1989 yerel seçimleri öncesiydi...
İkinci defa tek başına iktidar olan Anavatan Partisi lale devrini yaşıyordu…
Zengin ve yoksul arasındaki makas açıldıkça Özal’ın “orta direk” aşkı da bitmek bilmiyordu!
Orta direk dedikçe orta direk yok oluyordu…
Sadece ekonomi olsa iyi…
Sosyal ve kültürel yapı da egemen güçler lehine ters yüz ediliyordu…
Yarattıkları zihin bulanıklığı halkın gözünü kör etmişti…
Ta ki ’89 yerel seçimler arifesine kadar…
Toplumsal patlama noktasına gelindiğini hmiş olacaklar ki, yerel seçim stratejisinde köklü bir değişikliğe gidildi…Her ulusa seslenişte halkı ekranlara kilitleyen…
Elinde kalem…
O naif…
O tonton görüntüsüyle halkın gönlünü fetheden Özal gitmiş…
Yerine “eli kolu bağlı belediyeler “ ister misiniz diyen ve halka “aba altından sopa gösteren” bir Özal gelmişti…
Halk bu, sağı solu belli olmuyor işte..!
Turgut Özal ve şürekasına öyle bir tokat attı ki, dönüşü olmayan bir yolculuğun yolcuları olup çıktılar…
Hem de kiminle…
Gücü karşısında muhalefet partilerinin aday bulmakta bile zorlandığı…
O efsane! İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan’ıda kafileye katarak, belediyelerin üçte ikisini Sosyal Demokrat Halkçı Parti’ye ( SHP ) teslim ederek dayatma politikalarına adeta baş kaldırmıştı…
Günümüze dönecek olursak…
Özal gibi gazetelere, “eli kolu bağlı belediye başkanları ister misiniz.” reklamları veren yok…
Lakin ekranlarda iktidar ağzından dökülen ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı dil, en az o zamanki gazeteleri süsleyen reklamlar kadar etkili oluyor…
Aradan otuz yıl geçmiş…
AKP-MHP ortaklığı iktidarı aynı yöntemle muhalefeti dövme telaşında…
‘89 yerel seçimlerine benzer senaryolar, siyaset arenasında yeniden sahnelenmeye çalışılıyor…
Vallahi paşa gönlünüz bilir…
Yandaş ekran ve kalemşorlarınızla muhalefeti itibarsızlaştırmaya girişimleri nafile uğraşlar…
Sizi anlamakta zor değil hani…
Derdiniz tasanız, size biat eden ve erimeye yüz tutan seçmen desteğini konsolide etmek muhalefet belediyelerinin seçmen kitlenizle temasını kesmekten ibaret…
Bunun yanı sıra korku dağları sardığından olacak, siyasi rantı muhalefetle paylaşmaktan sürekli kaçınan bir iktidar var. Ateşle oynadığınızın belki de farkında değilsiniz!
Unutmayın, o ateş ortalığı sardığında ilk yanacak olan kuvvetle muhtemel siz olacaksınız!
Çünkü, “Tarih tekerrürden ibarettir.”
Kavga ederek muhalefetin işini kolaylaştırıyorsunuz…
Attığınız pas,muhalefet tarafından muhteşem bir golle sonuçlandırılacağından asla şüpheniz olmasın…
‘89’ da hesap, yerel seçimlerde kesilmişti!
Erken seçim, olur olmaz bilemem ama gidişat ilk genel seçimde hesabın kesileceği yönünde...
Halk, eli kolu bağlı belediye başkanları istemiyor…
Halk kavgadan değil uzlaşmadan yana…
Yurttaş- Belediye dayanışmasına çomak sokmak, vaziyeti kurtarmanıza asla yetmeyecek…
Tam tersine, toplumsal muhalefeti büyüteceği gibi, geleceğinizi kurtarma yolunda atacağınız adımlarında mesafesini kısaltacaktır. Saygılarımla.
Hasan TEMEL