.
Ama her şeye rağmen devlet ve hükümetin süreci samimi, gayretli ve başarılı sürdürdüğüne inanıyorum. Kademeli olarak alınan önlemler, virüsün yayılma hızını yavaşlattı. İnsanların ve devletin sosyo-ekonomik yapısı bir anda durdurulmadı.
Duran bir aracı hareket ettirmek daha güçtür. Ama hafif hareket eden araç daha hızlı kalkış yapar ve yol alır. Sosyo-ekonomik hayatta bu örnek gibidir.
Salgın Türkiye’de yasaklamalar birlikte biraz kontrol altına alındı. En azından ölümcül vaka sayısı düşük! Hastanelerde yer bulunabiliyor. Bu yasaklar getirilmese herkes aynı anda virüsü kapacak ve hastaneler yetersiz kalacaktı.
Bu salgın Türkiye’de kontrol altında, yasaklarla birlikte biraz daha devam edecek gibi görülüyor. Devlet ve hükümet bence gerektiği gibi müdahaleleri yapıyor.
Zaman moral bozma, bir birine düşme, devleti hükümeti yerme zamanı değildir!
Bu salgın bittikten sonra elbette bunun dünyada ekonomik ve siyasi sonuçları olacaktır.