Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça cadde ve meydanlarda görsellik öne çıkmaya başladı.Eşit koşullardan uzak haksız rekabetin amansızca yaşandığı bir ortamda kitlelerin sessiz kalışı seçim sonucuna yönelik ipuçları vermektedir.  Cumhurbaşkanının ilk defa halk tarafından seçilecek olması da halk nezdinde yeni bir deneyim olacak.Bu deneyimin yanı sıra geçmişte yaşanan haksız rekabet koşullarının yeniden tekrarlanması halk tarafından kanıksandığını göstermektedir.  İktidar adayı Sn.Recep Tayyip Erdoğan ve Halkların Demokrasi Partisi (HDP) adayı Sn.Selahattin Demirtaş isimleri üzerinde tartışma olmayıp beklentilerin tecellisi olduğunu söyleyebiliriz.  Tartışmaların odağında Sn.Ekmeleddin İhsanoğlu var.Bu tartışmaların AKP ve BDP tarafından körüklenmesi doğal olmakla birlikte CHP ve MHP tabanında da destek bulması tehlikeye işarettir.  Sn.Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylaştırılması AKP’ye karşı bir hamle değil ülke menfaatleri gereği ve tarafsız ve objektif bir tutum sergileyebileceği varsayımından hareketle parti adayı olarak sahiplenilmelidir.  Tehlikenin farkında değiliz.Görebilmek için daha neler olması gerektiği konusunda inanın hiçbir fikrim yok.Yargı kararlarının dahi vesayet olarak görüldüğü bir ortamda yaşanan çaresizlik mutlaka çözüme kavuşturulmalıdır.  Öncelikle bir durum tespiti yapıp olası ihtimalleri göz önünde tutarak seçimin ne gibi sonuçlar doğurabileceği üzerinde değerlendirmeler yapalım ve seçmen nezdinde karar sürecine kendimizde katılalım.  CHP ve MHP’nin toplam oy oranı %43.. BDP’nin % 7.. Diğer partiler de toplam %5-7 bandında olduğu varsayımından hareket edecek olursak yarışın eşit koşullarda başlayacağı görülüyor.  Eğer partiler kendi seçmen tabanlarına sahip çıkma noktasında başarılı bir grafik çizmeleri durumunda seçimin iki turlu olma ihtimalini oldukça güçlü kılmaktadır.  Partilerin seçmen tabanlarına sahip çıkacakları varsayımından hareketle özellikle ikinci turda  ihtimalleri  sizlerle paylaşmak ve olası sonuçlar üzerine düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.  İlk tur ile ilgili söyleyebileceğim tek şey,CHP ve MHP birlikteliğinin %43’ ün altında gerçekleşmesi iktidar adayı Recep Tayip Erdoğan’ın ilk turda ipi göğüsleyeceğinin en temel göstergesi olacaktır.  Aksi durumda ikinci tur bizleri bekliyor.İkinci turu belirleyen bu defa MHP ve CHP seçmeni değil,2.5 milyon yurtdışında yaşayan seçmen ve %7 oranındaki kürt seçmen oyları olacak.  2.5 milyon seçmen at başı giden bir seçimde büyük öneme sahip olmakla birlikte Kürt kökenli yurttaşların ikna edilmesi partiler açısından şart.İkna edemeyenin kesin kaybedeceği bir yarış onları bekliyor.  İkinci turda Kürt seçmenlerin sandığa gitmemesi ya da  iki aday üzerinde yeniden bir değerlendirme yapmaları uzak bir ihtimal olarak görülmemelidir.  Kürt seçmen oylarının blok olarak sandığa yansıma ihtimalinin yanı sıra adaylar arasında paylaşılma ihtimalide gerçek dışı bir ihtimal olarak değerlendirilmemelidir.  Kürt meselesinde AKP’nin tavrı belli.Oy alabilme umuduyla çatı adayının üniter devlet yapısından taviz veren politikalara yönelmesi durumunda inandırıcılıktan uzaklaşacağı ve ters tepeceği gözden kaçırılmamalıdır.  Çünkü Türkiye için üniter devlet yapısı yaşamsal bir öneme sahip.Aksi taktirde orta doğu ülkelerinde yaşanan kaos ve bölünmeye doğru hızla yol alan gelişmeler ülkemizin de kaderi haline gelebilir.  Her seçim döneminde olduğu gibi cumhuriyet tarihinin en önemli seçimleri gibi klasik söylemlere sığınmak istemiyorum.Görünen o ki gelecekteki seçimler, geleceğimizin oylandığı seçimler olacağı görülüyor.Saygılarımla.  Hasan TEMEL